21| hep buradayım ve hep de öyle olacağım

2.5K 337 230
                                    

Taemin-IDEA








"Hyung, lütfen. Bak, cidden paraya ihtiyacım var, sadece– bir hafta çalışmama izin ver."

"Saçmalama."

Seokjin hyungun beni üçüncü reddedişiydi.

"Ya– bir haftalık ne kadar ediyor, zor bir şey olmamalı."

"Jimin, bak şimdi tatlı çocuğum." Benimle küçük bir çocuk gibi konuşmaya başladığında dudağımı sarkıtmaya son verdim. "Senin bunu neden istediğini biliyorum, o yüzden, hayır. Git, ders çalış. Eğer kasaya falan geçersen de kendin bilirsin, sana yine de para vermeyeceğim."

"Nedenmiş peki?"

"Çünkü Taehyung'a pahalı bir hediye almak istiyorsun," dediğinde kollarımı göğsümde bieleştirdim.

Evet.

Doğru.

Bunun içindi.

"Mirae kesinlikle aşırı pahalı bir şey alacak ve sen de öyle, Jungkook da... ben–"

"Ya sen ona yemek kuponu versen bile önemsemeyecek, neden böyle yapıyorsun? Yemin ediyorum söylerim bak Taehyung'a."

Bu kötüydü. Söylediği yani. Ben hediye almasam bile Taehyung'un bunu önemseyeceğini sanmıyordum, kimse hediye almasa bile üzülmezdi ama... en azından... daha hatırda kalır bir şey olmasını istemiştim. Önemsemesini, şaşırmasını istemiştim. Hala giymeye kıyamadığım kazak gibi. Her zamankinden daha farklı bir şeyler olsun, farklı hislerime yakışacak bir şekilde, onda bir şeyleri tetiklesin ya da ne bileyim... bir şeyler değişsin istemiştim. Ancak Seokjin hyung buna müsaade etmeyecek gibiydi.

"Onu bulursan söylersin," dedim ben de ona sonra. Bu doğruydu, Taehyung bugün bir çekime daha gitmişti. Model arkadaşlarıyla (kimler, hiçbir fikrim yok) geceyi dışarıda geçireceğini söylemişti. Taehyung böyle şeylere beni davet etmezdi, bilirdi ki davet etse bile giitmeyecektim. O yüzden önemli değildi ama haftada birden fazla geceyi onlarla geçirmeye başlarsa kendime endişelenmek için şans verecektim. Çünkü etrafındaki herkes modeldi orada ve ben de... bendim işte. Bu kadar. Park Jimin.

"Onunla gitmek istediğini söyleseydin çok mutlu olurdu– hey, Sohee yanlış kahveyi kullanıyor. Ah, işte bu yüzden kimseye güvenmiyorum!" Seokjin hyung bana laf yetiştirmeyi bırakıp hızlı hızlı çalışanın yajına doğru ilerlediğinde öylece kaldım yerimde. Ders çalışmam gerektiğinin farkındaydım elbette ben de ama... nasıl çalışabilirdim ki? Her şey Taehyung, Taehyung ve Taehyung'du. Nereye baksam, ne duysam, ne düşünsem... her şey oydu.

Mirae'nin çalkantılı hayatının konu olduğu o olayda çaydan mıdır bilinmez, bir süre sonra sinirler yatışmıştı. Jungkook'tan büyük yedi kişinin onu sakinleştirmeye çalışması da bunun nedeni olabilirdi ama bilmiyorum, olmasını beklediğimiz kadar büyük bir olay olmamıştı ve Mirae de eski tempoda hayatına devam ediyordu. Onu o zamanlar gibi sık görebileceğimizi sanmıyordum, kendini işine ve eski nişanlısından koparabileceği tazminata vermişti. Onun en çok üzüleceği şeyin kaybettiği para olduğunu söylerdi, ona bu şekilde zarar vermeyi planlıyordu.

Her neyse. Sonuç olarak Jungkook ile çok sıkı arkadaş sayılmazdım Taehyung ile kıyaslanınca ve onun hakkında bu konuyla alakalı hissettiği şeyleri falan bilmiyordum, Taehyung bilirdi ancak o gece o konuyu konuşmamaya çalışmıştık. Hoseok hyung ile ev arkadaşı olmamdan dolayı ben daha çok Yoongi hyung ile yakın sayılırdım, yani biri hakkında bir şey bileceksem muhtemelen o kişi o olurdu ancak Yoongi hyung da pek hislerini açan birisi sayılmazdı. Hatta hiç sayılmazdı ancak o gün mekana şık bir ceket, jilet gibi ütülü bir gömlek ve kumaş pantolonla geldiğinde nedenini merak ettim. Normalde de aşırı spor giyen veya eşofmanla gezen birisi değildi, Jungkook'un aksine ancak o gün bir tek belinde kuşağı ve papyonu eksikti, çok önemli bir etkinlikten fırlamış gibi duruyordu.

Sentimental | vminWhere stories live. Discover now