28| hiç gitmemek daha iyi

2.5K 340 248
                                    

The Rose-sorry

"Nefes aldırmıyorsunuz gerçekten, tebrikler."

Hoseok hyungun isyanına ve biraz da iğrenmiş surat ifadesine neden olan şey Taehyung ve bendik, elbette, her zamankinden farklı olan hiçbir şey yapmamamıza rağmen artık bu tepkileri zorbalık olarak kabul etmeye karar vermiştim. Bir süre daha söylenir ve susarlar gibi geliyordu ama hiç belli olmazdı, henüz Seokjin hyung ortalıkta yoktu bile! Gerçi Namjoon hyung da olmadığı için biraz daha rahattık normalden, çok daha fazla rahattık. Tamam, Hoseok hyung biraz haklı olabilirdi. Sadece birazcık. Çünkü Taehyung'un dizlerine oturuyordum. Söylenerek yan taraftaki sandalyeye geçtim.

"Kıskanma, belki senin de sevgilin olur," diye söylendim, bana gözlerini devirdi. Sanırım artık her şey çözülmüş olsa bile bu huyundan vazgeçmeyecekti.

"Daha ilk günü içindesiniz ve nasıl böylesiniz, hiçbir fikrim yok."

"Aslında onuncu yılında da sayılırız," Taehyung omuz silkti, "Yani bu demek oluyor ki yirminci yılda da aynı olabiliriz."

"Evet, bu muhtemel."

"İkinizi birkaç ay bir odaya kapatalım, doyun birbirinize. Bak bu aslında iyi fikirmiş, Seokjin hyung ve Mirae'ye sponsor olmalarını teklif edeyim. İkinizi yaz boyu bir yere kapatalım."

"Lütfen bunu yap," dedim, eminim gözlerim parlıyordu. Taehyung'a döndüm. "Daha iyi bir fikir geliyor mu aklına?"

"Dünyanın en iyi fikri. Bunu bir düşüneceğim, sanırım bütün çekim ücretlerini biriktirsem iyi olur. Yazın seninle bir tatile gidelim baş başa."

"Mirae ve Seokjin hyung sponsor olacakmış ya," dedim. "Sen kendini yorma, onları birkaç sözle ikna ederim ben."

"Neye sponsor oluyormuşum?" Seokjin hyung bir tepsiyle birlikte tekrar masamıza oturdu. Çalışanlarına yavaştan güvenmeye başlıyordu herhalde. Eh, en azından onların dükkanı kapatmasına izin veriyordu. Bu da bir şey sayılırdı.

"Jimin ve Taehyung'u karantina altına almaya," dedi Hoseok hyung. "Böylece birbirlerine doyup bizim yanımızda daha az temasta bulunacaklarını düşünüyorum."

"Bütün paramı alın." Seokjin hyung bize birer bardak verirken böyle bir teklif sunduğunda gerçekten gönülden destekliyordum. Şu an şaka yapıyor bile olsak bu fikir, en azından baş başa tatil fikri çok mantıklı gelmişti. "Aslında," dedi Seokjin hyung sonra, "Size bir teklifim vardı."

"Balayımızı mı karşılayacaksın?" dedi Taehyung, gülmeye başladım.

"Sadece size değil, herkese. Bunu... Mirae ile düşündük."

"Ve..?" Hoseok hyung kaşlarını kaldırdı.

"Bizim... bir aile evimiz var. Ne demek daha uygun olur? Taşrada, şehirden uzak, bir kasabaya yarım saat uzaklıkta. Muhtemelen kar altındadır şimdi. Epey de geniş bir ev, aslında. Sizin... tatilinizde birlikte kalmaya mı gitsek dedik, bir haftalığına."

"Mirae ile düşündüğüne göre..."

"Evet, Yoongi ile de konuşacağım."

Gözlerimi Taehyung'a çevirdim, dikkatle Seokjin hyunga bakıyordu.

"Bence iyi bir fikir," dedim sonra. "Kış tatili gibi. Biz bize olacağız?"

"Evet. Tabii. Biz ve Mirae işte. Sekiz kişi."

"Jungkook bunu kabul etmez," dedi Taehyung, "Kaldı ki Yoongi hyungun da kabul edeceğini sanmıyorum."

"Yoongi işini bana bırakın. Jungkook'a da haber vermeyeceğiz. Onun geleceğini söylemeyeceğiz yani. Siz kabul edin de ikna etmesi gereken bir onlar kalsın."

Sentimental | vminWhere stories live. Discover now