21-Başlangıç

258 34 36
                                    

Merhaba~

Medyadaki şarkı anlamıyla dinlendiğinde o kadar güzel ki...Requiem'in anlamı ise 'Ölüler için dua' demektir.Şarkının neşeli tarzını ancak anlamına baktığınızda az çok anlayabilirsiniz.

'Öp beni, beni sevdiğini söyle,
Güldür beni ölüler için yapılan duanın ortasında.'

Medya;Alma-Requiem

İyi okumalar dilerim~

Tom telefonunu kapattıktan sonra yanında oturan sarışın arkadaşını görmezden gelerek televizyon sehpasının altındaki çekmeceden not defteri ile dolma kalemini aldı, Draco'nun mesajını beklerken gergince Harry'e ait sayfayı açtı."Ne olduğunu söyleyecek misin?"diye sordu ve deftere doğru eğildi Abraxas.Kardeşinin aksine masmavi gözleri vardı ve saçları dağınıktı.Babaları Lucius gibi saçlarını uzatmayı severdi."Gündüz Harry'nin evine gittiğimi biliyorsun değil mi?Bir deftere rastladım.Fransızca yazılmıştı ve tarihin çizelgesine benzer bir sekilde bazı savaşlara dair ayrıntılar yazılıydı.Nerede, nasıl başladı, komutanlarının isimleri, görünüşü gibi birçok bilgi vardı.Oldukça garip değil mi?Daha da garip olan şey bazı noktaların değişmiş oluşuydu.İkinci Dünya Savaşı gibi.1945 yılında başladığı ve İngiltere'nin kaybettiği yazıyordu.Fakat gerçekte 1939 yılında başladı ve İngiltere kazandı."

"Zihninde savaşı mı yaşıyor?"diye sordu şaşkınlıkla.Tom sıkıntıyla başını salladı, Abraxas gelmeden önce epey düşünmüştü ve düşündükçe fark ettiği ayrıntılar ile dehşete düşmüştü.Harry'nin neden silahlardan korktuğunu veya savaşlardan nefret ettiğini anlayabiliyordu."Sorun şu ki sadece tek bir savaşı görmedi.Birçok tanesi, saymakla bitmez ve Harry'nin zihnini düşünmek bile istemiyorum.Biz savaşı görmedik, belki birkaç tane isyan ile karşılaşmışızdır fakat hiçbir şey bir savaşın yerini tutamaz.Cehennem hariç.İzlediğin filmleri yaşadığını düşün.Defalarca.Harry'nin sahip olduğu nefret tamamen haklı, bütün bunlar zihninde karaladığı birkaç kurgu olsa da.Nasıl delirmediğini anlayamıyorum.Onu ayakta tutan bir amacı olmalı."dedi ve dudaklarını ısırıp gözlerini telefonuna dikti.Hemen gelmesi gerekiyordu.Bu kadarını tesadüfen keşfetmişti, hepsini kafatasının içerisindeki organa borçluydu.

"Draco'nun atacağı video ile ne alakası var peki?"

"Draco'nun dediğine göre birilerinden sırlarını saklamak istiyorsa Fransızcayı kullanıyor.Bugün gördüğüm not defteri gibi.Sarhoş olduğunda da Fransızca konuşuyormuş ve bilirsin, sırlarını anlatmaya meyillilerdir."dediğinde anladığını belirtir şekilde sallamıştı başını.Karşılaştığı en ilginç hasta olduğunu apaçık söyleyebilirdi.Kabus gördüğü için gelen birisinin bu kadar soruna sahip olması…Harry sırlarını korumakta, en azından bilinçli olduğu sürece, gerçekten iyiydi.Arkadaşının hızlıca cebinden çıkardığı telefon ile merakla yaklaştı, videoyu açmadan önce derin bir nefes aldı Tom.Gerçeklere ihtiyacı vardı.

Açtığı anda karşılaştığı görüntü Harry'nin koltuğun en ucunda yastığı göğsü ve bacakları arasında sıkıştırarak oturduğu andı.Yanakları sevimli bir şekilde kızarmıştı ve hıçkırıyordu.Tom zorlukla fark etti Harry'nin gözlerinin dolu oluşunu.Genç adam zümrütlerini kırpıştırıp burnunu çekti ve başını yastığa gömüp Fransızca olduğu belli birkaç cümle söyledi.“Harry, şu an Fransızca konuşuyorsun.”

Genç adam başını kaldırıp burnunu kırıştırarak çaprazına baktı, uzanıp masanın üzerinden peçete aldı.“Nasıl İngilizce konuşacağımı unuttum.”derken burnunu sildiği için boğuk çıkmıştı sesi.Tom kaşlarını kaldırarak defterini kucağına doğru çekti.“Ama sorun değil, Tom Fransızca biliyor ve beni anlayacak.Sizin Fransızca bilmenizi beklemiyordum zaten.”diye devam etti genç adam.

Malédiction D'éternité // TomarryWhere stories live. Discover now