17-Merope

206 34 67
                                    

Merhaba~!

Umarım beğenirsiniz bölümü, biraz ani olabilir sorry bu yüzden.Bölüm sonunda fikrinizi almak isterim bu yüzden dikkatli mi dikkatlice okuyun!

Medya;Alan Walker-On My Way

İyi okumalar dilerim~

Merope, kiliseyi yakından takip eden, cadılardan kesinlikle hoşlanmayan bir kadındı.Onların burada yakılarak öldürülmesini bırakın, cehennemde de yanmasını dilerdi her zaman.Onlar şeytana uyarlardı, dinlerinden, ruhlarından vazgeçerlerdi.Bundan daha büyük bir günah olamazdı ona göre.

Aynı ve sıradan geçen günlerden bir gün, oğlu, Abraxas'ın evinde vakit geçireceğini söyleyerek çıkmıştı evden.Anlamadığı bir şekilde, son zamanlar sürekli dışarı çıkar olurdu.Birkaç bahane uydurup çıkardı evden.Bundan rahatsız olsa da Tom gençti ve gezmek, dolaşmak isteyebilirdi.Bu konuda onunla tartışmak istemiyordu.Zaten kavgalı oldukları bir konu vardı.Eskiden de insanların cadı diye suçlanmasını aptallık olarak gören Tom, son zamanlarda daha baskın halde savunmaya başlamıştı.Oğlunun Tanrı'ya inanıp inanmadığını bilmiyordu ve sormak istese de Tom konuyu sürekli başka yerlere çekerek cevap vermeyi reddetmişti ona.Merope da onun inandığını varsayarak bir daha sormamıştı.

Pencereden oğlunun gittiği yöne bakmıştı ve dediği gibi Abraxas'ın evine doğru gidiyordu.Zaten dün dediğine göre çocukluk arkadaşı baba olacaktı.Bu yüzden yanına gitmesi gayet normaldi.Elinin altındaki kirlilere baktı bir süre.Sonra düşüncelerine daldığını fark ederek kızdı kendisine.Onları hasırdan sepetlere doldurup nehirde yıkamak üzere gidecekken Tom'un kirlilerini almayı unuttuğunu fark etti, hızlıca girdi odasına.Kapısının arkasındaki ceketini ve annesinin alması için bıraktığı küçük sepeti alırken ceketin cebinde bir şey var olabilir düşüncesiyle atmıştı elini.

Yumuşak bir doku, parmağında tatlı bir his bırakıyordu.Hemen cebinden çıkardı ve baktı ne olduğuna.

Bir güldü.Masmavi renge sahip, capcanlı, yeni dalından koparılmış gibiydi.Merope eliyle dudaklarını kapatıp çevirerek bakmaya devam etti.En geniş yaprağın üzerinde ufak yazılar gördüğünde yakıcı bir merakla yaklaştırmıştı görmek için.Kelimeleri mırıldanarak okurken, gerçekten şaşırıyordu.Gözlerini yaprağın üzerinden çekip seslice tekrar etti.Sadece bir kere okumasına rağmen ezberlemişti bile.

"Kalbim atmayı bırakana dek, HJP-TMR."

Gül elinden düşerken şok içinde yaslanmıştı arkasındaki masaya."Harry..."

Dudaklarından istemsizce dökülen isim onun şoktan çıkıp, öfkeyle tıslamasını sağladı.Yere düşürdüğü gülü aldı ve üzerine yeleğini giydikten sonra ayağına geçirdi ayakkabısını.Hızlı ve öfkeli adımları sokakta onu görenleri şaşırtıyordu.Daha önce kadının sinirlendiğini görmeyen komşuları, onun kilisenin yoluna sapması üzerine fısıldaşmaya başlamıştı bile.Koyu ahşaptan yapılma kilisede henüz çanlar çalıyordu.Onun sesleri kadını birazcık sakinleştirse de yeterince değildi.Onu durdurmaya çalışan rahibeleri umursamadan baş rahibin odasına daldı ve kapıyı kilitleyerek diğerlerinin girmesini engelledi.

"Sakin ol, Merope.Herkes işine dönsün."diye seslendi baş rahip.Rahibeler onun uysal davranmasına rahatsız olsalarda dediğini yaparak uzaklaşmışlardı kapının önünden."Öfkelendiğini görüyorum, sakin olmak en önemli adımdır.Derin nefes al ve ver."dediğinde onun sözüne uyarak derin nefesler almıştı Merope.Elinde gevşek biçimde tuttuğu gül hala onu öfkelendiriyordu."Şimdi ne için geldiğini söyle."

"Bir cadı!O benim oğlumu büyüledi!"dedi hemen, elinde tuttuğu gülü uzatıp gösterdi üzerinde yazılı olan yaprağı."Harry Potter.Tom'u büyüleyerek aşık etti!Belki de o vaftiz babası da öyledir.Şeytana uyuyorlar!"

Malédiction D'éternité // TomarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin