8-Kütüphane

314 36 44
                                    

MERHABA!
Uzun bir ara vermiş gibi hissettim ki biraz öyle oldu.Umarım bölümü beğenirsiniz~

Medya;İkiye on kala,Bütün İstanbul Biliyor.

İki okumalar dilerim~

"Biz gelmeden önce ne içiyordunuz?"diye sordu ve arkasına yaslandı Abraxas.Zümrüt gözlere dikkatle bakıyor olsa da onu cevplayan kardeşiydi."Çay,kahve ve Coca-Cola ama onlara dokunmama izin vermedi."diyen sarışın arkadaşına karşılık devirdi gözlerini.Elbette Coca-Cola şişelerini onlarla paylaşmayacaktı.Tıpkı bugüne kadar içtiği tüm şişelerin kapaklarını sakladığı gibi."Biralarını da saklıyordun."diye homurdandı Tom,omuzlarını silkerek arkasına yaslandı ve yudumladı vişne suyunu.Öyle gözükmese de 25 yaşındaki bir adamın zihnine sahipti.Cehennemi bizzat gören bir zihin."Sahip olduklarımı paylaşmayı sevmem."

"Yiyecek ve içecek olsa bile mi?Ben buna bencillik derim."dedi Draco,Harry bardağını masaya bırakıp öne doğru eğildi."Ne dersen de.Seninle Coca-Cola'mı paylaşmayacağım.Marketlerde satılıyor Draco ve yıllar öncesine göre çok daha ucuz."dedi neredeyse tıslayarak.Onun bu davranışı üzerine Abraxas ve Tom şaşırsa da dikkatlerini  başka birşey çekmişti."Yıllar önce?"Abraxas ikilinin aklındaki soruyu dile getirdikten sonra Tom eklemişti."Sadece birkaç sent değişmiştir diye düşünüyorum."

"1870 civarından bahsediyorum.İlk çıktığı zamanlara kıyasla çok daha ucuzdur.O zaman almak daha zor olmalı."dedi altı tane şişeyi almak için harcadığı parayı hatırlarken."Ama şu an 1998 yılındayız ve her yerde ucuza alabileceğin bir şey."dedi ve kaşlarını kaldırdı Tom.Harry gözlerini kısarak baktı sevgilisine.Onu hatırlamıyor olması yeterince sinir bozucuyken konuştukları konu yüzünden sinirleri gerilmişti."Bencilim ve evet,Coca-Cola'mı kimseyle paylaşmak istemiyorum.Bununla bir sorununuz varsa lütfen evimden çıkın.Bu evde olduğunuz sürece benim kurallarıma uymak zorundasınız."

"Peki, küçük adam.Sakin ol,lütfen sinirlenme ama buradan pekte korkutucu gözükmüyorsun."diyen sevgilisine karşılık gerginliğini üzerinden atarak sırıttı.Tom çoğunlukla ona söylerdi bunu.Ne kadar kızarsa kızsın hep sevimli olduğunu ve korkutucu gözükmekten uzak olduğunu dile getirirdi ve Harry bellidir ki daha da sinirlenirdi."Ayrıca başka birisi bana bunları söyleseydi kötü olurdu.Özellikle birinci sınıf.Bundan sonra lütfen dediğine dikkat et."diye ekledi Tom,kutu birasını dudaklarına götürüp küçük bir yudum alırken gözlerini bir saniye bile çekmemişti zümrüt gözlerden.

"Peki,onbaşı'm."diye mırıldandı ve gözlerini devirip içti çakma şarabından."Neden öyle hitap ettiğini sormalı mıyız?"derken koltukta öne doğru kaymıştı Abraxas,Harry bir an şaşkınlıkla baktı ona."Nasıl hitap ettim?"

"Onbaşı'm diye."

"Şey,filmde gördüğüm birisine çok benziyor Tom.Ondan kafam karıştı biraz.Daha yeni izledim."diye geveledi Harry.İnandıklarını belirten ifadeler sergileyince rahatlamıştı.Öncesini dile getirmeye korkuyordu.Tom'un ona tepki göstermesi bir yana o anları kabusları hariç hiçbir yerde hatırlamak istemiyordu.Tom ile iyi anılar oluşturmuş olabilirdi fakat sonu kötü bitmişti.Tom onu orada tek başına bırakmıştı.Rahatsızca kıpırdandı ve bardağını bitirip mutfağa gitti doldurmak üzere.Buzdolabını açtı ve bakındı içerisine.Kolayca meyve suyu kutusunu bulmuş,kapağını açarak doldurmaya başlamıştı.Sırtında hissettiği gözler ve yanında elinde boş kutuyla bakan Tom,Harry'i kesinlikle korkutmuştu.

"Biraz daha sesli yürüyemez misin?"diye mızmızlandı ve elindeki boş meyve suyu kutusunu bırakarak bardağı aldı, kalçasını yasladı tezgaha."Alışkanlık,korkuttuysam üzgünüm.Çöp neredeydi?"Harry sadece yerini işaret etti ve Tom boş kutuyu attı çöpe.Gitmesi beklenilen adam yanında durup tıpkı onun gibi tezgaha yaslandığında kalbi heyecanla attı.Tom sol tarafında duruyordu ve duyabildiğinden şüphe etmeye başlamıştı.Onu bu sevimli düşüncelerden çıkaran Tom'un sesi oldu."Daha önce bir yerde tanışmış olabilir miyiz?"

Malédiction D'éternité // TomarryWhere stories live. Discover now