16-Mavi Gül

216 34 24
                                    

Merhaba dostlarım, yeni bölüme hoşgeldiniz~

Bu bölümü ortaçağ tarzı şarkılar dinleyerek yazdım, onlardan birisini medyaya bırakıyorum, umarım beğenirsiniz.

Medya:Faun-Tanz Mit Mir

İyi okumalar dilerim~

Harry, vaftiz babasının ona uzattığı cüppesini nazik bir tutuşla aldı ve geçirdi kolundan.O bütün şifa bilgisini kullanarak köylülere yardım etmeye karar vermişti.Sirius ise yapabilirse ticaret işine girecekti.Eski köylerinden getirdiği birçok onlara gereksiz olan eşyalı satabilmek için pazar alanına gidecekti.Dün akşam Merope'un evinde yemek yedikten sonra sohbetler etmiş, erkenden dönmüşlerdi tatlı evlerine.Tom'un onunla konuşmak için can attığını biliyordu ve bundan kaçınmayacaktı.

"Fazla tehlikeye girmediğin sürece asanı kullanma, kullanacaksan yalnız olmaya dikkat et."

Uzanıp adamın yanağından öptü ve başını salladı onaylar biçimde."Gün batmadan önce dönerim ve yemek için bekleme beni."derken cüppesini göğsüne doğru çekmiş, sıcaklığını hissetmekten gurur duymuştu.Sirius onun omzuna hafifçe dokundu ve geriye doğru çekilip kollarını göğsünde bağladı.Harry ona neşeyle baktıktan sonra ayakkabılarını giydi ve çıktı evinden.Henüz birkaç adım atarak bahçe kapısına gitmişti ki ismini duydu yakınlardan.Başını kaldırıp dikkatle sokağa bakındı ve ona doğru yürüyen sarışın adamı fark etti."Abraxas."derken evinin bahçesinden çıkmış, hızlı adımlarla yaklaşmıştı ona doğru."Harika gözüküyorsun!Nereye gidiyorsun böyle?"diye sordu ve onu baştan aşağı inceledi, tıpkı önceden yaptığı gibi.

Pek yakın olmasalarda Abraxas ile iyi anlaşıyordu Harry.Bazen Draco ve abisi bir olup Tom ile onu sinir ediyorlardı.O zamanları özlediğini fark ederek düşünmeyi kendisine yasakladı ve gülümsedi adama doğru."Ormana gideceğim, sana bakıyorum ve…?Sende mi gidiyorsun?"dediğinde sarışın, neşeyle sallamıştı başını.

"Her hafta Tom ile ormana gidip avlanırız.Bazen eşimde geliyor ve vakit geçiriyoruz.İstersen eşlik edebiliriz, köye geldiğin gibi ormanda kaybolmanı şahsen istemem."dedi ve başını yana eğdi, kabul et dercesine baktı mavi gözleri.Harry bu baskıcı gözlere boyun eğerek başını çevirdi, Tom'un evine baktı dikkatle."Peki, Sirius'un kafası rahat olur en azından."

"Vaftiz babandı değil mi?"

"Evet, babamın çocukluk arkadaşıydı ve onlara bir şey olursa onun bakmasını istemişler."diyerek onayladığı vakit, baktığı açık renkli ahşap kapı açılmış, annesini uyandırmamak istediği için inanılmaz sessiz biçimde evden çıkmıştı Tom.Sırtına astığı ok ve yay, üzerinde koyu renkli kıyafetleriyle önceden tanıştığı Tom'lar ile fazlasıyla farklı gözüküyordu.Fakat Harry biliyordu ki içerisinde, o hala sevdiği adamdı.Hiçbir zaman değişmeyecekti.Genç adam ilk önce Abraxas'ı sonra Harry'i gördü, hızlandırdı adımlarını."Harry'de ormana gidecekmiş, bizimle gelebilir diye düşündüm."

Tom hafifçe kaşlarını kaldırarak baktı ufak sevgilisine doğru."Neden ormana gitmek istiyorsun?"

"Biraz şifa eğitimi almıştım, köye bu şekilde dahil olmayı düşündüm.Bazı otlar gerekiyor ne yazık ki."

"Bu harika, belki bize de öğretirsin."dedi ve elini ufak olanın omzuna koyarak köyün çıkışına doğru yönlendirdi, Abraxas takip etti onları.Merakla önündeki yürüyen çifte doğru bakıyor ve anlamaya çalışıyordu.Köyden ormana giden patika yoluna girdikleri zaman ikilinin el ele tutuşmasını gördüğünde iri iri olmuştu mavi gözleri."Siz…!"

Tom işaret parmağını dudaklarına bastırıp susmasını belirtti, Abraxas büzdü dudaklarını.Ne zaman aşık olmuşlardı hiçbir fikri yoktu ve öğrenmek istiyordu.Bir yandan da içindeki sesin doğru konuşmasını takdir ediyor, yakın arkadaşının mutluluğunu diliyordu.Ormana ağır ağır girdiler ve Harry Abraxas'a doğru dönüp gülümsedi."Bunu sır olarak tutabileceğine inanıyorum?"

Malédiction D'éternité // TomarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin