26-Saydam Beden

321 36 62
                                    

Merhaba~!

Nasılsınız?

Bana sorduğunuzu varsayarak cevaplıyorum, bende iyiyim.Umarım siz de iyisinizdir, sağlığınız yerindedir.

Medya;Lana Del Rey-Dark Paradise

İyi okumalar dilerim~

O gecenin sonunda Sırlar Odasına gitmeye karar vermişti.

Doğduğu dünyalar hakkında en sevdiği özellik yapıların değişmiyor oluşuydu.Bir dünyada Sırlar odasına girmişse, başka bir dünyada aynı yerde sırlar odası olurdu.

Yani gitmesi gereken yer Mızmız Myrtle'ın kızlar tuvaletiydi.

Bu dünyada ilk defa, diğer dünyaları sayarsak ikinci kez Sırlar Odasına gideceği için nasıl görüntüsü olacağını bilmiyordu, ne kadar yeri aynı kalsa da görünüşü veya içerisindeki yapılar değişebilirdi.Geçen sene, yılbaşında Dumbledore'un teslim ettiği görünmezlik pelerinini omuzlarına çekerek başlığını düzenledi.Saldırganın kim olduğunu çok merak ediyordu.

Belki de Tom'du?

Bunu Sırlar Odasına girmeden anlayabileceğinden emin değildi.Neyse ki basilisk ile konuşabiliyordu, ona sorabilirdi kimin yaptığını.Sonuçta basiliski yöneten kişi sorumlu olandı.Ona emir verip kediyi taşlaştırmıştı.Harry orada su olmasa kedinin öleceğini biliyordu, zaten basilisk öldürme amacıyla salıverilmişti.

Yeşil gözleri girdiği tuvaletin içerisindeki çoklu lavabolara kaydı ve kısa bir süre sonra aradığı şeyi buldu.Yılan kabartmalı musluğa doğru fısıldadı çataldilinde.'Açıl'

Emriyle hareket ederek ona yolu gösteren lavaboların arasından geçti ve merdiven için baska bir emir mırıldandı.Merdivenlere indikten sonra lavaboların eski haline dönmesi için tekrar mırıldanmıştı.Başkalarının girmesini istemezdi, en azından saldırgan ile konuşurken.

Pelerini çıkardıktan ve koluna astıktan sonra merdivenleri aceleci olmadan inmeye başladı.Adımları sessiz ve rahattı, çayırda dolaşıyor gibiydi.Harry gücünden fazlasıyla emindi, ne kadar karşısında onu tek bakışla öldürecek bir canavar olsa da.Önüne çıkan kapıya çataldilinde tekrar tısladıktan sonra ancak tanıdık odaya girebilmişti.Asil, dişlerini gösteren yılan heykelleri tıpkı Tom ile yaşadığı hayatındaki gibiydi, yürüdüğü yolun iki yanında dikiliyorlardı.Yürüdükçe Salazar Slytherin'in heykelinin bulunduğu açıklığa ulaşmıştı.Yeşil gözlerini etrafta gezdirdi ve yabancı bir şekil aradı.

Aynı zamanda odada başka bir kimse de bulunuyordu, Harry göremese de.

Tom Riddle, yarı saydam bedeniyle odaya giren yabancının onu bulmaması için girdiği dar deliğin duvarına yaslanmış, yabancıya kaşlarını çatarak bakıyordu.Kolunda asılı görünmezlik pelerini fazlasıyla cezbedici gözüküyordu.Çocuğu basilisk ile öldürdükten sonra pelerini alırsa önümüzdeki birkaç sene rahatça kullanabilirdi, epey yeni gözüküyordu çünkü.

Belki asasını da alırdı.Ginny'i kullanarak yeni beden elde etmesi biraz daha sürecekti.

Kısa boylu çocuk yüzünü onun bulunduğu tarafa doğru çevirdiğinde duvara doğru saklandı.Henüz fazla enerji alamadığı için saydam bir beden oluşturabiliyordu, bu yüzden görülmesi daha az olasılıklı denebilirdi.Yine de gördüğü öldüren lanet rengindeki yeşil gözler, kuş yuvasına benzeyen dağınık saçlar ve alnındaki şimşek iziyle tanıyabilmişti.

Bu çocuk Harry Potter'dı.

Nasıl Sırlar odasını bulabilmişti?Nasıl içeri girebilmişti?Son çataldili konuşan kişi Tom olmalıydı.Onun neden büyüklerini çağırmadığını, sanki gezmeye çıkar gibi geldiğini uzun süre anlamayacağını biliyordu.En azından konuşmadan.Tom Riddle, çocuğu dikkatle izledi.Elini Salazar Slytherin'in heykeline doğru uzattığında ve tanıdık cümleleri söylediğinde şaşkınlıktan yıkılacaktı.

Malédiction D'éternité // TomarryWhere stories live. Discover now