36-Tanıdık kişiler

215 31 5
                                    

Merhaba~

Naber, nasılsınız?Bazılarınızın okulları başladı ve çoğu kişi 'Tamam bir gün yeter, geri kapatılsın' diyor gkslgkslglev

Okul yorucudur, hepinize sağlık sıhhat diliyorum.

Soranlar için ben iyiyim, mutluyum umarım siz de öylesinizdir.

Öyleyse okumaya geçin!

İyi okumalar dilerim~

Bulundukları oda ışık miktarının azlığı ve kullanılan koyu renkli mobilyalar nedeniyle hoş bir loşluk içindeydi.

Akşamüstüydü, güneş henüz batmamışken turuncu ışıklarıyla normalde olacağından daha karanlık gösteriyordu.Bunun mum yakmaya karşı gösterilen inattan da kaynaklandığı söylenebilirdi. 

Tom ve Harry yarım saattir bu odadaydı ve bir lider edasıyla - olmadıklarından değil- astlarının yaptıkları şeytanlıkları dinliyorlardı.

Şeytanlıklar bu ölüm yiyenlerin tanımlamak istediği şeyler olsa da şu noktada çoğu bilgi topluyor, azı ise daha ciddi görevlerde çalışıyordu.

Ölüm yiyenlerin şeytanların yapacağı gibi insanları kötüye teşvik etme ihtiyacı korkunç bilgileri anlatırken takındıkları ifadeden bile  anlaşılıyordu.Baştan çıkarmak, karanlık büyüler kullanmak ve hükmetmek istiyorlardı.

Tom'a karşı çıkma riskini alamayacakları için bu tür şeylerle yetinmek zorundalardı.

Harry gözlerini hemen yanındaki süslü tahtında oturan ve sıkılmış ifadesiyle raporunu sunan ölüm yiyeni izleyen sevgilisine doğru çevirdi ve birkaç saniye baktı.Sonra fısıldamak için hafifçe eğilmişti ona doğru."Minyonların çok tatlı."

Tom zihin sağlığını sorguladığını belirten bakışlarını ona dikmişti anında.

"Öyle bakma."derken fısıldamaya devam etişti yeşil gözlü genç adam.Gözlerine gelen vahşi buklesine üfledikten sonra diğerinin omzuna yaslandı hafifçe.Tom Harry'nin temaslarına çoktan alışmıştı, bu yüzden pek tepki vermemişti."Ben ciddiyim, onlar gayet tatlı."

"Neleri tatlı?"diye sordu Tom, kaşlarını çatarak."Bir grup adam savaş istiyor ve sen onlara tatlı diyorsun."

Harry küçümsercesine salladı elini."Hayır, hayır bu değil.Onlara bak, istedikleri o büyük kötülükleri yapmış gibi gururlu gözüküyorlar.Onları övmelisin Tom, daha hevesli olurlar ve işlerin kolaylaşır."

"Onları övmeyeceğim."diye homurdandı Tom."Ayrıca sana ne demiştim?Buradayken bana o muggle ismiyle hitap etme-"

"Anladım, Tom."diye cıvıldadı Harry, sesini yükselterek.Dudakları sırıtışıyla kıvrılırken Tom'un yakıcı bakışlarından zerre etkilenmiyordu."Sana ne dememi istiyordun, Lordum mu?Yoksa Kralım mı?Bu aptal çocuğa açıkla lütfen."

"Bu aptal çocuğa hemen açıklayayım,"dedi ve Harry'nin yanağını tutup sertçe çekti Tom."Bana Lordum diyeceksin!Başka bir şey değil!"

Harry diğer adamın elini tutarak sızlandı."Evet, evet!Şimdi hatırladım!Yanağım-"

Tom birkaç kez sertçe çekiştirip Harry'nin yanağını bıraktı, genç adamı hafifçe iterek bacağını attı diğerinin üstüne."İnanılmazsın.Her seferinde yapıyorsun ve yüzümü kaybediyorum.Dövmek için hala geç değil, belki de denemeliyim."

"Beni dövemezsin, ben daha güçlüyüm."

Kızıl gözlü adam aniden ayağa kalktı ve Harry'i tuttu kolundan."Kalk!Düello yapacağız!"

Malédiction D'éternité // TomarryWhere stories live. Discover now