13-Kurşun Asker

270 36 76
                                    

MERHABA SİZİ O KADAR ÖZLEDİM Kİ...

Bu bölüm bana küfür edebilirsiniz ama olsun ben sizi seviyorum.

Medya : The King's Singers-The Blue Bird.(1860 yıllarında bestelenmiş bir opera.O zamanlar kamera olmadığı için daha sonra kamerayla çekilmiş yoksa Fransız Opera salonu gibi yerler var.Onlar sadece kamerayla kaydetmiyorlardı.)

Mutlulukla okuyun!

İyi okumalar dilerim~

Kumral saçlı kadın, parlayan bal rengi gözleriyle fazla güzel gözüküyordu.Saçları omuzlarında ve dalgalıydı, kimse böyle bir kadının Tom'un annesi olduğunu söyleyemeyecek kadar uzak görünüşlülerdi.Dudaklarını aralayarak Tom'a doğru bakmıştı ki uzun boylu sevgilisi konuşarak susturdu onu."Sana babamın kopyası olduğumu söylemiştim."

Merope Gaunt, önceden lord olan Gaunt ailesinin tek kızıydı.Bir tane erkek kardeşi bulunuyor olsa bile Tom'un babasıyla evlenmek istediği için atılmıştı evden.O gün bugündür tek başlarına yaşıyorlardı.

"İnanamadım çünkü bir benzerlik mutlaka olmalı annenle.Ben bile annemin gözlerini aldım."diye yakındı Harry."Annemden aldığım bir şey var sa o da kişiliğidir."dedi ve minik olanın omuzlarına ellerini koyup şaşkınlıkla onlara bakan kadına doğru birkaç adım yaklaştırdı."Anne, bu Harry Potter.Harry, annem Merope Gaunt."diyerek kısaca tanıttı karşılıklı olarak.Kadın elleriyle pembe dudaklarını örtüp baktı Tom'un çenesine denk gelen sevimli oğlana."18 yaşında olduğundan eminsin değil mi oğlum?"

"Ben 18 yaşındayım."diye yakındı Harry."Sadece küçük ve güzelsin.Erkek olmana gelmeyeceğim bile.Daha çirkin bir şey bekliyordum."derken kollarını Harry'e doğru uzatmış, omzuna dolayarak sarılmıştı kuş yuvası saçlı oğlana.İnce dudaklarından kaçan kıkırtı kadının kumral saçlarında kaybolurken o da sarmıştı kollarını."Benim zevklerim hakkında şüpheye mi düşüyorsun?"

Kadın güldü ve Harry'den uzaklaşıp oğluna doğru açtı kollarını."Hayır, benim oğlum en iyisini getirir.Daha önce birisini bana göstermediğin için nasıl görünüşte sevdiğini de bilmiyordum."

"Ben hissediyorum.Annem bayan Potter ile çok iyi anlaşabilir."dedi ve sarıldı annesine.Harry hemen başını salladığında kadın gülümsemiş, Harry'e doğru dönmüştü."Bunu düşündüren ne?"

"Tom ilk evde kaldığı günün akşamı babamı 'Harry'nin seçimine güven, oğlum en iyisini getirir diyordu.' dediğinde ancak sakinleştirebilmiş."dedi kıkırdayarak.Tom hafifçe güldü ve ufak sevgilisinin omzundan tutarak müstakil evlerine doğru ittirdi, birlikte içeri girdiler.Merope arkalarından kapıyı kapatırken ufak olanın elinden çantasını alıp salonu işaret etmişti sevgilisi.Harry itiraz etmeden içeri girdi, kadın onun hemen arkasından salona girdi ve koltukları işaret etti.Salondan bağlantılı olan mutfağa yönelip hazır kahvelerden çıkardı, suyu kaynattıktan sonra bardağa dökerek karıştırdı kaşıkla.Yaptığı hazır kahveleri tepsiye koyarak salona döndüğünde Tom'u Harry'nin yanında oturuyor halde buldu.Oğlu, kolunu zümrütlere benzeyen gözlere sahip, kuzgun, kuş yuvası saçlı oğlanın omzuna doğru atmış, uzun parmaklarıyla alnına düşen tutamların arasında geçirerek düzeltmeye çalışıyordu belli ki.

Harry Tom'un eline hafifçe vurduktan sonra güldü ve omzuna yaslandı."Onlar asla düzelmeyecek."

"Kadınların saçlarını düzleştirmek için kullandıkları aletler var.Onlardan denedin mi hiç?"diye sordu ve Merope'un uzattığı iki kupa bardağı aldı Tom."Hayır denemedim çünkü öyle bir aletin varlığını kesinlikle bilmiyordum.Neden daha önce söylemedin?"

"Bilmem, sadece böyle sevimlisin.Düzeltince aynı olacağından şüpheliyim."dediğinde yalandan alıngan bakışlar atmıştı Harry.Onun elinden kendi kahvesini aldı ve yaslandı arkasına."Ben her zaman sevimli olurum."diye böbürlendi ve küçük bir yudum aldı kahvesinden."Ona ne şüphe."

Malédiction D'éternité // TomarryWhere stories live. Discover now