47 - Parti

91.6K 3.6K 634
                                    

AYLİN

Okuldan eve geldiğimde muhteşem et ve pilav kokusunu iyice içime cektim. Daha kapıdan içeri girmemle almıştım kokusunu. İşte benim Fatma teyzem diye içimden geçirirken birden mutfakta buldum kendimi. Ayaklarım hızlıca buraya getirmişti beni. Gözlerim kapalı birşekilde mutfakta ilerlerken tencerenin kapagını açıp kokusunu iyice içime cektim. ''Ohh, Fatma teyze, seni Allah mı gönderdi?''  yemegin kokusuyla kendimden gecmişken fısıldamıştım. ''Baban gönderdi. Seda hanımla ikisi Londra'ya gitmeleri gerekiyormuş. Size yemek yapıp bırakmamı söyledi.'' pişirdiği et yemegini karıstırırken acıklamasınıda yapmıştı. ''Londra'ya mı? O kadar uzağada mı gidiyorlar.'' iki kaşımıda kaldırarak sormuştum. ''Evet. İşleri nerde olursa oraya.'' Fatma teyze konustuktan sonra bana bakıp elime vurdu. ''Kapat şu kapağı Aylin! Yemek daha pişmedi.'' Auch! Bu acıtmıştı işte. Ay acıtmış derken aklıma acıkmak geldi Karnım acıktı yaa!

İki işaret parmagımıda gözlerimin altına götürüp ağlama işareti yaptıgımda Fatma teyze gülmeye baslamıştı. Onunla birlikte bende gülmeye basladıgımda mutfaktan içeriye Tuna girmişti. Parmaklarım gözümde o hareketi yapmaya devam ederken Tuna'nın beni o halde görmesi baya bir utanç verciydi. Resmen embesil gibiydim. Ölmek istiyorum. Atın beni denizlere!

Tuna beni öyle gördüğünde bi an durup bana bakmıştı. Yüz ifadesi tuhaftı. Bir dakika az önce yanakları yukarı mı kalktı? Bana güldü mü?Acaba komik buldugu için mi güldü yoksa tatlı buldugu için mi? ''Ne tatlısı Aylin ya resmen fok balığı gibiydin'' iç sesimi 35 yerinden bıçaklayıp cesedine cesitli eziyetler uygulayıp denize attıktan sonra elimi hemen yüzümden cekip aşağıya indirmiştim. Yüzüm kızarmaya baslamıştı işte. En sevmediğim şeylerden biriydi bu. Yüzüm ota boka kızarıyordu. Soğukta, sıcakta, utandıgımda, sevindiğimde, güldüğümde, ağladıgımda.. Güzelde dursa birşey demeyecektim ama bok gibi duruyordu..

''Partiye yalnız mı gideceksin?'' Tuna tek kaşını kaldırıp sessizce sordu. Kafası karşıya dönüktü ve bana bakmıyordu. Biran bana mı diyor diye etrafıma bakındım ama burda benden baska kimse partiye gitmeyeceği için bana sordugunu anladım. 

''Hayır. Ayaz gelip alacak.''  cevabımla birlikte kafasını hızlıca bana cevirdi ve gözlerimin içine baktı. Şaşırmıştı. Yoksa beraber mi gidelim diyecekti? Ne beraberi ya onun Mine'si var. Tuna'nın gözleri kocaman acılmış bana bakıyordu. Fatma teyze yanımızda oldugu için birşey diyemiyordu. Sinirini yine kendinden cıkarıyordu. Elini yumruk yapıp sıkarak...

''Demek öyle..'' sinirli sinirli bakıp mutfaktan gitti. 

Dömök öylö. Öyle var mı diyeceğin! O kadar da bekledim yani beraber gidelim demesini ama dememişti. Onun yerine dömök öylö demeyi tercih edip siktir olup gitmişti. Ben bu aralar fazla mı küfür etmeye basladım?

Fatma teyze, yemeklerin pişmesiyle masamı hazırladı ve bir güzel karnımı doyurdum. Eve gelince her zaman ilk işim karnımı doyurmaktır. Karnım doyunca herşeyi yapabilirim. Fatma teyzeye teşekkür edip odama cıktım. Partiye 2 saat kalmıştı ve ben daha yeni yemek yemiştim. Hızla kolumdaki çantayı yatagımın üstüne fırlattım ve banyoma girdim. Üstümdeki fazlalıklardan kurtulduktan sonra sıcak suyu açtım ve altına girdim. Hızlı olmalıydım. Gelişi güzel saçlarımı şampuanladıktan sonra durulamaya basladım. Saçlarımı durularken hep bir boğulma tehlikesi geçiririm. Nedenini bilmiyorum ama cok korkuyorum. Vücudumuda yıkayıp duruladıktan sonra bornozumu giyip saçlarımı havluya sardım ve banyodan cıktım. Ah, banyonun sıcaklığından cıkıp benim odama girince bir donmadım değil yani. Soğuktan horon teperek partide giyeceğim cok kısa ve dar olmayan üstünde çiçek desenleri olan ve cok begendiğim elbisemi üstüme geçirdim. Ayakkabı olarak siyah cok topugu olmayan bir ayakkabı secmiştim.

Aptal Üvey KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin