37 - Evcilik Oyunu -

123K 3.7K 1K
                                    

Selam :D Upuzun bir bölüm yazdım bu sefer, sırf sizin için değerimi bilin :D Okulların kapanmasına cok az kaldığı için artık daha cok yb yükleyebileceğim :D Bu arada YILIŞIK adlı hikayemi okuyan arkadaslarıma sesleniyorum burdan, canlarım en kısa zamanda hikayeye devam edicem şimdiden söylemek istedim. Takipte kalın :D 

Profilimden diğer hikayelerimede göz atarsanız sevinirim, gerçekten beğeniceğinizi umuyorum :D

Bu bölümü değerli okuyucum Berguna'ya ithaf ediyorum. Sizde bölümlerde ithaf almak istiyorsanız bölümlerin altına yorum atın ve voteleyin yada bana ulaşın :D

Son olarak siz değerli okuyucularıma bir isim vermek istiyorum ama bir türlü aklıma birşey gelmiyor. Lütfen sizin aklınıza gelen fikirleri benimle paylaşın :D 

Bol bol vote ve yorumlarınızı bekliyorum :D 

Keyifli okumalar :D

''Shoulders sideways, smack it, smack it in the air
Legs movin' side to side, smack it in the air''

Kulaklıklarımdan yükselen Beyonce 7/11 şarkısını dinlerken bir yandan da Beyonce'ye eşlik ediyordum. Biliyorum sesim iğren ötesi ama  bu iğrenç dil anlatım dersinde kendimce eğleniyordum hiç değilse. Kollarımın arasına koydugum kafamı sırama yaslamıştım ve nerdeyse buradaki oksijen biticekti. Biraz daha oksijen almak için kafamı azcık sağa kaydırdım ve sınıftaki terle karışmış havayı zorda olsa içime cektim. Gerçekten bu kadar iğrenç bir koku bizden mi çıkmıştı? 

***

Son ders zilininde calmasıyla birlikte eve gitmek için  hazırlanmaya basladık. Melis bir yandan hazırlanırken bir yandan da Alp'e tenefüste tek başına tuvalete gittiği için  kızıyordu. Melis ve Alp'e baktıktan sonra gözlerimi devirerek önüme döndüm. Tuna, sanki bir plan hazırlıyormuş gibi aklındaki şeye odaklanmış hiç kimseyle ilgilenmiyordu. Kesin 'Aylin'i nasıl gıcık edebilirim' adlı çalışmalarına yeni planlar ekliyordur. KERESTE!!

Ah, dogru ya yarın bir günlüğünede olsa karı-koca olarak yaşayacaktık. Kesin onunla ilgili 'ilginç' planlar hazırlıyordur. İçimdeki ses, yarın ne yapıcağımı sorunca bir an afalladım. Gerçektende yarın ne yapacağımıza dair en ufak bir fikrim yoktu. Acaba Tuna'yla konusup iptal mi etsek? Evet, evet kesinlikle onunla konusup iptal etmeliyiz. Şimdi düşündümde bu evcilik oyunu cok sacma birşey. Ne gerek var ki? ''Karı-koca olarak yasamaktan korkmuyorsunda, evcilik oyunu sacma dimi?'' diye soran iç sesime kafa atıp onu susturdum. Tamam birkere tebrik ettim diye herşeyede karışmasına gerek yoktu ama..

Tuna'yla konusmak için onun tarafına döndüğümde coktan gitmiş oldugunu gördüm. Ne yani beni beklemeden ve hiç bir haber vermeden gitmiş miydi? Gerçekten ne yapmaya calısıyor bu cocuk? Telefonumu cıkarıp Tuna'nın adını bulup arama tusuna bastıgımda kısa süre sonra telesekreterin sesini duymamla ağzımdan koca bir küfür çıkarmam bir oldu. Telefonu kapatıp cantama attım. Derya'ya döndüğümde onunda acelesi varmış gibi görünüyordu. Melis ve Alp ise coktan kavga ederek sınıftan cıkmıslardı.

+'' Bir yere mi gidiceksin?'' diye sordum Derya'ya. Allah'ım lütfen Derya'da beni bırakmasın diye içimden dua ederken Derya cevap verdi.

-'' E.. evet canım ya. Üvey anneciğim beni iş arkdaslarıyla tanıstırcakmışta. O yüzden acele etmem gerek. Kusura bakma olur mu? Kalbim seninle.'' dedikten sonra bana elleriyle koca bir öpücük atıp sınıftan cıktım. Öpücüğünü  ellerimle havada yakalayıp arkasından boş boş bakakaldım. 

Resmen kimsesiz kalmıştım. Ne yapıcaktım şimdi? Bu halde eve gidersem kesin akşama kadar yatagımın içinden çıkmaz, depresif modlarında takılırdım. Hiç gerek yoktu böyle işlere dimi? Böyle zamanlarda bana en iyi gelen yere gitmek aklıma geldi. Ama arabam yanımda olmadıgı için mecbur taksiyle gitmek zorundaydım. Büyük bir ''OF'' cektim ve cantamıda alıp sınıftan cıktım. 

Aptal Üvey KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin