38 - Korkmuyorum -

98.5K 3.4K 315
                                    

Tuna'nın çekiştirmelerine daha fazla dayanamadan istemeyerekte olsa artık çiftlikteydim. Atların koştugu alan bile cok büyüktü ve bu beni korkutmaya yetmişti bile.  Tuna bu sefer elimi tutup beni içeri yani atların oldugu bölüme cekiştirmeye basladı. Hayır, hayır. Buna daha hazır değilim!

Gözlerim kapalı bir şekilde atların bağlı oldugu bölüme dogru ilerlerken Tuna'nın durmasıyla geldiğimizi anlamıştım. 

-''Aylin gözlerini açar mısın? Korktugunu bu kadar belli etmene gerek yok!'' Tuna sıkıldıgını belli edercesine konusmustu.

+''Korkmuyorum dedim sana!'' Ona inatla bunu söylesemde o da inatla buna inanmıyordu. Ne kadar uyumlu bir çiftiz böyle!

+''Gel hadi seni bir arkadasımla tanıstıracagım.'' diyip YİNE kolumdan cekiştirmeye baslamıştı. Bu kolumdan cekiştirmekten ne anlıyordu gerçekten bilmiyorum ama benim canım yanıyordu burda!

Bu koca çiftlikte hangi arkadasıyla tanıstıracaksa beni artık. Korka korka atların yanından gecerken uzun bir koridora cıkmıştık. Atlar yuvalarında kapalı bile olsa yinede korkuyordum ve yanlarından gecmek istemiyordum. 

+''Arkadasına söyle o gelsin yanımıza. Daha fazla burada yürüyemeyeceğim.'' Tuna hala beni çekiştirirken sormustum ama bir ararı olmamıstı cünkü Tuna sadece kafasını  hayır anlamında sallamakla yetinmişti. Oflayarak ve korkarak atların yanından gecerken koridorun sağ tarafına geçmiştik. Biraz daha yürüdükten sonra Tuna'nın durmasıyla bende durmuştum. Sesli bir şekilde nefes alıp verirken kapatmış oldugum gözlerimi zorluklave tedirginlikle actım. Tuna, yaramazlık yaptıktan sonra annesi ona kızmasın diye sevimli görünmeye calısan cocuklar gibi gülümseyerek elini karşıya dogru uzatıp ''Taa Daa'' diye bagırmıştı. 

''Nasıl ama?'' Tuna gülümseyerek sorarken karşımda duran ata baka kalmıştım. 

Tuna'nın arkadası at mıydı? Gerçi neden şaşırmıştım ki? Ona anca atlar katlanırdı zaten..

Karşımda duran at oldukca tatlı ve uysal duruyordu. Ama bu ondan korkmadıgım anlamına gelmez dimi? 

''Bu benim arkadasım Rüzgar. Rüzgar, bu da senin yengen Aylin. '' Tuna atla beni kendi çapında tanıştırmıştı. 

+'' Yengen mi? Fazla abartmıyor musun acaba Tuna? Sonucta o at.'' elimle atı göstererek konusmustum. 

-''O benim en yakın arkadasım Aylin. Ve artık seninde en yakının. Hadi gel, Rüzgar seni daha yakından tanımak istiyormuş.'' eliyle yanımızdaki görevliye işaret verdikten sonra benide atların koştugu alana götürmeye basladı. 

Görevli kadın giymemiz için elimize giysiler tutuşturuken bir yandan da ata nasıl bineceğimiz hakkında bilgi veriyordu. Ama içimdeki adrenalin patlaması yönünden onu dinlediğimden emi değildim. Az sonra ata binicektim. Ben ata binicektim. ATA..

Tuna'ya ata binemeyeceğimi söylemek için baktıgımda oldukca mutlu oldugunu gördüm. Eğer şimdi ona ''ben ata binmek istemiyorum.'' dersem oldukca hayal kırıklıgına ugrayacağından adım gibi emindim. Tuna ne kadar odunsu davransada aslında yumuşacık bir kalbi vardı. Bir dakika.. Bunu ben mi söyledim?

Tuna yüzümdeki kararsızlılgı gördüğü için yanıma daha cok yaklastı ve elini belime sardıktan sonra ''iyi misin?'' diye sordu. 

''İyiyim.'' diye cevap verdikten sonra görevli kızın verdiği giysileri giymek için soyunma kabinine girdim. 

Allah aşkına bu giysiler neden bu kadar dar? Alt tarafı ata bineceğiz. 

Kaska benzer şeyi kafama taktıktan sonra artık hazırdım. Bu dar kıyafetlerin içinde her ne kadar rahatsız olsamda Tuna'ya birşey çaktırmak istemiyordum. Bugüne kadar hep o beni mutlu etmek için çabalamıştı, bugünde ben onu mutlu etmeliydim. 

Kabinin içinden çıktıktan sonra etrafa bakınmıştım. Tuna hala hazırlanmamıştı anlaşılan. Eğer şimdi burda olsaydı kesinlikle ''ne o yoksa korkuyor musun?'' gibi sorular sorardı ve ben sonunda onu boğardım. 

Etrafta biraz dolandıktan sonra Rüzgar'ın kaldıgı yere geldiğimi fark ettim. Kaldıgı büyük kulübenin içine baktıgımda Rüzgar hala ordaydı. Ona doğru biraz daha yaklastım. Ona alışmam lazımdı. O yüzden elimi yavasca ona doğru uzatmaya baslamıştım. Her yaklaştırmamda albim daha da hızlı atıyordu. Kendi kendimi ''birşey yok Aylin Sadece at.'' diye sakinleştirirken elimin Rüzgar'a değmesiyle biraz ürksemde Rüzgar'ın tüylerinin yumusaklığı ve sıcaklığı beni rahatlatmıştı.

''işte böyle'' diyip kendimi motive ederken bu sefer iki elimle sevmeye baslamıştım Rüzgar'ı. Sanırım bundan Rüzgar'da hoşlanmıştı çünkü elimi yalamaya calışıyor ve mutlu oldugunu belli edercesine sesler cıkarıyordu.

''Aferin oğluma'' diyip elimi çekmiştim.

 Sanırım yavas yavas korkumu yenmeye baslamıstım. Sonucta onu severken birşey yapmadıysa sorun yoktu dimi?

Nefesimi dışarı seslice verdikten sonra arkamda duydugum sesle irkilmiştim. 

-''Hazır mısın?'' elindeki eldiveleri giymeye calısırken sormustu Tuna.

+''Fazlasıyla.'' kendimden emin birşekilde ve gülümseyerek cevap vermiştim. Bu halim Tuna'nın da hoşuna gitmiş olucak ki oda gülümsemişti. 

Tuna'yla yan yana atların koştugu alana doğru ilerlerken yanımızdaki hocada son kontrollerimizi yapıyordu. Rüzgar'ı bakıcısı yanımıza getirirken oldukca stresliydim. Aslında Rüzgar o kadar büyük ve yapılı bir at değildi ama yine de korkuyordum. 

Görevli elini uzatmış beklerken omuzlarımı silktim ve bir an önce olup bitsin artık modunda bende elimi görevliye uzattım ve onun yardımıyla Rüzgar'a tırmadım. Tuna, görevliden yardım almayarak tam arkama bindi. Yanlış anlamayın, şuan herşey öğrenmek için. 

Sırtımda Tuna'nın bedenini hissetmemle içimi bir güven ve huzur kaplamıştı. Şuan atın üstünde olmam umrumda değildi. 

Tuna eliyle Rüzgar'a hafifçe dokuduktan sonra Rüzgar yavas yavas hareket etmeye baslamıştı. Yrimizden kıpırdatıgımızda hafif korksamda belli etmemek için ugrastım. Rüzgar'ın daha da hızlanmasına karsılık bende elimdeki ipi daha cok sıkıyordum ve dudaklarımı birbirine bastırıp bir an önce burda inmek istiyordum. Tuna'nın  arkamdan sıcak nefesini enseme üflemesi beni daha da cok gererken gözümü kapattıgımı yanından geçtiğimiz ağacın dalının yüzümü çizmesiyle anlamıştım. Yanagımın acısıyla kıvranırken ellerimi ipten cekmeye calısırken bocalamıştım. Hem yüzümün acısıyla inlerken hemde atın üstünde olmak hiç kolay değildi.. Hele ki benim için. 

 Elimi sıkıca Rüzgar'a bağlanmış ipten cekmeye calısırken oldukca zorlanıyordum. Zorlukla elimi cektiğim sırada Rüzgar birden daha da cok hızlanmıştı ve huzursuz oldugunu belli edercesine sesler cıkarıyordu. 

+''Tuna, ne oluyor?''  korktugumu belli etmemek için son derece üstün bir çabayla sakince sormuştum. 

-''Biliyorum galiba Rüzgar birşeye sinirlendi.''  Nefes nefese ve tedirginlikle cevaplamıştı Tuna.

Ay, Allah'ım ya bu Rüzgar'da baya atarlı ergen cıktı ha. Herşeye sinirlenmeler falan. Böyle olmaz valla oğlum.

Rüzgar hala yavaslamamıstı aksine daha da cok hızlanmıştı. Allah'ım sana geliyorum diye içimden geçirirken Rüzgar'ın aniden ön ayaklarını kaldırmasıyla yerle buluşmam bir olmuştu. Beynimin zonklamasından pek birşey duyamasamda duyabildiğim tek ses Tuna'nın 'Aylin!'' diye bağırışlarıydı...

Aptal Üvey KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin