10

182K 5.8K 2.9K
                                    

İyi okumalar :)

Sabah her zaman ki gibi yatağımdan kalkıp tuvalate gittim. Artık evin her yerini ezberlemiştim, zorda olsa.. Tuvaletten çıktıktan sonra koridorda üvey annemle karşılaştım. 

 - ''Ah, bende seni kaldıracaktım canım.'' diye benimle konusmaya basladı annem.

+'' Öyle mi? Ne gerek var, ben kendim kalkmaya alışıgım zahmet etmeseydiniz.''

-'' Etmeseydiniz mi? Ah, Aylin'ciğim lütfen benimle sizli bizli konusma tatlım. Ben senin üveyde olsa annenim .''

+'' Özür dilerim, alışkanlık işte..'' Gerçektende alışkanlıktan. Ben şimdiye kadar kimseye ''anne'' diye hitap etmedim ki..

-'' Neyse, alışırsın canım. E buraya geleli 1 ayı geçti bile. Ama hala tam olarak düzenini kuramadın. İstersen odana git ve hazırlan, aşağıya inince konuşuruz.''

+'' Tamam.'' diyip odama gittim. 

Üvey annem doğru söylüyordu. Buraya geleli 1 ayı geçmişti ama ben hala ne odamı düzenledim ne de okula kayıt yaptırdım. Of, yeni hayatımla uğraşırken okul işinide unutmuştum. Acaba beni yine eski okuluma gönderirler mi? Eski okulum yurdun okuluydu. Benimle birlikte yurtta kalan herkes oraya gidiyordu. Derya'da..

Okuluma geri dönmek istiyordum ama bu mümkün değil. Çünkü orası sadece yurtta kalanların okuluydu. Bende artık orada kalmadıgım için oraya gidemezdim.

Üstümü değiştirip ve dağınık saçlarımı düzgünce toplayıp odamdan cıktım. Üvey annem konusmak için çağırmıştı. Kesin bu konusmada yeni okulumda belli olucaktı, o yüzden biraz heycanlandım.

Asansörün kapısını açıp içinden çıktıgımda, yanımdan elinde tepsi ile geçen Fatma ablayı gördüm. 

+'' Günaydınn'' diye selamladım onu. Ama o herzaman ki gibi sadece başını eğmekle yetindi. Ah, gerçektende ne zaman son vericekler böyle davranmaya?

Kahvaltı masasını gördüğümde kurt gibi aç oldugumu fark ettim, çünkü resmen karnımın içinde 3.Dünya savaşı çıkmıştı. Masada herşey vardı neredeyse; 4 çeşit peynir , siyah ve yeşil olmak üzere zeytin , salam , sosis , yağda pişmiş yumurta , kaynatılmış yumurta , kaşar peyniri , salatalıkl , domates , biber.... İçecek olarakta; süt , kavhe , çay ve taze sıkılmış portakal suyu vardı. 

Ah ah, ben bunları yemeye kıyarım ya, şu güzelliklere bak. Ama tabikide hepsini bütün aç gözlülüğümü kullanarak afiyetle tıka basa yedim. Sonuçta yiyecekler biz yiyelim diye var dimi :) 

Babam , üvey annem , üvey kardeşim ve ben olmak üzere masada 4 kişi vardık. Ben hariç herkes yavaş yavaş ve küçük lokmalar yiyiyordu. Hayır, anlamıyorum abi ya hiç mi acıkmazsınız. Ben şahsen günün her saati aç olan insanım, böyle yemek yeme sitili  görmedim.  İnsan yemek yerken rahat olamazsa başka nerde olur ki?

 Yemeğimi yemeyi bitirdikten sonra, portakal suyumdan bir yudum içip peçeteyle ağzımı sildim ve diğerlerine baktım. Onlar çoktan yemeklerini bitirmiş bana bakıyorlardı zaten.

-'' Doydun mu kızım?'' diye sordu babam. 

Ay, çok mu belli ettim acaba ayı olduğumu? Adamda haklı şimdi yani o kadar yemek yedim ki ben bile bu halime şaşırdım, az da olsa..

+'' Evet, doydum baba. Ne konuşacaktınız benimle?'' diye sorunca bakışlarımı ilk önce üvey anneme sonra ise Tuna'ya çevirdim. Tuna'yla göz göze gelince istemsiz bir şekilde ona sırıttım. O da karşılık olarak sırıttı ve göz kırptı.  Daha sonra üvey annem konuşmaya başladı.

Aptal Üvey KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin