32

105K 3.9K 439
                                    

Yine bir lanet okul sabahı için erkencikten uyanmıştım.. Okuldan nefret ettiğimi söylemiş miydim? Hatta okul kelimesini bulan her kimse ondan da.. Neyse daha fazla okul muhabbetine dayanamayacağım için yatağımdan hemen kalktım. Artık klasikleşmiş olan tuvalet, ayna ve kıyafetlerimi giyme faslından sonra nihayet odamdan cıktım. Mutfağa giderken bugün Yaren'in geleceğini hatırladım. Ayy acaba saat kaçta gelicek bu kız?

Mutfakta yine her zaman ki gibi babam, Seda anne, Tuna ve Fatma abla vardı. Hepsine günaydın dedikten sonra bende yerime oturdum ve muhteşem kahvaltımı etmeye başladım. Babam ve Seda anne her zaman ki gibi iş konusunda konuşuyorlardı, Tuna ve bende kahvaltı yapmakla meşgulduk. Bir süre sonra Tuna yemeğini bitirip arkasına yaslandı ve sessizce sadece benim duyabileceğım şekilde öksürdü. Ona döndüğümde kaş göz işaretleriyle birşeyler anlatmaya çalışıyordu ama ben hiç birşey anlamayınca tekrardan kahvaltıma döndüm. Tuna yerinde ofladı. Derdi ne bu çocuğun ya?

Tuna yerinde bir süre daha mızmızlandıktan sonra elimdeki çatalı alıp masaya koydu ve kolumdan tutup oturduğum yerden kaldırdı. Normalde bu yaptığına alışıktım ama bu sefer yanımızda babam ve annesi olunca biraz garip hissettim. En önemlisi de aramızda birşey olduğunu anlayabilirlerdi. Ve ben bunu hiç ama hiç istemiyordum.

Babam ne olup bittiğini anlamaya çalışır gibi bize bakarken ben ne yapacağımı bilemez halde ve yüzümün kızardığına emin olmamla beraber başımı aşağıya eğip Tuna'nın peşinden gitmeye basladım çünkü çoktan evden çıkmak üzereydi. Tuna'ya yetişmeye çalışırken bir yandan da babamlar birşey anlamasınlar diye onlara dönüp '' biz geç kaldıktan çıkmamız gerek, akşama görüşürüz.''  diyip Tuna'nın peşinden koştum.

Kapının önüne çıktığıda bi anda tabikide Tuna tarafından çekilip duvara yapıştım. Ne oldugunu anlamama zaman kalmadan çoktan Tuna'nın nefesini dudaklarımın üstünde hissetmiştim. Tuna bana sinirli sinirli bakarken bi yandan da nefesini yüzüme üflüyordu. Ellerimi göğsünün üstüne koyup onu biraz ittirmeye çalıştım. Tabiki de bir işse yaramamıştı.

'' Tuna ne yapıyorsun? Biri görebilir, cekil önümden.'' diye sessizce bağırdım. 

'' Cezanı vermem lazım.'' diyip üst dudağını yukarı doğru kıvırdı.

Ceza mı? Ne cezası ya? Yoksa.. Hayır, hayır. Sırf boynunu yanlışlıkla ısırıp kanattım diye oda bana aynısını yapmayacak değil mi? Umarım öyle olmaz..

Yavru köpek bakışımı yapmama izin vermeden birden dudaklarını dudaklarıma ve vücudunu vücuduma bastırdı. Ah, ne yapıcam ben bu çocukla? Beni narin narin öpmesi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki istemeden de olsa ağzımdan ufak bi inilti çıktı. Tuna da sanki bunu bekliyormuşcasına dudaklarını daha çok bastırdı ve hızlandı. Kendini bana o kadar çok bastırıyordu ki artık dudaklarımı hissetmemeye baslamıstım. Tuna'nın geri çekilmeye niyeti yok gibiydi o yüzden ben onu ittirmeye calıştım ama o ellerimi ellerine kitlediği için üzerimden onu ittiremedim ve Tuna'nın sert öpüşlerine zorla karsılık vermeye devam ediyordum.  Şükürler olsun ki sonundan Tuna yavaslamıştı. artık üzerimden cekilecegini düşünürken alt dudagımda inanılmaz bir acı hissettim. Bu açıyla bağırmam ve yerimde sıcramam bir oldu. Tuna resmen alt dudagımı dişlemişti ve dudagım kanıyordu. Yerimde sıcrarken otomatik olarakta Tuna'yı üstümden atmıştım. Ama iş işten geçmişti tabi.. 

''Bu muydu yani cezan Tuna? Beni böyle görenlere ne cevap vericem?'' diye sordum Tuna'ya dudagımın kanıyan yerini göstererek. 

Tuna'nın yüzüne birden gülme isteği geldi ama dudaklarını zorla kapatarak bunu engelledi. Off cebimden çıkardığım peçeteyi dudaklarımı kimse görmesin diye üstüne bastırdım ve kanamasını durdurdum. Tuna hala  gülüp gülmemek arasında gelip gidiyordu ama daha fazla dayanamayarak birden kahkaha atmaya basladı. Cidden gülmesini beklemiyordum. 

Aptal Üvey KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin