8-Zaman daralıyor'

1.4K 168 121
                                    


Uzun süre ardından yeni bölüm ile karşınızdayım, bölümü okumaya hazırlanın. Sizi diğer bölümlerden daha çok düşündürecek bölüm bekliyor! Bol bol yorum yapın diğer bölüm hemen yayımlansın istiyorsanız ♡

İyi okumalar~

-

Jungkook kanepede dönüp duruyor, bir türlü uyuyamıyordu. İçeride onun odasında uyuyan gencin dolu gözlerle ona bakışını aklından çıkaramazken nasıl uyuyabilirdi?

Bir de teşekkür etmesi yok muydu..Jungkook'u afallatmıştı. Bunu ondan asla beklemiyordu. Jimin'i daha önce kimseye karşı iyi davrandığını görmemişti, o iyi geçinmeyi bilen biri değildi.

Terslemeyi ve herkesi kendinden uzaklaştırmayı iyi bilirdi. Sadece Taehyung'un yanında gülümsediğini görmüştü. Gülümsediğinde minik gözlerinin kısılışını, dolgun dudaklarının incelişini hatırladı. Neden sık sık gülümsemiyordu, hastalık yüzünden mi? Jungkook bunu düşünürken kolunu yastığın altına aldı. "O bilerek kendini saklıyor, kimsenin onu kurtarmasını istemiyor."

Gözlerini yavaşça kapattı. Daha fazla onu düşünmek istemiyordu. Bir süre farklı şeyler düşünmek için çabaladı, bu çaba yersizdi. Oflayarak uzandığı yerden oturur pozisyona geçti. Sırtını arkasına yaslarken saçını çekiştirme isteği oluştu içinde. "Jimin benim gibi korkak değil, bu beni korkutuyor."

Kendine gelebilmek için banyoya doğru yöneldi. Etraf karanlık olduğu için dikkali yürüyordu fakat banyo kapasına ulaşamadan kısa bir tökezleme yaşamıştı bunun sebebi Jimin'in bağırışıydı.

"İstemiyorum!"

Jungkook derince yutkunup odasına gidip gitmemek arasında kaldı. Kafasını yavaşça duvara vurdu. "Neden böyle hassas davranmaya başladın? Git ve bak ne olduğuna." Kendine fısıldayarak güç verdi.

Derin bir nefes aldıktan hemen sonra kendi odasına girdi. Yavaşça yatağında uyuyan gence yaklaştı. Yatakta iyice küçülmüştü bedeni. Alnından damla damla ter akıyordu. "B-beni yalnız bırakma." Acıyla inleyerek çarşafı sıkmaya başlamıştı.

Jungkook ona dokunmak için elini uzatmıştı ama dokunamadı çünkü Jimin ona uzanmıştı. Minik eli, uzun ve damarlı ele tutundu. Beklemediği bu hareket karşısında uzun olan şaşırmıştı. Ne yapacağını bilemeyerek öylece, hala bir şeyler mırıldanan gencin dediklerine odaklanmaya çalıştı.

"Sen beni bıraksan da ben seni bırakmayacağım."diyerek uzun olanın parmaklarını sıktı. Jungkook acıyan parmaklarını umursamadı, hissedemeyecek kadar başka bir şeye odaklanmıştı. "Bunları kime diyorsun Jimin?"diye sordu, cevap alamayacağını biliyordu. O an rüyasına sızıp neler gördüğünü öğrenmek için deli gibi bir istek doğdu içine.

Bir süre sonra sıkılmaktan kıpkırmızı olmuş eli serbest kalmıştı. Az önceki sıcaklıktan mahrum kalan eli karıncalanmaya başladı. Bu karıncalanma onu irkiltti. Kendine gelerek çöktüğü yerden kalktı. Jiminle ilgili hiçbir şeye bulaşamamaya karar vererek salona geri döndü. Birkaç gün sonra evine geri dönecekti. Bir daha karşılaşmamaları için elinden geleni yapacaktı. Artık onu sinir edecek davranışlar yapmayacak, bir an önce evinden gitmesini bekleyecekti.

&&&

Güneş ışıkları Jungkook'un odasına vururken Jimin rahatsızca kıpırdandı, uyanmak istemiyordu. Dün için kendinden bekleyenmeyecek bir şey yapmıştı. Aciz ruhunu ele vermişti.

Taehyungtan bile kendini sakınıyordu, eğer kimseye dokunmaz ve bağlanmaz ise işi daha kolay olurdu. Sağ elinde bir karıncalanma oldu. Sol eliyle gözlerindeki çapakları sildikten sonra sağ elini inceledi. "Neden böyle hissediyorum?" Kurumuş dudaklarını yalarken iç çekti.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Where stories live. Discover now