23-Böylesi daha iyi olacak

859 108 225
                                    


Selam Diseasers 🥺🤍

Öncelikle bölümün şarkısı "the story never ends -lauv" dinlemeniz gerektiği yerde bırakacağım videoyu(sözlerine de bakmayı unutmayın)

Bol bol yorum yapamazsanız bir dahaki bölüm hemen gelmez, tehtidimi kale alın jshejj

-

Jimin gözünü kırpmadan poşetteki saça bakıyordu. Kimden geldiğini daha net anlayabilmişti. Biraz sonra tedirgince eşyalarını çantasına geri koyup sınıftan çıktı. Bu kafayla derse girebileceğini sanmıyordu.

Hızlı adımları birilerine çarpıp durmasıyla sonuçlanıyordu ama umursamıyordu. Parmaklarının arasında tuttuğu poşette çok değer verdiği birinin saçı vardı ve Jimin her an ağlayabilirmiş gibi hissediyordu. Yangın çıkışı merdivenlerinin olduğu yerde kendini bulunca kesik nefeslerini düzene sokmaya çalıştı.

Duvara değmeden yere çömelip poşetten çıkardığı saç tutamlarını okşadı. Güçsüz sesi boş alanda yankılandı. "Anne."

Gözlerinde akmak için bekleyen yaşlar hızlıca burnuna doğru yol aldı ardından yanaklarına uğrayıp yerle buluştu. "O pislik hapishaneden çıkmış."

Bakışları sertleşince etrafını kolaçan etti.  Sanki az önce bir ses duymuştu. Bu poşeti gönderdiğine göre onu takip ediyor olabilirdi. Jimin hızla ayağa kalkıp derin bir nefes aldı. Ağlamaktan burnu kızarmıştı.

Parmaklarındaki saçın gerçekten annesine ait olup olmadığını bilemiyordu ama bir an kendini tutamamıştı. Yaptığı hataydı.

"Kimsen ortaya çık." Kalın ve pürüzlü çıkan sesiyle boşluğa konuştu.

Bir süre ses çıkmayınca dudaklarını birbirine bastırdı. Saklanan kişi neden dediğini yapardı ki zaten? 

Okulun içine tekrar girmek için adım atmıştı ki ayağının dibine doğru havlayan köpekle duraksadı. Aç bakışlarla Jimin'in elindeki saça bakıyordu. Almak için uzandığından genç geriye doğru yürüdü. "Bu yemek değil."

Köpek anlamadığını belli eder bir şekilde iki kez havlayıp Jimin'e yaklaştı. O ne kadar uzak durursa o kadar yaklaşıyordu. "Git başımdan of."

Köpek inatla elindekini almaya niyetlenmişti. Biraz sonra adım sesleri eşliğinde köpek dilini dışarı sarkıtıp hızla sesin geldiği yöne gitti. Önüne konan tas ile aç karnını doyurmaya başladı.

Jimin, köpeğin tüylerini okşayan Jungkookla göz devirdi. Bir kere de karşısına çıkmasa şaşardı. "Beni mi takip ediyordun?"diye sordu sertçe.

Sanki daha yeni orada olduğunu fark etmiş gibi kafasını kumral olana çevirdi. "Az önce birisinin ağlama sesi geliyordu sen duydun mu?"

Dolaylı yoldan gözlerine inanamadığı şeyi doğrulamak için iyi bir yol gibi görünmüştü. Jimin sinirle ona çıkışıp,"Soruma soruyla karşılık verme."dediğinde bundan emin olmuştu.

"Sanırım yanlış duymuşum, neyse. Romeo adına üzgünüm. Aç olunca biraz saldırganlaşıyor." Jungkook tatlı tatlı gülümseyip köpeğin tüylerini okşadı. Jimin ise gözlerini devirdi. "İlgilenmiyorum bana bunu anlatmama gerek yoktu. Sahibi sensen her şeyi beklerim ben ondan."

Jungkook bu sözlere ayaklanıp ona doğru yürüyünce Jimin elindeki saçı cebine tıkıştırdı. Görmesini istemiyordu. "Biraz ağır olmadı mı?"

Jimin huysuzca bir köpeğe bir Jungkook'a baktı. Net bir şekilde,"Hayır."dedikten sonra bu sefer adımlarını okulun dışına yönlendirdi. Jungkook'un onu rahat bırakmayacağından adı kadar emindi. Yalnız olduğu bir yerde etraflıca düşünmeliydi.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Where stories live. Discover now