25-Korku

960 122 186
                                    

Selam diseaser 😘

Bol yorumlu bir bölüm olmasını istiyorum çünkü hak eden bir bölüm oldu. YORUM YAPAN PARMAKLARINIZ DERT GÖRMESİN BEBEKLERİM 💜

İyi okumalar~

-

Jimin içinde tuttuğu ve onu günlerdir bunaltan yükü, dilinden döktüğünden bu yana birkaç saniye geçmişti.

Jungkook'un ince dudakları aralıktı lakin ne diyeceğini bilememiş, sadece beklemekle yetinmişti. Az önce aldığı itirafı hazmetmesi zaman almıştı.

"Neden senin yüzünden bana bir şey olsun?"  Sonunda dili varıp konuşabildiğinde diğerinin yüz ifadesinde kısa bir anlık panik gördü.

Olduğu yerde dikelen Jimin, onun yüzüne karşı bunu söylediğine pişman olmuştu. Yoksa ateşi olduğu için mi bu kadar dikkatsiz di?

"Jimin, bana açıklayacak mısın? Bu saçma düşüncenin sebebi ne?"

Jungkook saf bir merakla ona bakıyorken yanaklarının sıcakladığını hissetti. Göz kapakları titrerken kısık bir sesle söylendi. "Beni yalnız bırakır mısın?"

Uzun olan hasta olduğu halde onu konuşmaya zorladığı için kendini kötü hissetti. Jimin'in dinlenmesi için odasından çıktı.

Kanepede uykuya dalmak üzereyken kapı sesiyle irkilerek kendine gelen Taehyung, dağılmış suratla ona doğru gelen Jungkook'u izledi.

"Jimin seni postaladı anlaşılan." Hafif çatallı sesle söyledi. Jungkook, cevap vermemiş sadece onun yanındaki boşluğa oturmuştu.

"Onu anlamadığım noktalar var." Taehyung diğerini başıyla onayladı. "Haklısın, o söylemek yerine içine atar. Bu onu anlamamızı engelliyor, biliyor musun? Sanırım Jimin artık patlama noktasında. Bugün ki halini görünce içine attığı şeyleri taşıyamadığını fark ettim."

Jungkook iç çekti. O böyle yaptıkça aralarındaki şey netleşmiyordu. Ne olduğunu söylemeden yardım edemezdi ki.

"Kimsenin yardımını kabul etmiyor, her şeyle kendi başına ilgilenmeye çalışıyor, birisi ona dokunduğunda rahatsız hissediyor, çoğu şeyden korkuyor ama onların üstüne gitmiyor." Sitemle konuştu Jungkook.

"Geçnişte ne yaşadıysa onu çok etkilediği kesin, duvarlarını yıkmak için uğraşmak çok zahmetli. Vazgeçmeni şimdi daha iyi anlayabiliyorum." Taehyung, çehresi sıkıntıyla gerilmiş Junkook'un omzunu hafifçe sıkıp yanında olduğunu belirtti.

"Bu gece burada kalacağım, sen evine gidebilirsin." Jungkook hiç istemese bile ayağa kalktı. Bir an önce karmaşık duyguların esirinden kurtulmak istiyordu.

Sadece birkaç adım atabildi gözleri mutfak masasına kaydığında saksı dikkatini çekmişti. Adımları hızla oraya gitti. Sarı ve mor lale sapsağlam duruyordu. Toprağının sulandığı belliydi.

Yüzünde ufak bir gülümseme oluştu. O yokken Jimin, saksıyı kendi evine mi götürmüştü yani? Sonra birden gülümsemesi soldu. Yine umutlanıyordu ve üzüleceğini bile bile ona geri dönmeyi düşünecekti.

Aklı tamamen karışmıştı. Jimin'in bu halleri onu etkiliyor, doğru mu yapıyor yanlış mı yapıyor bilemiyordu. Mutfaktan çıkıp salona geçmiş ardından evden çıkmıştı.

Kendi evine girdiğinde yeni bir gün için aklındakileri bir kenara atmanın en iyisi olacağını biliyordu. Her ne kadar düşünmemeyi amaçlasa da bir şekilde uyumadan önce bir müddet kafasını meşgul etmiş sonrasında uyuyakalmıştı.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Where stories live. Discover now