22- Senin için/se

985 118 148
                                    

Selamlar ;)

Bol bol yorum atanların parmakları dert görmesin diyip sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

+100 yorumu geçerse ne mutlu bana ❤️🥺

-

Jimin geldiğinden beri kendi evini izliyordu. Jungkook ise arkasında volta atıp içindekileri söylüyordu.

"Yarın sabah ilk iş polise gideriz, sokak kamerasına yakalanmış olabilir. Ya da neden şimdi gitmiyoruz ki? Bence ne kadar erken o kadar iyi. Hadi gidelim."

Jimin yerinden kıpırdamadı daha çok onu dinlemiyormuş gibi bir hali vardı. Jungkook yakınına gelip onu süzdü. Suratı düz, bakışları düşünceliydi.

"Bu kadar düşünmeye gerek yok, biliyorum şaşırdın ama polise gidip anlatmalıyız. Belki de bu civarlarda hırsızlık yaparak aranan biridir geçen gün böyle bir şey duymuştum."

Jungkook ciddiyetle açıkladığında diğeri gözlerini ona çevirdi. "Evime gidip bakmalıyım."

Jimin dış kapıya yönelmek üzere adım atmıştı ama Jungkook bileğini tutup onu durdurdu. "Önce polise gidelim sonra evine bakarız."

"Neden bu kadar ısrarcısın? Gitmek istemiyorum şimdi. Ayrıca sana kim bileğimi tut dedi?" Jimin bileğini ondan kurtardığı gibi alt dudağını ısırdı. İşine karışılmasından cidden hoşlanmıyordu. Jungkook bu kadar ilgili olmamalıydı.

"Senin için bir şeyler yapmak istiyorum. Endişeli olduğunu görmek beni de endişelendiriyor. Evine hırsız girmesi alttan alınacak bir konu değil."

Jimin duyduğu cümleler gözünü camdan kendi evine çevirdi. Tuhaf bir şekilde rahatsız hissediyordu. Daha önce evine hırsız girmemişti. Çok mu fazla düşünüyordu? Evde değerli bir şey bulmak için etrafı talan etmiş olmalıydı.

"Pekala, tek başıma giderim. Sen bu konunun ötesinde dur."

Jungkook başını olumsuz anlamda salladı. "Senin evine hırsız girdiyse bu bütün mahalleyi kapsar ya sonraki ev benimkiyse?"

Jimin ona göz devirip evin çıkışına yöneldi. "O zaman burası da tehlikeli oluyor, benim evime ikinci kez girmeyeceğine göre gideyim." Jungkook büyük adımlarla önüne geçti. "Bana ısrarcı diyorsun ama sende çok inatçısın ne yapmam gerekiyor? Tek başına evde kalmak iyi fikir değil."

"Tamam Jungkook, gerçekten sıkmaya başladın beni. Polise yarın sabah kendim giderim."

Daha fazla uzatmamaya çalışarak kabul etmişti Jungkook. En sonunda anlaştıklarında Jimin çantasındaki yedek kıyafeti giymek için Jungkook'un odasına gitti. Biraz sonra geri döndüğünde Jungkook'u salonda görememişti.

"Sakın bana yemek yaptığını söyleme!" Mutfağa kısa bir bakış atıp bağırdığında mutfağın kapısından kafasını çıkaran genç güldü. "Bitki çayımı içtiğini biliyorum. Yani yaptığım yemeği de yiyebilirsin?"

Jimin de ona eşlik edip güldü. "Tabi, böcek kızartmasını çok güzel yapmıştın ya? Hani bana getirmiştin. Kokusu bile insanı bayıltır. Ne koyduysan içine."

Jungkook eskiden bahsedilmesinden hoşlanmadığını belli eden suratıyla kafasını geriye doğru çekti. Ne cevap vermesi gerekiyordu bilmiyordu. Bir süre sessizlik hakim oldu ardından bir nefes bırakıp sırrtını dayadığı kapıdan konuştu.

"Eskiden aramızda çok sorun oldu ama onları hatırlamak yerine unutmanı tercih ederim. Sana yaptıklarımdan pişman olduğumu söylemiştim."

Jimin onun sesindeki kırıklığı fark edip yutkundu. Etkilenmemesi gerekirdi belki ama artık o eskisi gibi hisedemiyordu. Jungkook'un da eskisi kadar alaycı olmadığının farkındaydı. Ciddiye alıp kendisini savunmasından belliydi.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin