12- Ufak bir dokunuş

1.3K 157 130
                                    

Selamlar güzeller 💜

Bu bölümü okumaya hazır mısınızz, ilk başta vhope sahnemiz var biraz onlara yer vermek istedim umarım beğenirsiniz

İyi okumalarr

-

Taehyung sabahtan gelip hazırladığı replikleri çalışmaya başlamıştı. Sınıftan birkaç kişiyi seçmeden önce kendi denemek istiyordu, böylece rollerin nasıl bir ruh halinde olacağını hissedebilirdi.

Daha repliklerin yarısına gelmişti, tek başına üç-dört rolün ruh haline girmek kolay değildi. Mola vermeden önce kaldığı yerin son cümlelerini söylemeye başladı.

"Tanrı seni bana yanımdayken bile uzak hissettiriyorsa vardır bir nedeni fakat ben bu nedeni kabul edemiyorum, sen bu kadar yakınımdayken bir o kadar uzaksın."

Sanki karşısında biri varmış gibi sahnenin tam ortasında yan durmuş gözlerini perdeye dikmişti. "Hislerimi sana söylersem benden tonlarca uzağa kaçacakmışsın gibi hissediyorum, neden böyle olmak zorundaydı?" Gözleri yaşlarla dolarken Hoseok'un ona asla bakmayacak oluşunu bir kez daha hatırlayışı üzerine kalbi kırıldı.

Son satırı okuyamadı, ağlamaya başlaması sadece bir saniye sürmüştü. Dış kapıdan içeri girmiş onu izleyen Hoseoktan haberi yoktu. Küçüğünü izlerken gurur duymuştu çünkü sahnede o kadar güzel parlıyordu ki onu izlemek keyifliydi fakat birden ağlamasını beklemiyordu.

Kaşlarını çattı, küçüğn yanına varması uzun sürmedi. Sahnenin merdivenlerine adımlamadan, "Taehyung."diye seslendi.

İsmini duyan genç duyduğu sesle irkildi. Sevdiği adamın ses tellerinden kendi adını duymak bile içini titretiyordu. Hemen gözlerinden düşen yaşları parmakları ile silmiş ona seslenen sevdiğine dönmüştü.

"Neden ağlıyorsun?"diye sordu Hoseok, küçüğü ensesini kaşıyarak söyledi. "Kendimi role odakladım onun acısını hissedince öyle oldu."

Hoseok hafifçe gülümsemiş ona doğru yürüdükten sonra kulağına doğru fısıldamıştı. "Harika bir iş çıkardın ama nedense seninde içinde bir yerlerde sızı varmış gibi hissediyorum, eğer birine aşıksan ve açılamıyorsan yardım edebilirim. Sevgili konusu biraz sıkıntı."

Taehyung'un kalbi yakınlıktan hızlanırken büyüğünün dedikleri ile yutkunmamak için zor durdu. Sana aşık olduğumu bilsen yardım eder miydin? Diye sormak istiyordu ama yapmadı.

Yaptığı tek şey hafifçe gülümseyerek başını olumsuz anlamda iki yana sallamaktı. "Sunbae yanlış hissetmişsin yok öyle bir şey." Hoseok onun yumuşacık duran saçlarını okşadı. "Peki peki seni şimdiden zorlamayacağım, içinden geldiği zaman söylersin."

Büyüğü onun saçlarını okşarken öyle huzurlu hissediyordu ki sadece o saniyeler içinde takılıp kalsalar gıkı çıkmazdı. Hoseok'un ince parmakları saçlarından uzaklaştığında büyük bir boşluğun içine düşmüş gibi moreli bozulmuştu.

"Taehyung hiçbir kız senin etkine karşı çıkamaz, çok yakışıklı ve tatlısın." Küçük, büyüğünden aldığı iltifatla yanaklarının yandığını hissetti. İçinden yanaklarının pembe olmaması için dualar ediyordu, ona bakamayacak kadar utanıyorum elleri ile iki yanağını tutarken içinden söyledi.

Daha sonra kendine gelebildiğinde derin bir nefes alıp vermiş, ellerini yanaklarından çekmişti. Hoseok kendi gibi onunda kızlardan hoşlandığını düşünüyordu, Taehyung'un buna içi burkuldu. İmkansızlığını yüzüne vuruyormuş gibi davranıyordu. Hem ona iltifatlar ediyor hem de ondan çok uzak olduğunu hissettiriyordu. Az önce söylediği repliklerin kendi hayatını anlatışı elbet olasıydı çünkü onu yazan kendisiydi.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Where stories live. Discover now