17-Pes etmek'

1K 133 71
                                    

Medyadaki şarkıyı kesinlikle dinleyin ve türkçe çevirisine bakın bölüme çok uyduğunu düşünüyorum!

Bölümü beğendiyseniz vote vermeyi unutmayın ve çokça yorum yapın! Yorumlarınız okumak yazma isteğimi arttırıyor 💕

İyi okumalar bal okuyucularım 😘

-

Namjoon'un bölüm başkanı odasında üç arkadaş birbirine bakıp duruyor, kimse konuşmuyordu. Kafetaryada olan küçük çaplı kaosu izleyen kişiler arasında Namjoonda vardı. Öyle ki iki arkadaşını da kendiyle beraber minik odasına misafir etmişti.

Namjoon öksürerek iki arkadaşın dikkatini çektiğinde,"Hanginiz ile önce konuşmalıyım bilemiyorum."dedi.

Jimin cümleyi duyar duymaz kaşlarını kaldırıp sordu,"Benimle konuşacak neyin varmış?" Namjoon ona 'ciddi misin'der gibi baktı. Taehyung ise gözlerini devirdi.

"Az önce donup kalmış halini görmemiş olsam bende umursamaz geçerdim ama bildiğin Jungkook sana aşkını itiraf ettiğinde hiçbir şey söylemedin."

Namjoon'un sözleri birer ok gibi Jimin'in kalbine saplandığında sinirlendiğini hissetmişti. "Öyle zamansız ve saçma bir anda söyledi ne yapacağımı şaşırdım, anlıyor musun?"

Jimin arkadaşı Taehyung'un durumuna bir çare bulmaktan başka bir şey düşünmek istemiyordu. Hele ki Jungkook'un ceylan gözlerinin ona bakarken nasıl güzel parladığını ve ince dudaklarından çıkan sözlerde ne kadar samimi olduğunu hiç mi hiç düşünmek istemiyordu.

Gözlerini hafifçe kırpıştırarak az önce içinden neler geçirdiğini tarttı. Düşünmek istemiyorum derken bile düşündüğünü fark ederek dışarıya derin bir nefes bıraktı. Fena bozguna uğramıştı, aklını toparlamalıydı.

"Hala kendine gelebilmiş gibi durmuyorsun, eve gidip dinlenmeye ne dersin?" Bu sefer konuşan Tehyungtu. Sesi kısık ve yorgun geliyordu.

Jimin dolgun dudaklarını dişlerken konuşmaya başladı."Senin daha çok dinlenmeye ihtiyacın var, üstelik benim yüzümden o lafları işitmek zorunda kaldın. Kötü his-" cümlesinin sonunu getiremeden Taehyung ona buruk bir gülümseme göndererek,"Hissetme, Hoseok gerçeği bilse böyle davranmazdı bize."son kelimeyi bastırarak söylemişti amacı Hoseok'un Jimin'e yumruk atmak üzere olduğunu belirtmekti.

Hoseok'un yaptığını doğru bulmuyordu ama Minah'ın onun gözlerini boyadığı aşikardı. Ve bu Taehyung'u çok üzüyordu. Sevdiği adamın kandırıldığını bilmek çok kötü bir histi, ona yardım etmek istiyordu. Minah'ın gerçek yüzü ortaya çıkmalıydı.

"Hoseok'a gerçekten acıyorum, senin gibi mükemmel biri dururken o şeytana pabucunu ters giydiren kızı seçmesi olacak iş değil. Dostum yaptığı tam bir aptallık." Namjoon, Taehyung'un omzunu sıvazlayarak söylediğinde Jimin ona hak veren mırıltılar çıkardı.

Taehyung güçlü durmaya çalışarak sadece gülümsemekle yetiniyordu. Bir şey derse ağlayacakmış gibi hali vardı. Bunu anlayan Namjoon onu omzundan tutup kolları arasına aldı. "Kendini sıkma, bırak aksın gözyaşların yoksa sana zarar verirler."

İşte bundan sonrasında Taehyungda filmler kopmuştu. Gözyaşları birer sel olup boynuna doğru aktığında Namjoon'un şefkati ve dostane parmakları sırtını okşuyor, sessiz ağlayışlarının hıçkırığa dönüşmesine vesile oluyordu.

Jimin ise onları izlerken arkadaşına sarılamadığı için oturduğu yerde küçülmüş hissediyordu. Taehyung bunu sorun etmezdi çünkü Jimin'in birine dokunması kriz geçirmesine yol açıyordu. Taehyung'un bazen onun hastalığını unutup dokunmak üzere olduğu zamanlar vardı elbet. En çok Jimin'e doya doya sarılmanın nasıl bir his olduğunu merak ederdi.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Where stories live. Discover now