18-Kandırılan gönül

947 112 44
                                    


Merhabalar, size iyi okumalar diliyorum ve bol bol yorumlar bırakmanızı içtenlikle söylüyorum.

Yorum atanlara şimdiden teşekkür ederim 💜

-

Birisine kendinden bile çok güvenmek tehlikeyi çağırır. Tehlike dediğimiz şey büyük yıkımların habercisidir.

Eğer bir kişi birine kendinden bile çok güveniyorsa onun tarafından aldığı güvensizlik sonucu büyük travma geçirmesi olasıdır.

Minah'ın masadan ayrılıp gitmesi üzerine Namjoon ve Jimin birbirlerine bakıp zamanı olduğunu söyledi.

Taehyung ikili dinlemiyordu çünkü gözleri gülümseme ile sevgilisinin gidişini izleyen Hoseoktaydı. İçi acıyordu, Hoseok'un güveninin kırılacağından, bir daha kimseye güvenememe gibi problemi yaşayacağından ödü kopuyordu.

Hoseok'un Minah'ı ne kadar sevdiğini gözleriyle görmüştü. Ne kadar aşkından yerlebir olmuş olsa da sevdiği adamın mutlu olmasını engellemezdi tabi Minah iyi huylu bir kız olsaydı bu mümkün olabilirdi.

"O kız gittiğine göre planı devreye sokuyoruz."

Namjoon'un konuşmasıyla Taehyung irkilerek ona döndü. Hoseok'un üzülmesine dayanamayacak gibi hissediyordu. Onu o kadar çok seviyordu ki onun canını kendi canı bellemişti. Mutlu oluşu içindeki aşkı biraz olsa dindiriyordu şimdi aşkı çöle dönecekti.

Jimin, arkadaşının yüzünün düştüğünü fark ettiğinde dudaklarını birbirine bastırdı. Kolay değildi, gerçekler acıtacaktı. Yaralar açacaktı ve kapanmak için zaman gerekecekti.

Tek soğukkanlı olan Namjoon hiç tereddüt etmeden Hoseok'un telefonuna yıldırım düşürecek mesajı gönderdi.

Hoseok aldığı mesajla telefonuna baktı. Yüzündeki gülümseme kaybolmuş yerine düz bir çizgi halini almıştı. Kaşları okuduğu satırlarla gittikçe çatıldı. Daha sonra ise yazının hemen altında gönderilen videoya tıkladı.

Duyguları birbirine girmiş bir şekilde videoyu izledi. Az önce izlediği şeyler gerçek miydi emin değildi ama hayatında hiç bu kadar sert yumruk yemiş gibi hissetmemişti. Etrafına bakındığı an Jimin ve Namjoon kendi arasında konuşuyormuş gibi yaptı. Ancak Taehyung ağzını oynatmayarak göz ucuyla Hoseok'a bakıyordu.

Hoseok önce ne yapacağını bilemedi sonra birkaç kez daha videoyu başa sardı, sinir hücreleri devreye girip gözlerini karartırken yaptığı ilk şey ona mesaj atan kişiyi aramak oldu.

Namjoon elinde çalan telefonla Jimin ve Taehyung'a baktı. Telefon sessizde olduğu için şanslılardı. Arama sonlandığında telefonu direkt kapattılar.

"Bize ulaşamazsa yalan söylediğimizi düşünmez mi?"diye sordu Jimin, Namjoon ise başıyla Hoseok'a doğru gelen Minah'ı gösterdi. "Onun için düşünmesine gerek kalmadı, daha derin bir sorgulama yapacaktır. Konunun ana kahramanıyla."

Genç adam, yanına gelen kızı gördüğü gibi ayaklandı. Genç kız ise ne olduğunu anlamayarak sorular sordu lakin cevap alamayışı içine oturdu. Sadece biraz sonra bileğindeki sıkı tutuşla kafetarya çıkışına kadar sürüklendi.

Taehyung panikle masadan kalkıp giden çifti takip etmeye başladı. Arkada kalan iki genç ise toparlanıp artlarından gitti.

Hoseok üniversitenin çıkışına geldiklerinde kızın bileğini sertçe bıraktı. Kendine hakim olmak istiyordu ama gözlerinin önüne o videonun her bir saniyesi gelirken bu zordu.

"Sana tek bir soru soracağım ve bana dürüstçe cevap vereceksin." Sesi öyle sert çıkmıştı ki genç kız, sevgilisini ilk defa böyle görüyordu.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Where stories live. Discover now