13-Duyguların ortaya çıkışı'

1.2K 150 70
                                    

Merhaba çiçekler 🌸

Beklentilerinizi karşılayacak bir bölüm mü bilmiyorum, umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar

-

İki dudağın birbirine değmesi..ufak bir dokunuş..nasıl bu kadar his barındırabilirdi?

Jungkook dudaklarını hareket ettirmedi. Sadece ikilinin dudak ucu birbirine değmişti daha fazlası değil. Gözlerini ne zaman kapadığını bilmiyordu ama kalbi olduğundan daha hızlı atıyordu. Bütün bedeni uyuşmuş gibi hareket edemiyordu.

Gözlerini yavaşça araladı ve dolgun dudakların hissine daha çok ihtiyacı olduğunu anladı ona biraz daha yakınlaşmış, dudakların tamamını birleştirmişti fakat kumral gencin bakışlarına gözleri takılınca durdu. Kısık gözleri bunu daha fazla istemediğini bağırıyor gibiydi veya siyah saçlı genç böyle anlamıştı bilmiyordu.. Bir anda elektrik çarpmış gibi kendini geri çekti.

Jimin sarsıntının ardından tezgaha kalçasını çarpmıştı. Ellerini tezgahın kenarlarına yaslamaktan başka bir şey yapamamıştı. Kaçlasındaki sızı ile hafifçe inlerken dudaklarını ısırdı. Az önce küçük bir şok yaşamıştı ve kendini hiç iyi hissetmiyordu.

Jungkook ona doğru yaklaştığında tüm gücüyle, "Defol!"diye bağırdı. Siyah saçlı genç bu tepkiyi beklemediği için yutkundu. Az önce gence sarkan kişiden bir farkı kalmamış gibi hissediyordu. Düşündüğü bu değildi, istemiyorsa onu itebilirdi.

Kumral saçlı genç bedenini taşımakta zorlandı, başı zonkluyordu üstüne dudaklarının üstüne değen dudakları hatırlayışı kalp hızını arttırıyordu. Dizleri bağını çözünce yere düştü. Jungkook korkarak onun yanına yaklaştı.

"Jimin, iyi misin?" Gencin omzuna dokunmak üzereydi fakat kendini durdurdu. Endişe ile kumral saçlı gencin suratına baktı. Yüzü kireç gibi olmuştu. "Tanrım..Jimin gözlerini bana çevir."

"G-git dedim sana." Zorlukla nefes almaya başladığında ellerini saçlarına götürdü. İçindeki ses konuşmaya başlamıştı. "Sus! L-lanet olası pislik." Defalarca kez bunu tekrar etti. Jungkook ne yapacağını bilmiyordu, kendini bu durumdan suçlu tuttu.

"Jimin, beni duyuyor musun?" Kumral saçlı gencin gözleri kapanmıştı yanaklarına doğru akan sıvı diğer gencin canını yaktı. Neden bunu ona yaptım? diye düşündü.

Çaresizce ona dokunmadan nasıl krizini geçirebileceğini bulmaya koyuldu. Bir çıkar yol aramak neden panik anında bu kadar zordu? Kendi de iyi değildi, yanındaki genç kötü oldukça o da daha çok panikliyordu.

Jimin saçlarını yollarak olduğu yerde tepindi. "Kes şunu! O iğrenç sesini duymak istemiyorum bana ne yapacağımı söyleme, pislik!" Sesi titremesine rağmen bağırmaktan geri durmuyordu sanki karşısında nefret ettiği biri varmış gibi bağırıyordu.

"Jimin lütfen sakin ol!" Dokunmamak için çabalasa da olmuyordu. Ona dokunmadan nasıl iyileştirebilirdi, bu mümkün müydü?

Zorlukla ayağa kalktı, telaşla olduğu yerde dönüp durdu. Aklına gelen şeyle kumral saçlı gencin dikkatini çekeceğini düşündü. Aynanın hemen yanında duran el sabunluğunu yere fırlattı.

Jimin duyduğu kırılma sesiyle ağlamayı kesti sadece birkaç saniye gözleri kırılan sabunlukta dolandı. Yüzü ifadesizdi ama bedeni titriyordu.

Jungkook stresten ter dökmüştü. Alnında boncuk boncuk oluşan terleri silerken yerde duran genci izliyordu. "S-sakinleştirici."diye mırıldanışını duydu.

"Çantamda." Gözlerini kapadı öyle ki bedeni zangır zangır titriyor, dişlerini sıkmaktan bir hal oluyordu. Siyah saçlı genç acele ile gencin sırtındaki çantadan sakinleştiriciyi bulmaya çalıştı. Bulduğu gibi kutuyu gence uzatmıştı.

𝗗𝗶𝘀𝗲𝗮𝘀𝗲'Where stories live. Discover now