Bölüm 65

2.1K 174 136
                                    

Üzerimden ölü topraklarının kalktığını hissettiğim dönemlerden birindeydim. Evren sanki yaşadıklarımı yeterli bulmuştu ve mutlu hissetmem için bana onlarca kelebek yönlendirmiş gibiydi. Aksi takdirde midemdeki bunca kelebeğin bir nedeni olamazdı. 

Midemdeki kıpır kıpır kelebekler ve yüzümdeki gülümseme yine mutlu olacağına inanmıştı. Ve umarım bu inanç yine boşa çıkmazdı. Çünkü bu defa ne olursa olsun sonsuz mutluluk istiyordum. 

Aynanın önünde tüm kıyafetlerimi yatağa dizmiş üzerime tek tek tutarken bıkkınca mırıldandım. 

" Poyraz yardım mı etsen acaba bana? " beni hiç umursamadan yatağa uzanmış telefonuna bakıyordu. 

" Niye bu kadar strese girdin ki güzelim? Giy birini ne önemi var ? " ona göz devirip

" Ben dersimi bir kere aldım. Öylesine bir şey giyip gidemem " dedim. Omuz silkince siyah üstümü aldım elime. 

" Bunu giysem ' ne o yasta mısın ayol? ' derler bana " bu defa da kırmızı olanı aldım elime. 

" Bunu giysem de ' senin gelinin de dışarıda gözü var ayol ' derler. Ha bir de neydi? ' ikisini birden idare ediyor ' konusu vardı"  ikisini de elimden attım. Arkamdan gülme sesleri gelince o tarafa döndüm. Yağız Poyraz'ın yanına yatmış beni izliyordu. Bir yandan da ikisi birden bana gülüyordu. 

" Gülün siz gülün. " geri dolabıma dönerken kıyafetlerimin üzerinde gözlerimi gezdirmeye devam ettim. 

" Yalnız birazdan çıkmanız gerektiğini biliyorsun değil mi? " dedi Poyraz. Ona bir bakış atıp 

" Biliyoruz herhalde. Boşuna mı yardım et diyoruz sana? " diye mırıldanırken aklıma gelen fikirle gülümsedim. Birden fazla renk giyersem ne olduğunu eleştiremezlerdi değil mi?

Siyah kot pantolonumu, pantolonumun bitiminde başlayan beyaz tişörtümü alıp banyoya gittim. Hızlıca üzerimi değiştirdikten sonra üzerime mavi kot ceketimi aldığımda hazırdım. Maalesef saçlarıma şekil veremediğim için yalnızca önüme gelen kısmını minik bir topuz yapabilmiştim. 

" Nasıl oldu? " diye sordum en son. Poyraz yataktan kalkıp yanıma geldi. Yanağıma tüy kadar bir öpücük kondurup 

" Sen her halinle güzelsin güzelim " ona gülümserken Yağız'a döndüm. 

" Hadi küçüğüm geç kalmayalım " kafasını sallayıp hemen yanıma geldi. 

" Siz ne yapacaksınız? " dedim Poyraz'a. 

" Alim'le uğraşmayı düşünüyorum "

" Tamam o halde. Görüşürüz "

" Dikkat edin kendinize " hemen ayakkabılarımızı giyip evden ayrıldık. Malum geç kalırsak ayrı bir laf yerdik. Bize uzak olmayan Ayfer annelere yaklaşık 15 dakikada varmıştık. Aşağı inip kapıyı çalarken Ayfer annenin neşeli yüzü karşılamıştı bizi. 

" Aman da aman kimler gelmiş? Benim torunum mu gelmiş? " Yağız , Ayfer anneye sarılırken içer girdim. 

" Hoşgeldiniz kızım " Ayfer anne bana da sarılırken gülümsedim. 

" Hoşbulduk Ayfer anne. Nasılsın? " 

" İyiyim be kızım. Sizi gördüm daha iyi oldum. " Yağız , Ayfer annenin elinden tuttu. 

" Babaanne bak ben ne getirdim " onu içeri çekerken mutfağa girdim. Mutfakta oturan Çiğdem'i görünce ona da selam verdim. 

" Merhaba " bana bakıp 

" Merhaba " dedikten sonra bulaşıkları yıkamaya devam etti. 

" Yardım edeceğim bir şey var mı? " dedim. 

SNİPERWhere stories live. Discover now