bölüm 40

4.1K 218 57
                                    

Sabah gözlerimi açar açmaz Ekin in o muhteşem sesine (!) maruz kaldım

" Günaydıııınnn benim sevgili neredeyse yuvadan uçacak arkadaşım" diye bağırdı. Sonlara doğru sahte bir hüzün sergilemişti ya neyse. Göz devirip doğruldum. Parmağımdaki yüzük dikkatimi çekerken elimi üzerinde gezdirip gülümsedim. Kırgın mıydım? Evet ama çok seviyordum. Sırf bu yüzden evet demiştim bu teklife. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Valizimi toplarken Ekin de kapıda beni izliyordu.

" Burda kalmaya devam etsen keşke" dedi. Ona dönüp buruk bir gülümseme yolladım.

" Çok katlandın bana kafa dinle biraz" yanıma gelip omzuma bir yumruk geçirdi

" Saçmalama " dedi. Omzumu ovarken yüzümü buruşturdum. Ne ağır eli vardı bu kızın ya. Valizimi toplayınca bana bakıp dudağını büzdü. Kollarımı ona açtım. Her ne kadar yakın olsak da şu üç haftada daha bir bağlanmıştık birbirimize. Bana sıkı sıkı sarılırken

" Yine gelirsin sen ben de gelirim kızım uzağa gitmiyorum ki " dedim şakayla karışık. Omuz silkti

" Olsun her sabah seninle uyanmaya alıştım ben " dedi.

" Yine gelirim olur mu?"

" Olur " dedi. Beraber güzel bir kahvaltı yapıp biraz da (!) Dedikodu yaptık. Onla vedalaşıp evden çıkarken askeriyeye yol aldım. Yakın olduğu için hemen varırken Poyraz karşıladı kapıda beni. Gülümseyip bana sarıldı. Kollarımı ona dolarken kalbimin atışını duymaması için ona dua ediyordum. Geri çekilip çantamı aldı. Beraber yürürken birkaç bir şey sormuş kısaca cevap vermiştim ben de. Komutanın odasına gelince

" Sen git ben gelirim dedim " beni onaylayıp yukarı çıkarken kapıyı çalıp içeri girdim. Komutan beni görünce ayağa kalktı

" Oya ?" Selam verdim.

" Konuşmak için gelmiştim" dedim. Eliyle koltuğu gösterip oturdu. Karşısına oturup boğazımı temizledim

" Seni dinliyorum" dedi.

" Ben eğer mümkünse tahinimi geri çekmek istiyorum" dedim. Çatık kasları gevşedi.

" Sebebini öğrenebilir miyim?"

" Bir şeyler eski haline dönüyor gibi " dedim. Kafasını salladı

" Tahinini göndermedim " diyince kaşlarımı çattım

" Nasıl?"

" Seni bırakmaya niyetim yoktu onlara müddet verdim gönlünü almaları için bakıyorum da başarmışlar" dedi hafif bir gülümseme ile.

" Öyle oldu" dedim gülümserken. Diklesip

" O zaman işine derhal geri dön asker" dedi. Kafamı sallayıp selam verdiğim gibi dışarı çıktım. Ne zamandır görmediğim yatakhaneye ilerlerken hala tedirgindim. Yavaşça içeri girdim. Masanın başında oturmuş sohbet ediyorlardı. Kapı sesini duyunca bana doğru döndüler. Hepsine tek tek bakıp yutkundum

" Hoşgeldin" dedi Asım abi buruk bir gülümseme ile. Aynı gülümsemeyi ona gönderip

" Hoşbulduk" dedim.

" Gel güzelim" Poyraz yanındaki koltuğu gösterince ilerleyip oturdum. Alim bana gülümsedi

" Nasılsın kankacım?" Dedi. Ona gerçek bir gülümseme yollayıp

" İdare ediyorum sen ?" Dedim. Omuz silkip

" Bildiğin gibi" dedi. Önüme dönüp bakışlarımı belli bir noktaya diktim. Emre abi boğazını temizledi.

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin