Bölüm 56

2.5K 181 40
                                    

1,5 hafta sonra 

Bir şeyler yolunda gitmediğinde ne yapmayı tercih edenlerdensiniz? 

Oturup sessizce ağlayanlardan olmayı mı?

Yoksa kendini açıp rahatlamayı deneyenlerden mi?

Ben oturup kimseye belli etmeden saatlerce ağlayanlardandım. Bir şey beni üzdüğünde ya da fena halde etkilediğinde oturup gizlice saatlerce ağlardım. 

Öyle ki gözyaşlarım bile kurulmuştu artık ağlamaktan.  Ne kadar olmuştu o olay yaşanalı bilmiyordum.  Ne gecem Ne gündüzüm kalmıştı.  Günlük birkaç saat uykum oluyordu onu da kabuslarım kaplıyordu.

Hayatımın en kötü zamanlarından birini daha yaşıyordum. Ruh gibi geziniyordum. Ne konuşabiliyordum ne de doğru düzgün bir şey yiyip içebiliyordum. Yaşıyor gibi değildim. Bir ölüden farksızdım. Tek fark hareket edebiliyor olmamdı. 

Yatak odasının kapısı açılırken gözlerimi oraya çevirdim. Ekin içeri elinde bir tepsiyle girip yanıma oturdu.

" Bir şeyler yemen gerek Oya " omuz silktip saatlerdir boş boş bakındığım duvara geri döndüm. 

" Ama zayıf düşeceksin " bir şey demeyince üzgünce kafasını bana doğru eğdi. 

" Ama üzülüyorum. Yakında yemeklerimi sevmediğini düşünücem ona göre " sessizce mırıldandım

" Canım istemiyor Ekin "

" Benim için biracık yesen çok az " gözlerimi gözlerine çevirince gördüğüm ifade ile pişman oldum. Günlerdir benim için uğraşıyordu. Bense nankörlük ediyordum. Onun hiçbir suçu yokken onu da üzüyordum. Benim için üzülüyordu. Hafifçe doğruldum. 

" Biraz yiyebilirim " hemen elindeki tepsiyi dizlerime koydu. 

" İstediğin bir yemek varsa hemen yapabilirim. "

" Yok. Teşekkür ederim " dedim. Çorbadan birkaç kaşık aldıktan sonra daha fazlasını yiyemedim. 

" Doydum " dedim tepsiyi kaldırırken. 

" Ama yemedin bile " 

" Bu kadar oluyor. " kafasını sallayıp tepsiyi elimden aldı. Bir sürü şey yapmıştı ama midem almıyordu. 

Cebinden iki tane hap çıkarıp bana uzattı.

" Bunları da içmen gerek " elinden aldığım hapları ağzıma atıp uzattığı sudan bir yudum aldım. Bi de bunlar vardı artık hayatımda. Bebeğimi kaybettikten üç gün sonra bi piskolog ayarlamışlardı bana. Piskolog bana neler yaşadığımı sorduğunda anlatmaya çalışmıştım zorla ama sonra kendimi iyi hissetmeyip bayılmıştım. Benim piskolojimin berbat olduğunu düşünmüş olmalı ki fazla ağır olmasa da 2 tane antidepresan hapı vermişti. Sabah akşam onları içiyordum. Belki de bu haplar gözyaşlarımı kesmişti. Bilemiyordum. Pek bildiğim bir şey yoktu gerçi. 

" Aşağı gelsene benimle hem Alimler gelmek üzeredir. " Ekin in sesiyle düşündüğüm şeylerden sıyrıldım.

" Ben gelirim birazdan sen git " dedim. 

" Ben gidersem sen gelmezsin. Gel hadi " sıkıntılı bir nefes alıp yataktan kalktım. Üzerime bir bakış attım. Pijamalarım vardı ama hiç değiştirecek halim de yoktu. Ekin ne düşündüğümü anlamış olacakki 

" Önemli değil gel inelim " bir eli kolumu tutarken diğer eline tepsiyi aldı. Beraber aşağı inerken çalan kapıyla birlikte Ekin mutfağa girdi. Kapıya ilerleyip açtım hemen. Poyraz ın yorgun gözleri ile göz göze geldik. Bir an gözleri ışıldadı. Hemen bana doğru bir adım atıp 

SNİPERWhere stories live. Discover now