bölüm 42

3.6K 239 57
                                    

Vücuduma giren ağrılar gözlerimi açmamı zorlaştırsa da araladım gözlerimi. Hastane odasındaydım. Aklıma olanlar akın edince hemen doğruldum. Ayağa kalkarken kolumdaki serumu farkettim. Hemen çıkarıp odadan çıktım. Kolumu indirirken yoğun bakımın önünde abimleri gördüm. Onlara ilerlerken hepsinin kafası bana döndü. Yanlarına varınca camın arkasındaki rengi solmuş bedene baktım.

Benim ne olursa olsun çok sevdiğim kişiye. Vücudunda beşten fazla kablo vardı. Kalp atışları düzenli bir şekildeydi. Saçları dağılmış yüzü çökmüştü sanki. Bir şey demeden cama kafamı yaslarken titrek bir nefes aldım. Alim de yanıma yaslanırken bana gülümsedi.

" İlk defa yaralanmıyor korkma bı de şimdi sen varsın burda hemen ayağa kalkacaktır" dedi. Burukca gülümseyip

" İnşallah" dedim. Geri cama dönerken ağrıyan yerlerimi düşünmeden Poyraz ı izlemeye başladım.

.....

Beş gün
Koskoca beş gündür burdaydık. Abimler , Ayfer anneler ve ben . Hepimiz burdaydık ama Poyraz hala uyanmamıştı. Hepimiz sabırla onu bekliyorduk.

Asım abinin telefonu çalarken bizden uzaklaştı. Birkaç dakika sonra gelirken kasları çatıktı.

" Hazırlanın görev var gidiyoruz " dedi. Kafamı kaldırıp ona baktım. Bana bakarken Ayfer anneye döndüm. O da bana bakıyordu zaten.

" Vatan beklemez Ayfer anne Poyraz sana emanet" dedim. Hafifçe gülümsedi.

" Dikkat et kızım gözün arkada kalmasın" dedi. Mustafa baba ile de vedalaşıp abimlerin peşine takıldım. Alim yanımda yürürken Poyraz a son kez baktım. Sıkıntılı bir nefes alırken Alim kolunu omzuma attı

" Üzme artık kendini hemen gidip gelicez hatta belki de biz geldiğimizde uyanmış olacak " dedi. Gulumsedim

" İnşaallah" dedim. Bana göz kırpıp arabaya binmem için işaret verdi. Ben binince yanıma oturup yol boyu benimle uğraştı. Sırf üzülmeyeyim diye yaptığını biliyordum. Alim harika bir arkadaştı. Ona minnettardım.

Kısa sürede askeriyeye varırken hemen komutanın odasına çıktık. Komutan hepimize göz gezdirdi.

" Poyraz ın durumu ne?" Dedi. Asım abi konuşmam için başını salladığında

" Hala aynı komutanım uyanmasını bekliyoruz " dedim. Beni onayladı.

" Uzun bir göreviniz var yaklaşık dört günlük belki de daha fazla. Bir kişi eksiksiniz ama onun yerini oya nın kapatacağına inanıyorum ben " dedi. Kafamı salladım. Derin bir nefes alıp tüm görevi baştan sona anlattı. Hazırlanmak için bizi gönderirken Asım abi kafasındaki planı anlatıyordu. Kafam doluydu. Doğru düzgün anlamıyordum ama az buçuk kavramıştım olayı.
Hazırlanınca hemen çıktık. Uzak bir yere gitmiyorduk. Araba mesafesi vardı.

Bir süre sonra varırken Asım abi gitmemi işaret etti. Yüksek bir binaya girdim. En üst katına çıkarken neden bu kadar yüksek olduğunu düşünüyordum bir yandan da . Bacaklarım kopmuştu. En sonunda bitince terasa girip onları görecek şekilde yerleştim. Tedirgindim. Çünkü sınır dışında almaya çalıştığımız adamdı şu an alacağımız adam. Ordan Türkiye ye gelmiş ve burada kalmaya başlamıştı. Yine etrafta bir sürü adamı vardı. Tedirginlikle etrafı izledim. Aynı şeyin başımıza gelmemesini diliyordum sadece.

" Bir süre sadece beklenecek bugün sadece giriş çıkış saatlerini boş anlarını bulucaz adamın evi burası geri gelecek kimse ateş etmesin " dedi. Herkes onu onaylarken ben de binayı inceliyordum. Allah var zevkli adamdı. Ama şerefsizin tekiydi işte.

SNİPERWhere stories live. Discover now