Bölüm 58

2.3K 171 87
                                    

Zor sınavlar güçlü insanlar yetiştirir derlermiş. Hayatınızda yaşadığınız her acının sizi daha farklı, daha güçlü yaptığına inanılırmış. Siz yaşarken farketmeseniz de ileride geçmişe dönüp baktığınızda buruk bir tebessüm oluşur yüzünüzde. 

Başardım. Bunu da atlattım dersiniz mutlu olduğunuz zamanlarda. İşte tam da o zamanları yaşamak isteyen biriydim bende. Hayatım dibe kadar batmıştı belki de ama ben hala çırpınarak o kuyudan çıkmaya çalışıyordum. Başarılıydım da. Yavaş da olsa güçlenerek her gün daha iyi bir şekilde kendimi yukarı çekiyordum. Sadece dediğim gibi biraz yavaş ilerliyordu. Onu da yaşadığım şeylerin ağırlığına veriyordum. Bu kadarı bile gayet iyiydi. 

İntikam gününün ardından bir süre geçmişti. O günün üzerine yine birkaç gün zorluk çeksem de daha iyiydim. Aslında belki de daha ağır bir intikam alabilirdim ama bunun sonu mesleğime dokunabilirdi. Elimden geldiğince yapmıştım yapacağımı zaten. Gerisini de Allah a havale etmiştim. Bundan sonrası beni fazla ilgilendirmiyordu. 

Askeriyedeki odada tek başıma beklerken camdan öylece aşağı bakıyordum. Görev emri çıkacaktı. Asım abi komutan ile konuşmaya gitmiş diğerleri de aşağı inmişti. Bense piskoloğun bana önerdiği şeyleri yapmak için burda kalmıştım. Bana eğer duygularımı kimseyle paylaşmak istemiyorsam yazıp kendimi rahatlatmamı istemişti.

Açıkçası bu pikologla daha yeni tanışmıştık. İsmi Seher di. Tuna abi tanıştırmıştı bizi de. Çok ilgili biriydi. Konuşmak istemediğimde zorlamıyor hemen ilaçlara başvurmuyordu. Olabildiğince ilaçsız tedavi etmeye çalışıyordu. Diğer gittiğim piskolog daha beni tamamen dinlemeden ilaçlar vermişti içmem için. Onların beni iyi ettiğine inanmasam da her şeye ağlamamak için içiyordum sadece. Seher Hanımla konuştuktan sonra ilaçları yarıya indirmişti Poyraz. Bilmiyorum benden sonra onunla da konuşmuştu.Her ne söylediyse yarıya indirmemize neden olmuştu. 

Düşüncelerimi açılan kapı bölerken kağıdı ters çevirdim hemen. Alim bir elimdeki kağıda bir de bana bakıp kaşlarını kaldırdı. 

"Hayırdır kankacım? Ne saklıyorsun benden? " dedi gülümseyerek. Omuz silkip kağıdı buruşturduğum gibi cebime attım. 

" Hiç " dedim. Kafasını sallasa da gözleri cebimde takılı kalmıştı. Gözlerini hemen geri bana çevirdi. 

" Görev emri bugün çıkmayacakmış. Köye kontrole gidiyoruz " ayağa kalkıp yanına ilerlerken beraber çıktık odadan. Merdivenlerden sessizce inerken gözleri de benim üzerimdeydi. Abimlerin yanına geldiğimizde komutan az ilerimizde belirdi. Hazırola geçerken önümüzde durup hiç beklemeden konuşmaya başladı

" Görev emri çıkmadı. Birkaç gün içinde tekrar deniycez. Köye kontrole gidiyorsunuz "

" Emredersiniz komutanım "

" Hazırlanıp çıkın " o arkasını dönüp giderken hızlıca hazırlandık bizde. Arabaya binerken içimdeki kötü his ile etrafıma bakındım. Bu aralar sık sık olsa da istemsizce gerilmiştim yine. 

Yarım saatin sonunda köye varırken aşağı indim hemen. Derin bir nefes alırken etrafta gözlerimi gezdirdim. Değişik bir sessizlik vardı köyde. Normalde cıvıl cıvıl olurdu köy. Bilmiyorum uzun zamandır doğru düzgün gelmiyorduk. Ama bir gariplik vardı. Hepimiz yan yana dizilmiş köye göz gezdirirken birden iki araba giriş yaptı köye. Gözlerimiz onlara dönerken köyün ortasında durdu arabalar. İçinden şık giyinimli iki kadın ve bir tane erkek şoför inmesiyle kaşlarım havalandı. 

Noluyordu? 

Kadınlar bilindik eve ilerlerken düşündüğüm şeyle buz kestim bir an. Yağız ın oturduğu eve doğru ilerliyorlardı. Geçen günlerde biri ölmüştü bu köyde. Kim olduğunu  tam bilmiyordum. Bu yüzden ilgilenememiştim. Eğer ölen kişi Yağız ın babasıysa bu kadınlar esirgeme kurumdan geliyor olmalıydı. 

SNİPERWhere stories live. Discover now