bölüm 38

3.7K 234 174
                                    

Gözlerimi açıp birkaç saniye boş boş bakındım. Moralim fena halde bozuktu. Gözde geleli neredeyse iki hafta olacaktı. Bu iki haftada ne yapıp etmiş Asım abi, Tuna abi ve Emre abiyi de yanına çekmişti. Ne olduğunu bilmiyordum ama benle konuşmuyor gerek olunca da tersliyorlardı. Üzüldüğümü kimse farketmiyordu. Yanımda sadece Alim ve Poyraz kalmıştı. Ama onların da elimden kaymasına çok az kalmıştı. Poyraz mesafeliydi bı kere. Alim nasıl desem yine bizdik ama sanki eski biz değildik. Asım abilerin gitmesi bana fena koymuştu. Fazla alışmıştım onlara. Bı anda uzaklaşmaları çok sinirimi bozmuştu. Gözde geldikten sonra tüm sinirim alt üst olmuştu. Ne düzen kalmıştı ne başka bir şey. Boş boş bakmayı kesip kalktım. Yine boştu oda. Her sabah beraber kalkardık ama bu olaylardan sonra hep önce kalkıyorlardı. Poyraz ve Alim in nerde olduğunu bilmiyordum. Önemli değildi. Yolum hep ona çıkıyordu.

Üzerimi değiştirip aşağı indim. Yemekhaneye geçmeden dışarı çıktım. Onlarsız boğazımdan bir şey geçmiyordu. Ne zamandır uğramıyordum yemekhaneye. Omuz silkip oturdum. Başımı ağaca yaslarken yanımda bir kıpırtı oldu.

" Sana acıyorum " Gözde nin sesi kulaklarıma dolarken gözlerimi açmadım.

" Senin acımana ihtiyacım yok "

" Sana hepsini tek tek elinden alacağımı söylemiştim"

" Ee " dedim gözlerimi açıp.

" Sırada Poyraz var sonra da Alim sen sadece yalnızlığı hakediyorsun " dedi . İç çektim. Kaşlarımı kaldırıp

" Beni kendinle karıştırma burdan giden yine sen olacaksın" dedim. Alayla bi kahkaha attı

" Hiç sanmıyorum tatlım" dedi ve ayağa kalktı. Gözlerim abilerime takılırken ileriden geldiklerini gördüm. Yavaşça doğruldum. Bana bakmadılar bile. Yaşar abi, Tuna abi , Asım abi , Emre abi hiçbiri. Göz teması dahi kurmadı benle. Omuzlarım çökerken dolu gözlerimi kırptım.

" Abi " bı umut durmaları için çabaladım. Olmadı. Yanımdan geçtiler ve ilerideki başka bir yere oturdular. Alım yanıma çöküp

" Yanlış yapıyorlar " dedi. Bir şey demedim. Poyraz da yanıma otururken başımı dizlerime yasladım.

" Ne olduğunu bile bilmiyorum ki. " Dedim. Kolumu sıvazlayıp

" Boşver sen " dedi Alim. Komutanın gözükürken ayağa kalktık.

" Rahat " dedi. Pozisyon alırken bize göz gezdirdi.

" Duydum ki aranız bozulmuş siz kardeşsiniz yakışıyor mu ?" Kimseden ses çıkmadı.

" Bunun sorumlusu kim?" Diye bağırınca Asım abi bana bir bakış atıp

" Oya " dedi. Sıkıntılı bir nefes aldım. Bir de ben bilseydim ne olduğunu. Komutan bana baktı

" Oya odama gel " dedi. Arkasından ilerledim. Gözde bana sırıtarak el salladı. Göz devirip komutanın arkasından girdim. Oturup bana döndü

" Sorun ne Oya?" Dedi. Yutkundum

" Bilmiyorum komutanım "

" Niye suç senin?" Dedi.

" Ben bir şey yapmadım komutanım Gözde geldikten sonra böyle oldu yoksa bizim aramızda iyiydi " kafasını salladı.

" Biliyorum ama bunu düzeltmek zorundayız görev esnasında küslük olmaz " dedi.

" Halledicem komutanım"

" Ajan işi nasıl gidiyor?" Dedi

" Henüz net bir şey yok" dedim.

" Kimden şüpheleniyorsun ?"

" Emin olduktan sonra söylesem" dedim. Kafasını salladı

" Daha hızlı hareket et çıkabilirsin" selam verip odadan çıktım. Tekrar aşağı inerken gözüm ileride bir şeye takıldı. Gözde askerleri başına toplanmış abimler ve Poyraz da dahil hepsine bir şey gösteriyordu. O tarafa ilerleyince bakışlar bana döndü. Nefret yüklü bakışlar hem de. Askerler kendi arasında fısıldaşarak konuşurken Poyraz ile gözlerimiz kesişti. Kırgın bakışları bende dururken kaşlarımı çattım. Ne olmuştu şimdi?

SNİPERWhere stories live. Discover now