Bölüm 67

2.1K 187 170
                                    

En güzel şeyler en beklenmedik anlarda olurmuş. Hayatınızdaki her kötü anıyla vedalaşmanız size bir ödül olarak geri dönermiş. Her elveda bir merhabaya çıkarmış. 

Tüm kötü anılarıma elveda dedikten sonra hiç beklemediğim bir şey olmuştu. Hamile olduğumu öğrenmiştim. Bu benim için büyük bir boşluktu. Tüm kötü anılarımla vedalaştığımı düşünürken bir anda hepsi yeniden gelmiş gibiydi. 

Sanki kendilerini unutturmak istemiyormuş gibi rüyalarım da dahil tüm düşüncelerimde yer edinmişlerdi. Bu ise beni derin bir boşluğa sürüklemişti. Aynı zamanda büyük bir korkuya. Korkunun yanında getirdiği tedirginliğe de tabi. 

Sabah birkaç bir şey atıştırdıktan sonra evden çıkmıştık. Poyraz her şeyden habersiz bana bir şeyler anlatırken ben de mide bulantımla onu dinlemeye çalışıyordum. Yağız arka tarafta oyuncağıyla ilgilenirken onu izlemeye koyuldum. 

Elindeki oyuncak ayıcığın bir yavrusu vardı. Anne ayıyı bir bacağına yavruyu ise diğer bacağına koymuştu. Yavruyu eline aldıktan sonra ona sessizce bir şeyler fısıldamıştı. Ben duymasam da onu annesinin kollarının arasına koymasıyla tahmin etmiştim. 

" Hadi bakalım oğlum geldik " Yağız'ın okulunun önüne gelmemizle Poyraz seslenmişti. Arabadan inip Yağız'ı aldım. Poyraz arabada kalırken Yağız'ı okula bıraktım. Ayakkabılarını çıkarırken ağzımı açmıştım ki bana kalmadan kendi söyledi

" Kendine dikkat et. Bir şey olursa beni ara. Kendini ezdirme. Seni ben almayacak olursam öğretmenini ararım " saçlarını karıştırırken güldüm. 

" Aferin küçüğüm. Çabuk öğreniyorsun " bana sarıldıktan sonra elen öğretmeniyle birlikte sınıfına gitmişti. Arabaya geri döndükten sonra askeriyeye kısa sürede varmıştık. Poyraz bendeki sessizliğin farkına varmış olsa da fazla soru sormamıştı. 

Yukarı çıkarken elimi olabildiğince karnımdan uzak tutmaya çalışsam da yine de istemsizce orayı tutuyordum. Etrafa attığım tedirgin bakışları ise durduramıyordum. Piskolojik olarak tüm korkularım geri dönmüştü. Abimleri odada bulamamızın üzerine silahların olduğu odaya girmiştik. 

Asım abi, Tuna abi ve Yaşar abi masadaki haritayı inceliyordu. Emre abi elindeki demir çubuğu çevirirken Alim de ona yanlış döndürdüğünü söylüyordu. 

" Poyraz gelin " Asım abi bize seslenince Emre abi elindeki demir çubukla bize dönmüştü. Yanımıza yaklaşınca istemsizce geri çekildim. Elimi ona doğru uzatırken bir elim de istemsizce Poyraz'a sıkıca sarılmıştı. 

" Güzelim? " Poyraz bana doğru dönünce bakışlarımı demir sopadan ayıramadım.Alim Emre abinin elinden sopayı çekip ileri attı. 

" Bu sopa onun için iyi değil " aldığım nefesi seslice geri bırakırken Poyraz'ın koluna sıkıca sardığım elimi gevşettim. Farketmeden sıktığım kolunu görünce 

" Ben farketmemişim " diye mırıldandım. 

" Önemi yok onun. Sen iyi misin? Yüzünün rengi atmış gibi " 

" İyiyim ben " Asım abi boğazını temizleyip dikkati kendine çekti. 

" Eğer iyiysen devam ediyorum o halde. Görev emri birazdan çıkacağız. Bu defa fazla uzun sürer mi yoksa hızlı mı hallederiz hiç emin değilim. Yaklaşık 12 kişi almamız gerekiyor ama iyi korunuyorlar. Etrafta onlarca koruma olacak. O 12 kişi de bir süredir esir. Ne durumda olduklarını bilmiyoruz. Bu yüzden yanınıza battaniye yiyecek gibi şeyler alın. Sorusu olan? "hiçbirimizden ses çıkmayınca silahları gösterdi. 

Kendi silahımın yanına ilerleyip elimi üzerinde gezdirdim. Mermilerini kontrol ettikten sonra yardım çantalarından birini alıp çantamın içine attım. Su, bisküvi gibi şeyleri ben alırken Alim çantasına ilaçlar dolduruyordu. Abimlerden biri mühimmat alırken diğerleri de battaniye koyuyorlardı çantalarına. 

SNİPERWhere stories live. Discover now