Bölüm 55

2.5K 190 82
                                    

Bazen tek istediğiniz şey mutlu olmaktır. Ama bazı şeyler planlananın dışına çıkar ve sizi mutluluktan alıkoyar.

 Tam bir oğlum olacağını öğrenmenin sevincini bile yaşayamadan o günün akşamı kabus gibi bitmişti. Topluca tuzağa düşmüş ve kaçırılmıştım. Tam mutlu olayım derken yine her şey berbat bir hal almıştı. 

Bu sabah büyük bir baş ağrısıyla zar zor gözlerimi açmıştım. Klasik mide bulantım olmuştu ama bebeğim olduğunu öğrenirlerse diye korkmuş kendimi çok fazla sıkmıştım kusmamak için. Şimdi de karşımdaki adama tiksinerek bakıyordum. Ama o sanki hoşuna gidiyormuş gibi pis pis gülüyordu. Bağlı ellerimi çekiştirdim ama yine başarısız oldum. Kalın zincirlerle bağlıydı bileklerim. 

" Boşuna uğraşma kurtulamazsın buradan " adama ters bir bakış attım. 

" Neden buradayım ben ?" diye sordum. Adamın yüzündeki gülüş hemen silindi. Bana yaklaşıp tam önümde durunca 

" O komutandan alacağım var " dedi. Sonrada devam etti. 

" Benim evladımı benden aldılar ben de sizin evladınızı sizden alacağım " duyduklarımı birkaç saniye algılayamadım. 

" Ne ? " diyebildim sadece. Adam aynen kafasını sallayınca geri çekilmeye çalıştım

" Biz masumları öldürmeyiz " dedim aceleyle. 

" Ölmedi zaten onu benden aldılar. Devlet o komutan yüzünden benim evladımı bana vermiyor. Cezasını çekmeli " bakışları karnıma düşerken korkuyla titredim. 

" Benim çocuğum yok " dedim hemen. Alaylı bir gülümseme oluştu yüzünde

" Boşuna kürek çekiyorsun asker orada olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz " karnıma aniden giren sancıyla iki büklüm oldum. Bebeğim bile anlamıştı sanki . 

" Hayır ! " dedim titreyen sesime aldırmadan. Kafamı iki yana sallayıp adama baktım

" Alamazsın onu benden " dedim. Gülümsemesi olabilirmiş gibi daha da genişledi. 

" Çok geç. Onu almak için buradayım. " karnımdaki sancıya zor dayanırken adamın sözleri beni daha da korkutuyordu. Bebeğim benden gidemezdi. 

" Neyse daha fazla uzatmaya gerek yok. Kemal getir demiri " Ellerimi daha çok çekiştirirken tir tir titriyordum. Kemal denen adam elinde katlanabilir demir sopayla gelince bağırdım.

" Hayır alamazsınız onu benden!" adam beni takmadan yanındaki adama işaret verdi.

" Siz tutun şunu zevki artsın " adam yanında bir adamla daha yanıma gelip beni çözerken ellerinden kurtulmaya çalışıyordum son bir gayret. Ellerini kelepçe gibi kollarıma sarınca gözyaşlarıma hakim olamadım. 

" Y-yapma " dedim. Adam demir çubuğu yavaşça açtı. Bana yaklaştıkça geri çekilmeye çalışıyordum ama adamlar o kadar sıkı tutuyordu ki mümkün değildi. Sıkıca kavradığı çubuğu havaya kaldırıp bana bağırdı.

" Yalvar bana hemen "

" Hayır " dedim aynı şekilde bağırarak . Her ne durumda olursak olalım düşmana yalvaramazdık. Bunun için söz vermiştik. Yukarı kaldırdığı demir çubuğu sertçe karnıma geçirdi. Ağzımdan istemsizce bir çığlık koptu. Durmadan ard arda sert darbeler geçirdi karnıma. 

Bir daha geçirdi

Bir daha geçirdi

Bir daha geçirdi

üst üste sert darbelerini geçirirken tek yapabildiğim şey bebeğimin benden gitmemesi için Allah' a yalvarmaktı. O kadar sert darbeler geçirdi ki karnıma sona kalan kurtulma ümidim tuzla buz oldu. Acıyla bağırırken bacaklarımın arasından gelen kanla adam da durmuştu. Korkuyla başımı yere indirdim. Giydiğim kamuflaj kana boyanıyordu adeta. Karnımın sancısı ve bacaklarımın arasından gelen kan ile ağlamam şiddetlendi. 

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin