bölüm 23

4.5K 235 44
                                    

Sabah esneyerek kalktım. Poyraz ı yanımda görememenin sinir bozukluğu ile dün olanlar aklıma gelince hemen kalktım. O cadı ile yalnız kalamazdı. Sarı çiyan. Çakma sarı. Üzerime hoş bı siyah bı elbise geçirip siyah spor ayakkabılarımı giydim. Saçımı kendi hali ile bırakırken hafif makyaj yapıp kulaklığımı taktım. Telefonumu alıp çantama attım ve kapıyı çekip çıktım. Merdivenlerde Alim ile karşılaşınca

" Günaydın" dedim .

" Günaydın" dedi ve yürümeye başladık.

" Ne zaman geldi"

" 8.30 " alayla güldüm. Bana döndü

" Nasıl dayandın " kaşlarımı çatıp ona baktım

" Neye "

" Dün olanlara başka biri olsa dağıtırdı ortaklığı" omuz siktim.

" İş işten geçmişken ne yapabilirim" dedim umursamazca.

" İyi misin sen " derin bı nefes aldım

" Sayılır" önüne dönüp bana kapıyı açtı. Hızla restoranı tararken onları gördüm. Cam kenarında dünkü adamlar ile kahvaltı yapıyorlardı. Alım beni çekince yürümek zorunda kaldım. Masaya yaklaşınca sinirlerim gerildi. Çünkü Elfida - hani şu sarı çiyan- Poyraz ın dibine girmiş gülüyordu. Yanlarına varınca bakışları bize döndü. Elfida yüzünden silinmeyen gülümsemesi ile bize döndü

" Hoşgeldiniz oturun biz de Egemen ile sohbet ediyorduk. " Egemen . Egemen bey de değil. Hayır yani. Neyse ne şu görev bitsin de sen görürsün sarı çiyan. Ödeticem bunları ben sana.

" Esincim " Elfida ya döndüm. Zorla gülümseyip

" Efendim " dedim.

" Ben seni çok sevdim bir şeyler mı yapsak bugün senle" kaşlarım havalandı. Sevmişmiş.

" Olur ne gibi" dedim.

" Ne bileyim alışverişe çıkarız sonra da bir şeyler falan içeriz olur mu?"

" Olur tabi" neşeyle güldü ve Poyraz a geri döndü. Ben de Poyraz a bakınca üzerini değiştirmiş çok hoş göründüğünü farkettim. Üzerinde mavi kot siyah tişört vardı. Siyah ayakkabı giymiş tişörtüne de gözlüğü geçirmişti. Saçları dağınık şekildeydi ve çok yakışıklı gözüküyordu. Benim ona baktığımi hissetmiş gibi bana gülümsedi. Önüme dönerken hala dün olanlar aklımdaydı. Alim sahte sevgili olarak görevini yapıyordu yine. Tabağımı doldurmak ile meşguldü.

" Yeter bu kadar ya kim yicek bunu " dedim sessizce.

" Sen " dedi ve şirince gulumsedi. Göz devirip bir şeyler atıştırdım.

" Esin ben odama çıkıp geleyim sonra gidelim olur mu " kafa sallayıp zorla gülümsedim

" Olur ben bekliyorum" hemen yukarı yönelince derin bı nefes aldım. Telefonum çalarken kaşlarımı çattım. Çıkarıp Ekin in aradığını gördüm. İstemsizce gülümserken ayağa kalktım

" Efendim" dedim.

" Ah kızım nerelerdesin sen ya patlıycam valla "

" Keyfimden burdayım ya Ekin" dedim tersçe. Güldü

" Ee nasıl gidiyor"

" Neler oldu neler var ya "

" Ne oldu kız anlat çabuk"

" Olmaz müsait değilim" dedim sırıtarak.

" Bana bak gelince buraya pıçaklarım yeminle seni" bağırınca güldüm

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin