bölüm 52

2.7K 186 72
                                    

Sabah karnımda dolaşan el ve fısıltılar eşliğinde aralamıştım gözlerimi. Birkaç saniye ne olduğunu anlamasam da anladığım an güzel bir gülümseme yayılmıştı yüzüme.

" Uyandın mı bebeğim? " birkaç saniye durduktan sonra tekrar mırıldandı.

" Ama artık uyanmanız gerek "

" Annenin kahvaltı yapıp seni doyurması gerek " sessizce söylenmesine daha çok gülümseyip elimi saçlarına koydum. Saçları ile oynarken gözlerini hemen bana çevirdi. Güzel bir gülümseme gönderip

" Günaydın!" Dedi alışık olmadığım bir neşeyle. Normalde de neşeli biriydi ama bu bambaşka bir neşeydi.

" Günaydın" dedim ona aynı neşeyle.

" Kahvaltı hazır hadi karnınızı doyuralım artık" uzattığı eli tutup kalkarken beni banyoya gönderip aşağı indi. Elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime bakarken bakışlarım karnımda takılı kaldı. Elimi yavaşça karnıma koyarken onunla konuşmak istedim. Ama nasıl konuşacağımı bilemediğim için bir an duraksadım.

" Annecim?" Sanki bana cevap verecekmiş gibi beklerken karnımı okşamakla yetinmiştim sadece. Üzerimi değiştirip aşağı inerken Poyraz çayları çoktan koymuştu.

Kahvaltı masasına oturduğumda neredeyse şoktan gözlerim yerinden çıkacaktı. Hani şey derlerdi ya bir kuş sütü eksik. Aynen öyleydi. Her şey vardı sofrada.
Her şey.

" Bunları kim yiyecek?" Dedim şaşkınlıkla. Omuz silkti

" Sen " kaşlarım havalanırken umursamadan tabağımı doldurdu. Ben ona bakarken o tabağımı doldurmaya devam ediyordu.

" Yiyemem ben bunları" tabağım tepeleme doluyken bitmezdi bu. Ben ancak üç öğünde yerdim bunu.

" Onlar bitmeden kalkamazsın " göz devirip çatalımı elime aldım. Her şeyden azar azar yerken Poyraz da bir yandan bir şeyler uzatıyordu. Ama biraz daha yersem patlayacaktım galiba.

" Yeter bu kadar" Poyraz tabağıma bakıp

" Hiçbir şey yemedin" diyince gözlerimi büyüttüm.

" Saçmalama " dedim. Omuz silkip geri çekildi.

" Doktor randevusu aldım. İlk doktora gidelim. Sonra geçeriz askeriyeye" kaşlarım istemsizce havalandı.

" Ne ara aldın ya?" Dedim. Şirince gülümsedim.

" Gece uyku tutmadı" dedi. Kafamı iki yana sallayıp ayağa kalktım.

" Hazırlanayım " o da sofrayı toplamaya koyulunca yukarı çıkıp hızlıca üstümü değiştirdim. Gerekli şeyleri çantama attıktan sonra aşağı indim. Poyraz ceketini giymiş beni bekliyordu. Ceketimi tutup giydirirken umarım sürekli böyle olmaz diye düşünüyordum. Yoksa yanımdan bir saniye bile ayrılmaz beni bunaltırdı.

Hamile kadınların çok duygusal olduğunu duymuştum bir seferinde. Umarım ben onlardan olmazdım!

Dışarı çıkıp arabaya binerken hemen hastaneye sürdü arabayı. Yol boyunca sürekli konuşmuş elinin birini de arada bir karnıma koymuştu. O kadar mutlu gözüküyordu ki. Bense sadece dalgın gözlerle onun mutluluğunu izliyordum. Bir bebek istediğiniz biliyordum. Yani bana bunu söylememişti tabi ama bebek sözü geçtiğinde ayrı bir neşe kaplıyordu onu. Ayrı bir ruh haline bürünüyordu.

Düşüncelerimi bölen şey arabanın durmasıydı. Geldiğimiz hastaneye şöyle bir bakındım. Beraber içeri girerken elim tedirginlikle karnıma sarılmıştı. Şimdiden annelik iç güdüsüne girmiştim galiba. Yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı

SNİPERWhere stories live. Discover now