Childhood Friends | hyunin

15 | first and last dance

ses kaydı olayının üzerinden tam olarak 1 hafta geçmişti. Bu süreç içerisinde 12'ler sınavlarına girmiş okul seçimlerini yapmıştı. Şimdi büyük gün gelmişti, herkes hazırlanmış veda partisine ayak basmıştı. Hyunjin partinin olduğu alana yejiyle beraber gitmişti.

üzerinde büyük bir gerginlik vardı çünkü gün sonunda jeongin'e her şeyi anlatacaktı. Yeji yolda elinden geldiğince ona destek olmuş sakinleştirmeye çalışmıştı.

hyunjinle yeji ayrılmış, hyunjin arkadaşlarının yanına gitmişti, bu 1 hafta içerisinde yaşanan ses kaydı olaylarını onlara anlatmış ne kadar stresli olduğundan bahsediyordu.

yeji randevu olayını gerçekleştirmek için ryujin'in yanına geldiğinde ona gülümseyerek selam vermişti, "merhaba." Ryujin gelen ses arkasına dönmüş ve yejiyi baştan aşağı süzmüştü, "çok güzel olmuşsun." Yeji tekrar gülümsemişti, "teşekkür ederim sen de çok güzel olmuşsun."

"teşekkür ederim, ee ne içersin?" yeji ryujinin sorusuna karşılık biraz sıkıntılı bir nefes vermişti, "sarhoş olmak istemiyorum çünkü bugün pek iyi geçecek gibi değil. Ayık olmam gerekiyor." Ryujin dudaklarını birbirine bastırdı, "abin her şeyi anlatacak anlaşılan." yeji yavaşça başını sallamıştı, "evet.." ryujin derin bir nefes verdi,"bence geç kaldı." yeji onun haklı olduğunu biliyordu ama şu an geçmişe dönme imkanı yoktu, "evet geç kaldı ama jeongin'in artık öğrenmesi gerekiyor."

"yeji, demek istediğim bence jeongin çoktan öğrendi."

yeji kaşlarını çattı, "nasıl yani?" ryujin dudaklarını birbirine bastırıp etrafa bakındı,"hâl ve hareket gözlemlemekte iyiyim ve jeongin'in hareketlerine göre bence her şeyi biliyor." yeji başta tereddütlense bile olumsuzca kafasını sallamakla yetinmişti, "imkansız, bilse bu 1 hafta susmazdı."

"olabilir ama belki de planladığı şeyler vardır.Bunlar sadece benim gözlemlerim."

yeji bir şey dememiş ve göz ucuyla jeongine bakmıştı, minho ve jisungla beraber bir köşede oturuyorlardı. Minho ve jisung birbirleriyle eğleniyordu ama jeongin sadece susmuş içkisini içiyordu.

minho jeongine döndü, "dostum neyin var senin? partideyiz tadını çıkarsana."

"bir şeyim yok sadece partinin en heyecanlı anlarını bekliyoum."

"en heyecanlı an derken?" demişti jisung.

"hyunjine bir sürprizim var hem de o kadar güzel bir sürpriz ki herkes bayılacak."

minho güldü, "siz baya baya çifte kumru oldunuz."

jeongin hyunjinle göz göze gelmiş, gözlerini ondan ayırmadan konuşmuştu. "evet, evet öyle olduk."

chan hyunjin'i dürttü, "siz neden öyle bakışıyorsunuz, gitsene yanına."

hyunjin arkadaşlarına doğru döndü, "gidemem çünkü bana sebepsiz bir şekilde garip davranıyor."

"naptın erkenden falan mı söyledin?" demişti seungmin

"hayır söylemedim sadece 1 hafta önce sevişmiştik ve onu yalnız bırakıp gitmek zorunda kaldım sonra bizim eve geldi sarılmak istedi ama bilmiyorum garipti işte."

"uke tribi." demişti changbin arkasına yaslanarak.

chan omuz silkti,"bunun onunla alakası yok bence."

hyunjin saçlarını karıştırdı, "felixte soğuk davrandığını söylüyor geçen geldiğinde yejiyle de pek konuşmamış." changbin dudaklarını büzüp kafasında teoriler üretmeyi denemişti,  "ya öğrendi diyeceğimde nasıl öğrensin? öğrense susmaz ayrıca." hyunjin elleriyle yüzünü ovalayıp gergince bir nefes almıştı, "bilmiyorum zaten stresliyim her şey üst üste geliyor. Bir de bana sürprizi olduğunu söyledi."