36 | do you wanna play game?

4.9K 480 1K
                                    

meraba özlediniz mi bu fici

bu arada sınavlardan sonra
evli olan bir hyunin
fici yazabilirim...

■ ■ ■

"1 hafta sevişmeyeceğiz." jeongin ağrılarıyla yatakta uzanırken hyunjin elindeki kremi bir köşeye bırakmış ve sahte bir sinirle ona dönmüştü, "1mi? 1 hafta sevişmemek mi? sen buna inanıyor musun ben inanmadım şahsen." sevgilisinin yanına uzanmış ve üstlerini sıkıca örmüştü. "1 ayda yapacağımız şeyleri 1 gün içerisinde banyo da yaptık."

"hayır bak seninle duşa girmiştim hatırlıyor musun? işte bunu onun telafisi say." hyunjin jeongini ikna etmeyi denerken jeongin sadece göz devirebilmişti, "neyse ben konuşmuyorum seninle şimdi susar mısın uyuyacağım." jeongin acıyan kalçasıyla zar zor arkasına dönmeyi denemiş fakat başaramamıştı, Hyunjin gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış kendi içinde bir savaş vermeyi deniyordu.

"gülme!" demişti jeongin bebek gibi mızmızlanırken. Hyunjin kendini tutamamış ve istemsizce gülmeye başlamıştı. "hyunjin! biraz daha gülersen koltukta uyursun bak." hyunjin kendini toparlamıştı, "tamam, tamam gülmüyorum bak hadi sarıla sarıla uyuyalım."

"hayır sarılma bana git o kız kimse ona sarıl, aklıma geldikçe sinirleniyorum!" jeongin kaşlarını çatmıştı. Hyunjin şu an jeongini tam bir bebek olarak görüyordu ve kendisine kızgın olmasa onu mıncırabilirdi. "ya beni dinlemiyorsunki ayrıca sandığın gibi bir durum yok."

"banane şimdi sus artık uyumak istiyorum." jeongin gözlerini kapatmıştı. Hyunjin ise derin bir nefes vermişti, "nasıl olsa sabah konuşacağız." demiş ve arkasını dönmüştü. Jeongin tek gözünü açmış ve ona sırtını dönen çocuğa bakmıştı. Bir süre nasıl olsa sarılır diye beklerken hyunjin hiçbir şey yapmamıştı.

jeongin diğer gözünü de açmış hyunjinin sırtını sarsmıştı. Birkaç sarsmanın ardından hyunjin oflayarak ona dönmüştü, "noldu yine?" jeongin kaşlarını çatmıştı, "sarılsana bana." hyunjin istemsizce gülmüş ve kolunu jeongin'in beline sarmıştı. Jeongin memnun bir şekilde gözlerini kapatmıştı.

hyunjin bir süre sevgilisini izlemiş ve uyuduğuna emin olduktan sonra yanağını öpmüştü, "seni seviyorum."

■ ■ ■

"minho bekle lütfen." minho elinden geldiğince uzaklaşırken jisung peşini bırakmamış nereye giderse gitmişti. Minho en sonunda pes etmiş ve ona dönmüştü, "ne var, ne? nasıl öpüştüğünüzü falan mı anlatacaksın? arkandan ne güzel işler çevirdik falan mı diyeceksin?"

"minho sana açıklamaya korktum." diyebilmişti jisung. "bana doğru düzgün açıklama yapmadınki! aldattım dedin. Sana sordum, sana dedimki bana düzgünce anlat bir çaresini bulurduk ben seni yine affederdim ama sen sustun. Az önce ne kadar küçük düştüğümden haberin var mı senin?"

"özür dilerim, çok özür dilerim." jisung adeta minhoya yalvarıyordu ama minho pek oralı olacak gibi durmuyordu, "jisung...bak sadece bana zaman ver tamam mı? bir süre ayrı kalsak, ikimiz için iyi olucak." tamam mı?" minho bir şey söylemeden ortamı terk etmiş ve arkasında pişman bir jisung bırakmıştı.

o sırada ryujin ve yeji yolda sessiz sessiz yürüyorlardı. "sana şans vermek istiyorum yeji ama her defasında bunu mahvediyorsun." yeji bir şey dememiş bakışlarını yoldan ayırmamıştı, "bak yeji..." ryujin yejinin elini tutmuş ve onu durdurmuştu, "bunu halletmemiz gerek. Şımarık bir kız çocuğu gibisin."

Childhood Friends | hyuninWhere stories live. Discover now