28 | can i kiss you?

6.4K 579 547
                                    

karavanın karşısındaki denizin olduğu yere oturmuş jeonjinle beraber gün batımını izliyorduk. Aklım çok karışıktı, o burdaydı ama ben ne yapacağımı bilmiyordum.

bu sabah benimle sanki başka biri kimliğinde takılmış aklımdakileri unutturmuştu ama o dövmeyi görmemle birlikte bazı şeyleri yeni anlayabilmiştik.

o dövmeler...ikimiz için de anlamlıydı. Ailem dövme yapmama izin vermiyordu ama buna rağmen hyunjin beni dövmeci bir arkadaşına götürmüş ve benimle aynı dövmeyi yapacağını söylemişti.

- flashback

"hyung!" demişti jeongin. Çok heyecanlıydı çünkü ailesinden gizlice en sevdiği hyunguyla birlikte dövme yaptıracaktı. İkili beraber yolda el ele dövmeciye ilerliyor, hyunjin jeongin'in heyecanına karşı gülümsüyordu.

hyunjin defalarca gülümsedi,"heyecanlanma jeongin, bileğine yapacağımız için fark etmezler. Hem ederlerse ben savunurum seni! endişelenme."

"sana tüm kalbimle güveniyorum zaten hyung. Sadece biraz heyecanlıyım. Acaba çok acıyacak mı?" jeongin'in sorusuna hyunjin hafifçe sırıtmış ve ellerini ayırıp kolunu omzuna atmıştı, "biraz ama ben yanında olacağım."

jeongin kendini değerli hissetmiş ve ona gülümsemişti. Omzunda ona sarılmış olan kola doğru bakmış biraz utanmıştı fakat mutluydu.

- flashback son

hatırladığım anıyla istemsizce sırıtmıştım. Şimdi eskiye bakınca düşünüyorumki bazen eskiler gerçekten güzel ve özel oluyordu.

düşüncelerim dağıtan jeonjin'in ısrarla havlamasıydı. Ona doğru bakınca karavanın olduğu tarafa koştuğunu gördüm. Hyunjin'in yanındaydı.

sıkıntılı bir nefes verdim. Yine ve yine burdaydı, aynı şeyleri tekrar yapıyordu. Ona tekrar bağlanmak istemiyordum. Beni yine bırakıp gitmesinden korkuyordum.

olduğum yerden kalkıp onların yanına ilerledim, "neden burdasın?" gözlerini benimle buluşturmuştu, "oğlumu görmeye geldim. Sonuçta benim de köpeğim ve beni özlediğine eminim."

"seni özleyerek hayatının hatasını yapıyor o zaman." diyebilmiştim. Hafifçe sırıtmıştı, "senin yaptığın gibi mi jeongin? beni özlediğin gibi mi?" demesiyle ona alayla baktım. "seni özlediğimi nerden çıkardın?"

dudaklarını birbirine bastırdı, "birbirimizi kandırmamıza hiç gerek yok, jeongin." bu sefer ona bir şey deme gereği duymamıştım zaten bir şey demeyeceğimi anladığında jeonjini kucaklamış ve onu sevmeye başlamıştı

"babayı özledin mi? ben seni ve jeongin babanı özledim doğrusu." kurduğu cümle karşısında dehşetle ona baktım, "pardon, neden bir çocuğumuz var gibi konuşuyorsun acaba?"

"arabada 'oğlum' diyordun. Bence tam bir aileyiz." demişti pişkin pişkin ve ben yüzümü buruşturmuştum, "jeonjin oğlum olabilir evet ama sen hiçbir şeyimsin. Sınırlarını bilsen iyi olur hyunjin şu an seni kovmadığıma dua et. Jeonjinle ilgilen ve git."

daha muhattap olmamak amacıyla karavanıma girmiştim. Burda olması sinirimi bozuyordu, aslında onu şu an öldürebilir ve denize atabilirdim ama bunu yapmıyordum. Etrafı temizlemeye odaklanmıştım, bana görünmeden gitmesi için dua ediyordum ama beni sinir etmeden burdan gitmeyeceğine de adım kadar emindim.

ortalığı düzenledikten sonra kendimi yatağa bırakmıştım. Hava iyice kararmaya başlamıştı. Tavanla bakışıyordum ve dikkatimi dağıtan hyunjin'in köpekle birlikte içeri girmesiydi, "hadi in bakalım ufaklık" diyerek köpeği yavaşça yere bırakmıştı.

Childhood Friends | hyuninWhere stories live. Discover now