38 | uke or seme?

4.8K 467 759
                                    

öncelikle mesajlaşma kısmına kadar chanmin içeriyor ve biraz elleşmeli anlayacağınız okumak istemeyen mesajlaşmadan itibaren okuyabilir<33

bu arada sınavlarım bu
hafta bitiyor cumaya kadar
yb atamayabilirim
idol'e atmaya çalışırım onu hâlâ okumayan varsa okusun🤚🏻

■ ■ ■

"bir bardak daha içmek istiyor musun?" seungmin ve chan bir bara gelmiş köşede bir yere geçip beraber içiyorlardı. Chan bir şeyler öğrenmek istiyordu bu yüzden ona içirebildiği kadar içirmişti, "chan yeter sarhoş olmak istemiyorum daha fazla." chan bir şişe daha doldurmuştu, "kafa dağıtıyoruz işte, bak ben de içiyorum." chan bir bardakta kendisi içtikten sonra seungmin de itiraz etmeyerek bir bardak içmişti.

"fenalık geldi." seungmin üzerindeki gömleğin iki düğmesini açmış ve yerinde olmayan kafasıyla rahatlamayı denemişti. Chan içerken gözleri seungmin'in bedenine doğru kaymış daha sonra başını iki yana sallayıp kendine gelmeyi denemişti. "başım ağrıdı müzik sesinden. Sana uyup neden geldimki?"

"mızmızlanma seungmin iki arkadaş takılıyoruz işte." chan arkadaş kelimesini yanlışlıkla söylese de artık çok geçti. Seungmin pek umursamamıştı nasıl olsa bu duruma alışmıştı, "doğru ya...arkadaş, kardeş harika ikiliyiz." chan seungmin'in yaptığı imayı anlamıştı belki de önceden olsa anlamazdı fakat bu sefer anlamıştı.

"jisooyla mutlu musun? yemekten sonra beraberdiniz ya hani." seungmin olanlardan habersiz içerek chan'ın diyeceklerini merak ediyordu. Chan onun ne yapmaya çalıştığınu biliyordu, "seungmin, aramızda bir şey yok. Arkadaşız sadece neden anlamak istemiyorsun?"

seungmin omuz silkti, "bilmem, şaşırtıcı." chan bir şey dememiş seungminle beraber içmeye devam etmişlerdi. Ne yapacağı konusunda pek bir fikri yoktu, ona gerçeği söylese belki de seungmin utanacaktı. Onu zor duruma sokmamak için şimdilik susmaya devam ediyordu. Kısa bir süre sonra seungmin sıkılmaya başlamış, kafayı biraz bulmuştu, "chan...artık gitsek? başım çok ağrımaya başladı."

"tamam, seni kendi evime götüreceğim böyle tek başına gidemezsin." chan seungmin'in kolunu omzuna atmış ve zar zor bir taksi çevirip bindirmişti. Seungmin uykulu uykulu başını chan'ın omzuna koymuştu. Chan kısa bir süre onu izlemiş ve kendini değişik hissetmeye başlamıştı sonuçta bu zamana kadar arkadaş gözüyle baktığı insanla böyle olması ona garip geliyordu.

eve ulaştıklarında chan koluyla ona tutunan, sarsak adımlarla yürüyen seungmini odasına getirmiş ve yavaşça yatağa yatırmıştı fakat yatırmasıyla onun üzerine doğru, burun buruna gelmelerini sağlamıştı.

dipdibeydiler. Aralarında pek mesafe yoktu. Seungmin ayık olmayan kafasıyla olanları algılamayı deniyordu ama anlayamıyordu. Chan ise büyülenmiş gibi gözleri yarı açıp kapanan seungmini izliyordu. Şu an bu karanlık, dışardaki sokak lambalarının aydınlattığı odada altında yatan çocuk ona fazlasıyla büyüleyici geliyordu.

seungmin sarhoş kafasıyla chan'ın hayal olduğunu düşünmeye başlamıştı. Bu yüzden elini hayal olduğunu düşündüğü chan'ın yanağına götürüp okşamaya başlamıştı, "chan...ben senin hayalini görmeye başladım galiba." chan kıkırdamıştı, "hayır gerçeğim."

seungmin itiraz edercesine başını sallamıştı, "hayır...pek böyle oluyor." chan yutkunmuştu, "sana...sana gerçek olduğumu kanıtlamamı ister misin?"

"nasıl olucak o?"

chan bunu yapmakta tereddütteydi fakat anı yaşamak istiyordu ve kendini tutabilecek gibi değildi. Bu yüzden ilerisini düşünmeden seungmin'in dudaklarıyla dudaklarını birleştirmiş ve beklenmedik bir öpüşmeyi başlatmıştı.

Childhood Friends | hyuninWhere stories live. Discover now