SEN BENİM KIYMETLİMSİN

120 11 0
                                    

Üç gündür kar yağmaya devam ediyordu, her yer bembeyaz olmuştu. Kuşlar pencereye konmuş Oya'nın koyduğu tabağın içindeki bulguru yemeğe çalışıyorlardı. Marzo eve geldiğinde başındaki şapkasını ve ellerindeki eldivenlerini çıkardı.

-Oya hava çok soğuk ben maaş aldı sizinle birlikte yemek istiyor dışarda hımm lokanta gitmek siz hazır olunca bende tıraş olmak sonra birlikte gitmek, ben çok konuştu siz anladı. Marzo bunları anlatırken bazen kızarıyor biraz da terliyordu. '' Genç delikanlılar gibi heyecanlandım '' dedi içinden.

-Marzo sen benimle lokanta da yemek mi yiyelim dedin.

-Eevet tam bu demek istedi ben.

-Ben hazırlanacağım siz biraz bekleyin.

-Evet evet. Oya hemen yatak odasına gitti gardırobunu açtı, küçük becerikli elleriyle bütün askıları dışarıya çıkarıp yatağın üstüne koydu. Aynanın karşısına geçerek üstüne tuttuğu elbiseler arasından seçemeyince hepsini tek tek giyip çıkarmaya başladı. Bir süre sonra giyeceği  elbiseye karar vermişti şimdi ise takılarına karar veremiyordu. Marzo tıraş olmuş ve giyinmiş salonda Oya'yı beklemeye başlamıştı. Beklemekten sıkılmış fakat hiç sesini çıkarmamıştı bazen koltukta oturuyor bazen de aynalı dolabın aynasında kendine bakıyordu. Salona Oya geldi Marzo ona hayranlıkla baktı.

-Oo siz çok güzel olmuş. Bizim şirket müdür var kızlara diyor fıstık gibi, şimdi siz de fıstık gibi. Oya kendine bakmış biraz utanmıştı fakat bir erkek tarafından özellikle Marzo'nun beğenmesinden çok mutlu olmuştu.

İkisi kapının önüne çağırılan taksiye binmiş güzel bir restorantın önünde inmişlerdi ayırtılan masaya garson onları götürdü. 

-Burası beğendi siz?

-Evet beğendim güzel bir yer.

-Burası İtalyan birde Türk ortak işletiyor. Ben size kendi ülke yemek yedirmek istiyor kabul.

-Kabul dedi Oya tatlı gülümsemesiyle.

-Kabul kelime yeni öğrendi ben. Sizi kötü kelime söyler üzer çok korkuyor ben hımmm nasıl diyor dedi Marzo elini alına koyarak biraz düşündü sonra '' Siz benim kıymetli '' ondan için.

-Bu İtalyan arkadaş bana dün not yazdı buraya geldi ben. Dur size okuyacak ben.

'' Marzo Bey yarın sizi ve hanım arkadaşınızı restorantımızda ağırlamaktan onur duyarız. On yıldır Türkiye de yaşıyorum ve kız istemeden tutunda kalabalık düğünlerimize, misafir perverliğimizden tutunda halaylarımıza kadar bir birimize çok benziyoruz.

Tabi ki mutfağımızda benziyor ufak değişiklikler olsa da kullandığımız malzemeler ve damak zevkimiz yine aynı. Mesela zeytinyağı, ince hamurlar, taze makarnalar, mayalı ekmekler, sebze çorbaları, pirinç yemekleri ve tereyağı kullanmak gibi daha bir çok şey. Şimdiden size afiyet olsun diyorum. Hoş çakal dostum Marzo...''

Oya bunları okuyunca kendini gerçekten çok özel birisi gibi hissetmişti. Onlar yemeklerini söylemiş ve yemeğe başlamışlardı ki yanlarına bu restorantın İtalyan sahibi Marko  geldi. Marzo ile tokalaştıktan sonra Oya'yla konuşmaya başladı.

-Hoş geldiniz hanımefendi nasılsınız?

-Hoş bulduk iyiyim siz nasılsınız?  İstanbul da böyle bir yer olduğunu bilmiyordum.

-Teşekkürler, iyiyim. Burasını on yıldır arkadaşım Reşat ile birlikte işletiyoruz. 

-Marko Oya benim hem arkadaş hem ev sahibi.

-Çok ilginç ve çok güzel tanıştığıma çok memnun oldum. Tekrar afiyet olsun dedi Oya'ya ve Marzo'ya dönerek 

-Tekrar görüşmek üzere dostum hoş çakal.

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin