HEP ÇOK SEVECEĞİM

76 4 0
                                    

Birisinin bizden çok uzakta olması, ölmesi yada yaşaması, bizi sevmesi ve sevmemesi hiç önemli değildir ne olursa olsun ''Ben onu hep çok seveceğim'' demek işte en önemlisi de budur.

Oya kızının evinde kendi odasında yeni yeni omuzlarından aşağıya doğru uzamaya ve aralarındaki beyazlar çoğalmaya başlamış saçlarını tararken aynaya baktı ve kendi kendine ''Marzo şimdi nerede, nasıl ve kiminle yaşıyorsan yaşa'' dedi ve derin bir nefes çekti ciğerlerine sonra ''Sen beni sevmesen de ben seni hep çok seveceğim'' dedi ve elindeki tarağı bıraktı. Kızı Nermin annesinin son sözlerini duyunca odaya girdi.

-Kimi hep çok seveceksin anneciğim?

-Kimi olacak canım kızım seni hımm yok yok torunumu çünkü senin papucun dama atıldı koca bebek dedi ve karnı iyice büyümüş kızına sarılıp öptü. İkisi salondaki koltuğa oturunca

-Anne bende senin karnındayken böyle eziyet ettim mi?

-Hangi bebek annesine eziyet etmez ki kızım fakat anneler yavrularını çok sevdikleri için hep affederler ve evlatlarını çok severler.

-Seni üzdüysem çok özür dilerim anne dedi Nermin ve gözlerine dolan yaşların akmasına yine engel olamamıştı. 

-Ben senin içinde kötülük olmadığını ve beni çok sevdiğini biliyorum kızım, bak anne oldun söyle bakalım eziyet ediyor diye evladını kaldırıp atabilir misin? Oya'nın bu son sorusuna kızından kocaman bir ''Hayır !! '' cevabı gelmişti.

Orhan Bey elinde çay tepsisiyle salona gelmiş karısını yine ağlarken görünce 

-Aa Nermin yine mi ağlıyorsun sen, bıktım bıktım çeşmeleri açık bir kadınla yaşamaktan bıktım diye söylenerek tekrar mutfağa gitmişti. Ona bakan anne kız güldüler.

-İşte böyle gülümse kızım dedi Oya ve kızına tekrar sarıldı. Orhan kayınvalidesinin yaptığı börekleri yerken Nermin kocasını uyardı.

-Orhan doğumdan sonra sıkı bir diyet lazım sana da bana da çok kilo aldın sen dedi Nermin otoriter bir sesle. Orhan bir böreğe birde kendine baktı. 

-Yok canım... O zaman sen doğuruncaya kadar böreklere devam dedi ve iştahla yemeğe devam etti. Bu sırada dışarıda saatlerce Oya'nın evden çıkmasını bekleyen Marzo havanın kararmasıyla oradan ayrılıp İstanbul'a gelmek için yola çıkmıştı. 

Oya torununun odasını kızıyla birlikte hazırlıyordu, üzerinde gemi desenleri olan nevresimi aylar önce alan Nermin çıkarıp annesine vermişti. 

-Görüyor musun anne? Ne kadar güzel çizilmiş çok aradım fakat sonunda buldum. bak buda penguenli nevresim nasıl anne güzel mi? Oya nevresimdeki desenin üstünde elini gezdirip ''Acaba şimdi neler çiziyor? '' diye düşünürken kızının omzuna dokunmasıyla kendine gelen Oya Nermin'in yüzüne baktı.

-Anne sana söylüyorum perde de yapalım mı?

-Sen bilirsin kızım bana kalırsa yapmayalım daha kalın perdelik kumaş alırız. Ben her şeyi ayarlarım sen hiç merak etme,  Nermin bunları dikecek makinem yok.

-Orhan'la birlikte gidip yeni bir dikiş makinesi alın anne.

-Her makinenin bir dili vardır kızım. Ben de kendi makinemin dilinden anlıyordum çünkü onunla yıllarım geçti.

-Yenilik iyidir anne modern hayata uyum sağlamalısın, ben biraz uzanacağım dedi Nermin ve odasına gitti. 

Orhan işte çalışırken İstanbul'daki emlakçıdan bir telefon geldi.

-Orhan Bey evinizi satın almak isteyen bir müşteri var, içindeki eşyaları da kabul ediyor. Ne zaman tapu işlemleri için buraya gelebilirsiniz?

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )حيث تعيش القصص. اكتشف الآن