GEZMELERE DOYAMADIK

77 6 0
                                    

Dışarı da öyle güzel bir bahar havası vardı ki ne sıcaktı terletiyordu, ne de soğuktu üşütüyordu. Polly güzel giyinmiş makyajını yapmış hatta çantasını bile koluna takmıştı.

-Bu gün hava çok güzel, ben hazırım kim bana bu şehri gezdirecek? Dedi olduğu yerde  kloş eteğiyle bir kere dönerek ve hazır olduğunu kanıtlar gibiydi.

-Bana hiç bakma ben de senin gibi buraya yeni geldim dedi abisi kahvesinden bir yudum alarak. Polly Marzo'nun kapısına tıkladı ve ondan kendisini gezdirmesini istedi. Oya konuşmaları duydu kızgınlıkla ve birazda kıskançlıkla ''Ne konuşuyorlar bunlar '' dedi ve kulağını kapıya dayadı fakat onların dilinden hiç bir şey anlamamış sonra da birden kapıyı açmıştı ve gördüklerine şaşırmıştı, Polly Marzo'nun kolundan tutmuş İtalyanca bir şeyler konuşuyordu. Oya bu kadına o kadar kızmıştı ki neredeyse ''Bırak onun kolunu yoksa saçın elinde kalır '' diyecekti kendine hakim olmaya çalışarak onlara bir kızgın bakış attıktan sonra mutfağa gitti eline bıçak alarak odasına girdi. Marzo onun bakışından kızdığını anlamıştı fakat Polly'ye laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zordu hemen onu abisi Guido'nun yanına getirdi.

-Guido sen kız kardeşine bir şey söyler misin benim çalışmam lazım gezmeye gidemem bu gün.

-Haklısın dostum fakat kadınlar asla laf dinlemezler sen bilmiyor musun hep kendi dedikleri olsun isterler. Ben Polly'yi gezdirmek isterim fakat hiç bir yer bilmiyorum bunun için sen bizi gezdireceksin. Marzo ben yanımda güzel hanımlar olmadan gezmekten hiç zevk almam, sen ev sahibin Oya Hanım ve onun arkadaşı Nergis Hanımı da çağır hep birlikte gezmeye gidelim. Marzo bütün işini gücünü bırakarak arkadaşı Guido'nun söylediklerini yapmaya çalışmıştı.

İki  saat sonra üç hanım iki bey ilk gezme yerleri Eminönü'ne gelmişlerdi burayı seçen kişi olarak Nergis balık ekmek yemeği önerdi ve hemen bu kabul edildi. Bu ekmekler hazırlanana kadar resimler çekildi etraf biraz seyredildi ve ekmekler geldi içine konan balıkların tadına Polly bayıldı İngilizce konuşarak balıkçıya övgü dolu sözler sıraladı. Nergis Hanım da onun konuşmasına İngilizce karşılık verince Oya hariç herkes şaşırmıştı.

-Biz belediyenin açtığı kurslara yazıldık, ben İngilizce Oya da dikiş kursuna gittik. Oya bana ''Bu yaştan sonra ne yapacaksın yabancı dil öğrenip sen de dikiş kursuna gel'' demişti fakat ben  dikiş filan dikmekten sıkılıyorum ihtiyacım olduğunda Oyacığım yapıyor zaten dedi. Marzo bunları İtalyanca'ya çevirince Guido ''Bu kadına boşuna hayran olmamışım '' dedi içinden.

-Drink this turnip juice ( Bu şalgam suyunu iç ) dedi Nergis Guido'ya bardağı uzatarak sanki gözleriyle ondan hoşlandığını belli eder gibiydi.

Polly Marzo'ya dönerek ''Şimdi nereye gidiyoruz?'' diye sordu sonra ayağa kalktı. 

-Nergis Hanım  gezmek şimdi biz neresi ?

-Siz isteyin ben bütün İstanbul'u gezdiririm dedi İngilizce Polly bunu duyunca Nergis Hanımın koluna girdi. ''Let's go '' (Hadi gidelim ) dedi ve birlikte yürümeye başladılar. Oya hiç bir şeye karışmadan  nereye giderlerse oraya gidiyor ne yerlerse onu yiyor hiç konuşmadan yürüyordu. 

-Şimdi sizi dünyanın en büyük çarşısına götüreceğim, İstanbul'a geldiğiniz zaman eğer burasını gezmeden dönerseniz İstanbul'u gezmiş sayılmazsınız. Burası o kadar büyük ki gez gez bitmez dev bir labirent gibi  30.700 metrekare alana sahip 66 sokağı 4000 kadar da dükkanı var; Çok eski bir yapı ve yıllar geçtikçe eklemeler yapılarak bugünkü durumuna gelmiş, şimdi içinde 5 cami, 1 mektep, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 24 kapı, 17 han bulunuyor. Burada mücevher ve altın sonra kumaşlar, renk renk el dokuması halılar, baharatlar daha bir çok şey. dedi Nergis koluna girmiş Polly'nin elinden tutarak ''Antika eşya seviyorsan burada en güzelleri var '' 

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin