BUZ GİBİ YALNIZLIK

63 4 0
                                    

Bir insanın hayatında gün gelir herkes gider ve insan tek kendisiyle yalnız kalır.

Marzo yeni tuttuğu apart odasında çizim yapıyordu, ayağa kalktı ağrıyan belini ve yorgun başını sağa sola çevirerek hareket ettirdi sonra kalem tutmaktan uyuşan parmaklarını birbirine geçirerek çıtlattı ,birkaç kere de avuçlarını kapatıp açtı. Pencerenin kenarına gelip dışarıya baktı, yoldan geçenleri, daldan dala uçan kuşları ve bisiklete binen çocukları bir süre seyretti sonra karnından acıktığının sinyalini veren guruldama sesleri duydu, Marzo çalışırken hep yemek yemeyi unuttuğunu fakat Oya'nın hiç unutmadığını her zaman tam saatinde yemek masasını hazırladığını hatırladı ve ondan ''Marzo yemek hazır hadi masaya gel'' sözlerini duymak için şimdi canını bile vermeye razıydı.

Bu sabah erkenden kalktı giyinip Oya'nın evini satan emlakçının dükkanına geldi fakat dükkan kapalıydı tam dönüp gidecekti ki camda onun telefon numarasını gördü hemen cep telefonunu çıkarıp aradı.

-Bay Latif ben siz satıyor Oya Hanım ev görmek için geldi sizin dükkan.

-Siz bu evi satın almak için mi beni aradınız?

-Evet ben almak bu ev önce görmek siz yok dükkanda ben gidecek ne zaman gelecek siz bir gün ver bana.

-Dükkanın önünde misiniz? Bekleyin ben hemen geliyorum.

-Bekliyor ben burada siz çabuk gelecek?

-Evet geliyorum beş dakikaya oradayım.

Emlakçı beş dakika demişti fakat yarım saatte gelmişti ve bu arada aceleci olan Marzo iki sefer onu aramış emlakçı adam durumu çok iyi idare ederek dükkanın önüne gelmişti.

-Siz mi almak istiyorsunuz evi?

-Evet ben alacak şimdi görmek istiyor ben.

-Buyurun gidelim arabam şurada. Marzo ve emlakçı yol boyunca kısa bir sohbet yapmışlardı. Emlakçı arabadan çıktı ve Oya'nın evinin kapısını açtı. Emlakçı Marzo'nun evi ilk defa gördüğünü düşünüyor ve bilgi veriyordu.

-Ev geniş ve ferahtır, bahçesi de ayrı güzeldir, eşyaları istemezseniz söyleriz sahibine boşaltır siz hiç merak etmeyin.

-No no eşya kalsın grande hepsi güzel. Marzo Oyanın evini gezerken her şeyin eskisi gibi olduğunu gördü hatta odasının bile, bir de kendi ışıklı masasını tekrar görmesi burada yaşadığı anılarının canlanmasına sebep olmuş ve onu bu dalgın halinden emlakçının sözleri çıkarmıştı.

-Tamam o zaman fiyatını konuşalım. Evin başka bir yerini görmek istiyor musunuz?

-No no ev güzel ben fiyat konuşmak.

-Peki o zaman dükkana gidelim orada konuşalım. Arabayla kısa bir yolculuktan sonra ikisi dükkana gelmişlerdi. 

-Bir şey ikram edelim, çay, kahve.

-No no fiyat konuşmak ben.

Marzo fiyatı öğrenince içinden bir şeylerin koptuğunu ve görünmeyen bir uçurumdan aşağıya yuvarlandığını en acısı da onu tutamadığını düşündükçe kahroluyordu. Bu parayı nereden bulabilirdi? Bütün gece hep bunu düşünmüş bu yüzdende ağrıyan başını tutarak sabaha karşı ancak uyuyabilmişti. Çalan telefon sanki komidinin üstünde değil de ona beyninde ötüyormuş gibi geldi, buna çok kızacaktı fakat Betül'e asla kızamazdı.

-Marzo Bey günaydın. Siz çizimlere devam ediyorsunuz değil mi? Bakın ben sözümü tutmak için sabahın köründe Bursa yollarına düştüm.

-Neden gidiyor siz Bursa?

-Oya Hanımın adresini istemediniz mi? Ben de onun kızının evine gidiyorum bakacağım eğer orada yaşıyorsa size adresini vereceğim. Marzo Bey çok güzel çizimler yapın ne olur Cengiz Beyi kızdırırsak sizi de beni de işten kovar.

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Where stories live. Discover now