SESSİZLİK

48 4 0
                                    

Evimizdeki insanlar kalabalık olunca şikayet ederiz fakat içimizdeki insanlar kalabalık olunca seviniriz, bazen kalabalık üstümüze üstümüze gelir biz onlara karşı duvarlar öreriz ve dört duvarın içine hapsederiz kendimizi, birisi gelsin bizi oradan çıkarsın isteriz yada yüreğimizin kapısına tıklasın. Dilimiz ''Kim o? '' diyemediği zaman kapının kulpuna sarılırız ve kendimizi dışarı atarız o zaman anlarız işte bize bizden başka yardım edecek dost olmadığını, sessizlik deden o perdeyi işte o zaman yırtarız.

Oya haziran ayının ilk gününe yalnız uyanmıştı dışarıdan gelen kuş sesleri odanın içine doldu o da pencereyi açtı, çiçek kokuları sessizce odanın içine süzülüyordu. Kalkıp bir çay koydu kahvaltı masasını hazırlamaya başladı. Marzo da yoktu kendini çok yalnız hissetti komşusu Nergis'i aradı.

-Alo Nergis kahvaltıya gelsene diyecektim, o arkadan gelen sesler ne, sen neredesin?

-Akşam sana gelirim her şeyi anlatırım şimdi çok işim var Oya hoş çakal.

''Herkesin kendine göre bir hayatı var Oya sen tek başına evde yaşamaya alışıksın şimdi ne oldu da insan arıyorsun? Dedi kendini azarlar gibi. Televizyonu açtı kahvaltısını tepsiyle sehpanın üzerinde yaptı sonra kalktı örgüsünü eline aldı canı o kadar sıkılıyordu ki hırkasını giydi cüzdanını kendi diktiği bez torbanın içine koyarak evden çıktı. Yolda yürürken iki komşu kadın ona bakarak bir birinin kulağına bir şeyler fısıldaştılar sonra onun yanına geldiler.

-Nasılsın Oya?

-İyiyim Emine siz nasılsınız?

-Günlerdir evden çıkmıyordun

-Günlerdir eve girmiyordun deseydin daha doğru olurdu Emine dedi Şükran ve ikisi gülüştüler. ''Gece de ışığın sönmek bilmiyor, her odayı ecnebilere kiraya vermişsin çabuk zengin olmak istiyorsun galiba'' Oya kendiyle dalga geçildiğini anlamıştı.

-Demek siz benim evimi gözetlediniz ben sizin nerelere gittiğinizi ve kimin evinize geldiğini bilmiyorum çünkü ben komşularımın evini gözetlemem zaten terbiyem de buna müsait değil dedi sonra onların yanından hızlı adımlarla uzaklaştı arkasından konuşulanları ise duymamazlıktan geldi. Bu olaydan sonra kendine bakan herkesin böyle düşündüğüne inanan Oya kimseye selam vermeden alışverişini yapmış evine geliyordu arkasından seslenen Yaprak Hanımı ise duymazdan geldi ve adımlarını hızlandırdı bundan sonra kimseye halini anlatacak dermanı yoktu.

-Oya bir dakika durur musun? dedi Yaprak Oya'nın kolundan tutarak.

-Ne oldu Yaprak? Dedi Oya sert bir şekilde konuşarak.

-Sana sesleniyorum duydun fakat geri dönmedin şimdi de azarlar gibi konuşuyorsun dargın mısın yoksa ben ne yaptım da seni kırdım söyler misin Oya? Bilmek istiyorum.

Oya onun bu söyledikleri karşısında çok mahcup olmuştu. 

-Ben kimseye kırgın değilim dedi gözlerini ondan kaçırarak. Yaprak koyu mavi gözleriyle bakıyor Oya'nın yüreğindeki yarayı görüyordu.

-Bana ikram edecek bir çayın varsa aylar sonra sana misafir olmak isterim Oya.

-Tabi var dedi Oya ve birlikte yürümeye başladılar. Oya kapıyı açıp misafirini içeriye buyur etti sonra mutfağa gidip bir çay koydu.

-Evime hoş geldin Yaprak 

-Hoş bulduk Oya. Yaprak gözleriyle onun kişiliğini yansıtan şirin evine göz gezdirirken Oya elinde çay tepsisiyle salona geldi. 

-Çayını nasıl istersin?

-Koyu olsun iki kesme şeker at. Uyumamak için yıllar önce böyle koyu çay içmeye alıştım. Yaprak Oya'nın elinden çayını alınca bir yudum içti.

-İkimizin de bir ortak yanı var. Oya içinde kek olan tabağı uzatırken ona şaşırmış gibi baktı.

-İkimizde kocalarımızı kaybettiğimizde küçük çocuklarımız vardı. Seni bilmem fakat ben dul kadın olmaktan çok çektim dedi gözlerini duvardaki bir noktaya dikerek. Yaprak konuşurken Oya sessizce onu dinliyordu.

-Bu genç yaşında kocasız ne yapacaksın dediler de bu çocukları nasıl besleyeceksin diye söyleyen olmadı dedi Yaprak titreyen eliyle tuttuğu bardaktan bir yudum çay içti kuruyan boğazını ıslatmak ister gibi. ''Dul oldun mu bütün dünya üstüne üstüne geliyor ve herkes senden yararlanmaya çalışıyor, güzel yada çirkin olman bir şey değiştirmiyor kadın olman yetiyor dedi ve artık tutamadığı gözyaşları yanaklarından dökülüyordu biliyordu ki Oya'nın ağzı sıkı anlattıkça anlatıyordu.

-Oyacığım senin kocandan emekli maaşı kaldı ben ise işe gitmek zorunda kaldım. Kadınsın güzel giyinmek istiyorsun koca arıyor diyorlar kötü giyiniyorsun bana acıyıp yardım etsinler diye böyle yapıyor diyorlar yani insanların ağzını kapatamıyorsun bizim kalbimizi de yine bizi en çok anlaması gereken hemcinslerimiz kırıyor, onlar erkeklerden daha çok kötülük ediyor bize. Biliyorum sen de  bu dedikoduculardan kaçmak için kendini böyle dört duvar arasına hapsettin, peki bu dünya sadece bu gibi insanların mı bize bu dünya da yer yok mu?

-Ben bilmiyorum Yaprak dedi Oya artık oda gözyaşlarına engel olamamıştı ve boğazındaki bir düğüm konuşmasına engel olmuştu.

Akşam hava yeni kararmaya başlamıştı ve Yaprak gitmek için ayağa kalktı.

-Seninle konuşmak bana çok iyi geldi Oya, lütfen konuştuklarımızı kimse duymasın biliyorum sen sır saklarsın ben yine de bir kere hatırlatmak istedim lütfen kırılma...

Oya ile Yaprak birbirine sımsıkı sarıldılar ve ayrılmak için kapıya doğru yürüdüler, Yaprak bahçeye doğru bakınca pencere kenarındaki ve bahçedeki çiçekleri gördü, çok güzel olduklarını söyledi. Oya ona bakarak şunları dedi :

-Mutluluk kapıyı açınca gelir sana yeter ki sen izin ver. O yüzden balkonun veya pencere kenarın ne kadar güzel olursa camı açtığında sende o kadar güzel olursun, seni mutlu edecek sana huzur verecek bir kaç saksı çiçek yeterli bence, sende bir dene hiç pişman olmayacaksın.

-Tamam ilk iş kendime saksı alacağım ve bir kaç çiçekle başlayacağım Oya her şey için teşekkürler kendine iyi bak hoş çakal.

Oya evine girince doğruca mutfağına gitti ve bulaşıklarını yıkayıp kuruladı yerlerine yerleştirdi ve ışığı söndürmeden önce orasını son bir kez gözden geçirip salona geldi, koltuğuna oturdu örgüsünü örmeye başladı. Oya'nın hayatındaki bu sessizlik kapının zili ile bozulmuştu.

-Hoş geldin Marzo 

-Hoş buldum Oya bu çiçekler aldı ben size, bir de Türk kahve aldı yemek sonra içmek bundan olur mu?

-Olur tabi ben yaparım kahveleri şimdi masayı hazırlarken bana yardım edin. Oya hayatına giren bu erkeğe büyük bir hayranlıkla baktı ve içinden ''Sessiz hayatıma da evime de hoş geldin Marzo sefalar getirdin'' dedi... 



Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Where stories live. Discover now