YAMA

53 5 0
                                    

Bazıları hayatımızdaki küçük bir deliği kapatmak için sadece yama olabilirler ve bir süre bizimle birlikte yaşarlar fakat başka delikler açılır ve biz bu şekilde yaşayamayacağımızı anlarız ve oturur kendimize yepyeni bir hayat kurarız. Bu yeni hayatımızda yamalığa gerek yoktur.

Oya dikiş odasında çalışmaya öyle dalmıştı ki Polly'nin kendisini hayranlıkla seyrettiğini görmemişti ve ona seslenince birden korkuyla irkildi sonra kendi damağını yine kendisi çekti. Polly Nergis'le İngilizce, Marzo ile İtalyanca konuşup anlaşabiliyordu fakat Oya ile nasıl anlaşacaktı.

-Cosa stai cucendo ? ( Ne dikiyorsun )  Polly böyle söylese de Oya hiç bir şey anlamamış ona garip bir şekilde bakmıştı. İşte burada bütün dünya da geçerli bir dil kullanmaya başladılar, işaret dili. Polly onun makinede diktiği şeyi kastederek sağ elinin parmaklarının uçlarını bir araya getirerek ''Çok güzel olmuş'' dedi. 

Bu odanın duvarları birbirine soğuk olan iki kadının isteyince nasıl anlaştığına şahitlik ediyordu. Oya kumaşı masanın üstüne iki kat olarak serdi ve üstüne ilk önce arka sonra ön beden kalıplarını iğneledi eline makası alarak kesti. Kalıpları çıkarıp yanlarını ve omuzlarını iğneledi ve makinede dikti, en son kolları kesip dikti, kol ve etek kenarlarını da elde dikince elbise bitti. Cansız mankene giydirince Polly'ye gözleriyle ''Nasıl olmuş'' der gibi baktı. Polly elbiseyi cansız mankenin üstünden alarak üzerine hemen giydi biraz bol gelmişti fakat ona çok yakışmıştı. Oya bu elbiseyi Polly çıkaracağı zaman başını ''Hayır'' niyetinde salladı. Onların bu iletişimini kapının zili bozmuştu. 

-Oya sana bir şey diyeceğim dedi Nergis içeriye girerek, omuzlarına aldığı hırkasını sanki fırlatır gibi koltuğa bıraktı.

-Ne diyeceksin dedi Oya karşısındaki koltuğa oturdu.

 Oya ile Nergis salonda konuşurken Polly onun dikiş odasını gözleriyle karıştırıyordu, raflarındaki iplikleri, kavanozlardaki şeyleri birden küçük bir kutu dikkatini çekti eline alıp içine baktı. Dikiş makinesinin tam önündeki sandalyeye oturmuştu sonra onu elinden bırakıp makinenin yanında üstü örtülü sadece küçük bir kenarı gözüken kutuyu eğilip oradan çıkardı. Bu saklı duran kutuyu açınca içinde bir sürü resim olduğunu gördü. Oya'nın siyah bıyıklı genç bir erkekle kol kola ve yan yana fotoğraflarına baktı. ''Bu kadın gençken ne kadar güzelmiş '' dedi içinden, Birden kapının örtülme sesini duyup kutuyu saklı yerine koydu tam aldığı küçük kutuyu da yerine koyacaktı ki Oya içeriye girdi. Polly heyecanlanmış bir suç işlemiş gibi paniğe kapılmış hemen ayağa kalkıp oradan kaçmak istemişti fakat o ayağa kalkınca Oya'nın makinenin kenarına makasını asmak için çaktığı çiviye Polly'nin elbisesi takıldı ve yırtıldı. 

Polly buna çok üzüldü ve onu çıkarıp kendi bluzunu giydi. Oya bu elbisenin kendi kumaşından bir parça keserek bu yırtık yeri yamamak istedi. Tam bütün malzemeleri hazırlamıştı ki Nergis elinde tepsiyle geldi.

-Oyacığım sana emanet ediyorum su böreğimi şimdi gidip öbür yemeklerimi yapacağım akşama geç kalmayın sakın. Sen bu dikişe dalma böreğimi yakma Oya dedi  onun başına dikilerek.

-Sen merak etme Nergis benim bir gözüm fırında olacak hem buraya küçük bir yamalık koyacağım o kadar dedi ve yırtık yeri gösterdi. Nergis derin bir iç çekti.

-Oya keşke bizde böyle hayatımızdaki deliklere yamalık bulabilsek.

-Ben bunu kendi kumaşından yamayacağım fakat beyaza eflatun yaparsan yada siyaha sarı olmaz her şey nasıl uygun rengine desenine göre olması gerekiyorsa biz de hayatımızdaki deliklere de yamalık ararken göze güzel görünmesi için dikkatli seçmeliyiz.

-Yine bilmece gibi konuşmaya başladın Oya söylediklerinden pek bir şey anlamadım.

-Nergis sen yalnızlığını hayatında bir delik olarak görüyorsan ve yamamak istiyorsan kendine göre birisini bulmalısın yani yaşına, karakterine, yetiştiriliş şekline göre seçeceksin yoksa  uzaktan bakan en ufak farkı bile anlar ''Bu kişi buna uygun değilmiş'' diye söyler.

Akşam komşular Nergis'in evine gelenlere bakmış kendilerince yorumlar yapmışlardı. Bu dünyada kimse kimsenin yarasını da umutlarını da anlamaz. Nergis evinin kapısını açınca mis gibi kokular hemen misafirlerinin burunlarına gelmişti. Polly  duvarlardaki resimleri incelerken Guido ise bakışlarını Nergis'ten ayırmıyordu ve Marzo ile Oya yan yana koltuğa oturdular.

-Siz bu gün çok yoruldu Nergis Hanım 

-Evet Marzo fakat bu mutlu yorgunluk.

-Ne zaman masaya oturacağız Nergis yoksa biraz daha ağzımız sulanmasını mı bekleyeceğiz çünkü çok güzel kokular geliyor mutfaktan.

-Aşk olsun seni mi kıracağım Oyacığım hemen oturalım masaya dedi ve çorba tenceresini getirdi. ''Bu bizim evlerde yaptığımız tarana çorbası verin tabaklarınızı bakalım beğenecek misiniz? '' Nergis ve Guido'nun birbirine öyle bir bakışları vardı ki, dünyanın bir ucundan gelip burada kalplerini birleştirmişlerdi. Karnıyarık ve pilavı birlikte servis yapmış ayrana ise beyler bayılmıştı, yaprak sarmasının ise tadına doyamayan Polly tabağına tekrar tekrar doldurmuştu en son da su böreği ikram eden Nergis bir de yanına çay yapmıştı. 

-Ne kadar güzel yemekler yapmışsın Nergis ellerine sağlık 

-Afiyet olsun Oyacığım, siz de beğendiniz mi Marzo Bey?

-Ben beğendi çok yedi, şimdi uyku geldi benim dedi ve hepsi kalktı. Nergis herkes gidince mutfakta bulaşık yıkıyor Zeki Müren şarkıları dinleyerek yalnızlığına üzülüyordu, bir şey fark etmeye başlıyordu artık kalabalık yaşamaya alışıyor tek başına yapamıyordu.

Yarın Guido ve Nergis kimseciklere bir şey demeden buluşmuş baş başa gezmeye gitmişti. Evlerinden çok uzakta bir yere gittikleri için Nergis çok rahat Guido'nun koluna girdi. Gezdikleri sokaklar onların aşkına şahitlik ediyor kalplerinde çiçekler açıyordu.

-Aşk çok acı bir şey Nergis fakat elimde değil ilk görünce seni çok beğendim.

-Ben aşk için acı çekmeyi bile seviyorum çünkü aşk zor ama güzel bir duygu yaşamak lazım. Ben bunu yemek yapmaya benzetiyorum, saatlerimizi harcıyoruz bazen ocakta elimizi yakıyoruz, bir şey doğrarken kesiyoruz fakat yemek yerken hepsini unutuyoruz öyle değil mi? 

-Yes, si Nergis... 

Onlar gezerken Polly Marzo'ya abisini soruyordu.

-Non lo so   ( Bilmiyorum ) Polly 

Eve gelen Oya kendi kendine söyleniyordu. ''Madem evden gidecektin Nergis beni neden bu kadar uğraştırdın'' 

-Siz neden kızdı Oya ?

-Nergis gel benim yanan mutfak önlüğüme yama yap hem çayda içeriz dedi fakat evde yok. Polly ve Marzo bir birine baktı.

-Guido da evde yok dedi Marzo... ( Neanche Guido è in casa. )

Polly Marzo'ya bakarak ''Yoksa birlikte mi gittiler? ''  ( O sono andati insieme? )




Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Where stories live. Discover now