DOĞRU ZAMAN

63 5 0
                                    

Eski bir atasözü ''Her şeyin yapılması için doğru bir zaman vardır'' der, asıl önemli olanda bu doğru zamanı bulmaktır ve hayatta hiç bir şey geç değildir. Bazılarının yaşıtlarının büyük çocukları varken onlar ise yeni anne baba olabilirler. Kimileri de çok genç yaşta patron olabilirler oysa onun yaşındakiler sokaklarda haylazlık yaparken, asıl önemli olan doğruyu doğru zamanda yapmak ve kaybettiklerimiz için üzülmemek kazandıklarımız için sevinmektir...

Oya yeni aldığı iki bavula torunu için ördüğü şeyleri dolduruyordu ki kapının zili çaldı gelen evi onun evine biraz uzak olan Yaprak Hanımdı.

-Oya evde olman için dua ederek geldim çünkü seni evde bulmak biraz zor dedi Yaprak ayakkabılarını çıkarıp çantasında getirdiği terliklerini giyerken.

-Bu günlerde evdeyim çünkü hava çok sıcak pek dışarıda gezilmiyor. Hoş geldin, nasılsın? Yaprak salondaki koltuğa oturdu ve eliyle ortada duran bavulu gösterdi.

-İyiyim de Oya bu bavul ne, bir yere mi gidiyorsun?

-Yok canım dedi Oya ve halının üstüne oturup bavulu açtı. ''Bak Yaprak teyzesi torunumun cicilerine bunların hepsini anneannesi ördü '' dedi Oya ve dizine koyup elleriyle sevdiklerini Yaprağa uzatıyordu.

-Bunlar çok fazla değil mi? Hem sen torunun yanında iken de boş durmaz bir şeyler örersin dedi Yaprak ellerine aldıklarını tek tek inceleyerek katladı ve dizinde üst üste koydu.

-Haklısın Yaprak fakat bu benim ilk torunum, kendime engel olamıyorum ki her renkten örmek istiyorum. Bu bavulda da ördüğüm dört tane battaniye var, birisi beyaz, birisi mavi, birisi pembe, hımm birisi de ne renkti unuttum dedi Oya ve öbür bavula uzanıp içindekileri göstermek isterken ona Yaprak engel oldu.

-Şimdi sana bir teklifim var Oya bilmem kabul eder misin? 

-Nedir? Dedi ona merakla bakan Oya.

-Benim büyük kızımla tanıştın, küçük kızım da bir yetimhanede öğretmen olarak çalışıyor ve oradaki çocukların hepsinin böyle şeylere çok ihtiyacı var sen bu ördüklerini onlarla paylaşmak ister misin? 

-Kafam karıştı bu nasıl olacak ki?

-Dur Oya hiç kafanı karıştırma biz en iyisi seninle birlikte onları ziyarete gidelim. Yarın musait olur musun? Ben kızımla konuşacağım bizi yetimhanede bekler, ben de seni evden alırım birlikte gideriz, oradaki çocuklarla tanışırsın, konuşursun ve seversin. Ne dersin gelecek misin?

-Evet geleceğim, peki bu ördüklerimden götürecek miyim?

-Hayır daha sonra götürürüz. Yarın saat on ikide görüşürüz. 

-Heyecandan unuttum çay içeriz dimi? Bugün Yaprak Oya'ya kendi ziyaretlerinde gördüklerini oradaki çocuklar için diktiklerini anlatıyordu. Gece ise Oya heyecandan pek uyuyamasa da erkenden kalkmıştı. Önce kendi bahçesini sonra da arkadaşına söz verdiği gibi Nergis'in bahçesini sulamıştı ve kuşlara da ekmek ıslatınca evine girdi ve mutfağa geçti yemeğini ocağa koydu tam oturmuş kendine bir yorgunluk kahvesi yapmıştı ki Yaprak zile bastı.

-Hazır mısın Oya?

-Ocakta yemeğim var pişmek üzere oldu biraz bekleyebilir misin?

-Tabi beklerim hem oturup ben de dinlenirim.

-O zaman sana da bir kahve yapacağım Yaprak.

-Yap bakalım. Yaşlanıyorum galiba Oya ! İki adımda nefes nefese kalıyorum! dedi Yaprak yüksek sesle söyleyerek çünkü mutfakta kahve yapan Oya'ya sesini duyurmak için.

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Where stories live. Discover now