MİSAFİR

49 4 0
                                    

Muhakkak olanda bir hayır ve tebdili mekanda da ferahlık vardır. Anlamı :

İnsanlar aynı yerde kalmak yerine farklı yerlere gittiği zaman bir ferahlık ve rahatlık hissederek sıkıntılarından kurtulur.

Oya otobüste kızının evine Bursa'ya yolculuk ederken yanında oturan genç bir kadının elinde okuduğu kitaba göz ucuyla bakıyor sonra uyumamak için elindeki örgüsünü örmeye devam ediyordu. Otobüs mola verdiğinde bu genç kadın su almak için yerinden kalktı ve gitti giderken de elindeki kitabı okuduğu yer kaybolmasın diye ters çevirmişti. Oya elinden şişlerini bıraktı kafasını koltukların arasından hafifçe uzatarak baktı, iyice kızın orada olmadığından emin olunca kitabın yerini kaybetmeden eliyle tuttu ve okudu. ''Sen olduğun yerin esintisini dinlemeye bak hepsi bir yaşanmışlık fısıldar kulağına güzel olur, hoş olur daha güzellerini de istersen ancak onlar cennette'' diye yazıyordu... 

-Beğendiniz mi bu yazarın yazdıklarını? Oya kafasını kaldırınca kitabın sahibiyle göz göze geldiler çok büyük bir suç işlemiş gibi utancından kulaklarına kadar kızarmış ve dili de tutulmuş gibi oldu.

-Güzel bir kitap beğendim dedi ve kitabı eliyle bu genç kıza uzattı. Yolculuk boyunca hoş sohbetler etmişlerdi, konu bazen kitaplar, bazen yaşanmışlıklar, bazen de çiçek ve örgülerdi. Otobüs terminale gelince onu damadı Orhan karşıladı. 

-Anneciğim bak bu yeni arabamız senin biriktirdiğin kira paramızla aldık beğendin mi?

-Güzel oğlum Allah kazasız belasız kullanmayı nasip etsin.

-Bursa'mız İstanbul'dan daha yeşildir anneciğim fakat kızın çiçeklere bakacak vakit bulamadığı için balkonda hiç yeşillik yok.

-İnsan sevdiği her şeye vakit bulur oğlum, burada ne kadar çok bina var dedi arabanın penceresinden bakarken.

-İşte geldik bu binanın beşinci katında biz oturuyoruz sekiz katlı, tabi altındaki iki dükkanı da sayarsak dedi Orhan ve bagajdan bavulu alıp parlayan temiz büyük camlı kapıdan içeriye girdiler ve asansöre doğru yürüdüler. Bu bina çift daire üzerine yapılmıştı ve asansörden inince üstünde on iki yazan beyaz kapının ziline bastılar. Nermin kapıyı açınca annesinin boynuna sarıldı ve gözyaşlarına boğuldu.

-Nermin kapıda ağlanır mı? İçeri girelim yorgun kadın kaç saattir yollarda. ''Geç anneciğim geç'' dedi Orhan ve kapıyı ardına kadar açtı. Oya koltuğa oturup ilk önce salonu sonra da mutfağı bir gözden geçirmişti sonra da başka yerleri. Masada yemek yerken Orhan hemen kiracıyı sordu.

-Kiracı oturuyor dimi anneciğim dedi ve oturduğunu öğrenince de derin bir oh çekti. ''Demek paralar uçmamış birikmeye devam ediyor'' dedi içinden sevinçten parlayan gözleriyle kayınvalidesine bakarak. 

-Yorgunsan uyuyabilirsin anneciğim.

-Sus Orhan annemle bir hasret gideremedim. Canım anneciğim gel sana bir kere daha sarılayım.

-Annen yarın gitmiyor Nerminciğim birazda yarın hasret giderin kadın yorgun dimi anneciğim, bak seni kızından daha çok düşünüyorum dedi Orhan şaka yollu.

-Sağol oğlum eksik olma dedi sonra bir kızına bir de damadına bakarak ''Allah muhabbetinizi bozmasın'' dedi ve esneyerek ''Kızım yol boyunca uyumamak için örgü ördüm yanımdaki genç hanımla sohbet ettik şimdi uyusam iyi olacak yarın konuşalım çünkü ikimizin de anlatacakları bir gece de  bitmez'' Nermin annesine küçük odaya bir yatak hazırlamış bavulunu da oraya koymuştu sonrada karı koca yatak odalarına girip kendi aralarında fısır fısır konuşmaya başladılar çünkü apartman hayatında sesler bu ince duvarlardan çabuk duyuluyordu.

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Where stories live. Discover now