ACI AYRILIK

61 5 0
                                    

Akşam bütün kızıllığıyla geceyi davet ederken bazı insanlar evlerine çekiliyor, bazı insanlar ise kendini evlerinden dışarıya atıyordu. Marzo eve gelince ilk uğradığı yer mutfaktı ve aldıklarını hemen temizleyip yerlerine yerleştiriyordu bu alışkanlığını Oya'ya borçluydu daha bir çok alışkanlığını borçlu olduğu gibi.

Akşam yemeği için masaya oturulduğunda iki arkadaşının söylediklerini ev sahibesi Oya'ya tercüme etmek yine Marzo'ya düşüyordu. Polly ile Oya'nın arası da artık düzelmişti çünkü Oya onu kıskanmıyor Marzo ile arkadaş olduklarına inanıyordu. Guido dostu Marzo'ya bakınca Oya'yı ne kadar çok sevdiğini görüyor neden ona itiraf etmiyor diye merak ediyordu.

( Burada İtalyanca konuşuluyor )

-Polly ona limon katma.

-Neden? Limonlu daha güzel oluyor.

-Oya limonlu sevmiyor. Marzo'nun iki lafından biri Oya böyle sever şunu böyle yer bunu böyle yapar sanki bir yıla yakındır değil de yıllardır birlikte yaşamışlar gibi onu tanıyordu. 

Bir insan ancak sevdiği ve değer verdiği birisinin neyi sevip neyi sevmediğine dikkat eder çünkü onu mutlu etmek ister mutsuz etmekten de korkar ve çekinir bunun için hareketlerine ağzından çıkacak sözlere çok dikkat ederek onunla yaşar.

Guido karnını doyurmuş ve yemekten sonra içmeye alıştığı purosunu bahçede tüttürüyordu. Yollardaki elektrik direkleri yanmış kararan yolları aydınlatıyordu. Guido ilk önce yoldan geçen arabalara sonra da yürüyen insanlara bakıyordu. Oya'nın evine bitişik evi olan Nergis'i bahçede çamaşır toplarken görünce sakin olan kalbi birden dört nala koşmaya başlamıştı tam ona seslenip yanına çağıracaktı ki birden vazgeçti sonra da derin düşüncelere daldı.

''Ben bu kadına nasıl aşık oldum hiç anlayamadım. Bir çiçeği koklar gibi aşkı kokladım ve onun kokusuna alıştım şimdi bu çiçek olmadan nasıl yaşayacağım. Buralara gelirken bir kadına aşık olacağım hiç aklıma gelmemişti. Onun adı ne zaman geçse kalbimde ince bir sızı beliriyor, bu yaştan sonra bir daha aşık olamam sanıyordum fakat aşkın yaşı yokmuş ben bunu anladım.'' diye düşünürken birden sevgi dolu bir çift kol kolandı  boynuna her acı tatlı günlerinde yanında olan bir çift göz ona sevgiyle baktı.

-Abi tek başına ne yapıyorsun burada? Bak ıhlamur çayı yaptık sana da getireyim mi?

-Tamam Polly getir...

Polly biraz yürüyüp durdu ve arkasına baktı abisini dalgın ve düşünceli görmüştü. ''Bu Türk kadınlarında ne var iki İtalyan erkeğini de kendilerine aşık ettiler. Birisi deli gibi sevdiği uğruna intihara bile kalkıştığı Azura'yı unutup Oya'yı seven Marzo diğeri ise iki evliliğin de bile böyle aşık olmayan abisi Guido ''Yüce Tanrım sen onlara yardım et '' dedi ve içeriye girdi.

Polly saat on ikiyi gösterdiği zaman hazırladığı yatağına baktı ve aynalı dolabın çekmecesinden çıkardığı kremlerini ellerine ve yüzüne sürmeye başladı. Tatilleri artık bitiyordu ve burada yaşadığı şeyleri hiç unutmayacaktı. Aynadan doğru kafasını yastığına koymuş ve gözlerini tavana dikmiş abisine baktı.

-Sen ne düşünüyordun böyle derin derin? Dedi Polly abisinin başına dikilerek çünkü ona kaç kez seslenmiş bir cevap alamamıştı.

-Polly yanıma otur seninle biraz konuşmak istediklerim var. 

-Bana bunu iki kere söylemiştin buda iki evliliğini de yapmadan önceydi sakın üçüncü kere evlenmeye karar verdim diye söyleme.

-Evet Polly biliyorsun ben aşık olduğum kadınla hemen evlenmek isteyen bir erkeğim ve Nergis'e aşık oldum, onunla evlenmek istiyorum.

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Where stories live. Discover now