ŞÜKÜRLER OLSUN

56 5 0
                                    

Kader eliyle bazen bize mutlu olacağımız insanları getirir fakat bilmemiz gereken bir şey vardır. Mutluluk da mutsuzluk da sonsuza kadar değildir.

Oya sabah içinde tarif edemediği bir mutluluk hissiyle uyanmıştı. Kendi evinin işlerini bitirince hem komşusu hem de can dostu Nergis'in evine giderek bahçesini ona kendi kendine söylenerek sulamıştı.

-Ah Nergis bir hafta dedin on gün oldu şu bahçenin haline bak dedi Oya ve elleriyle kurumuş yaprakları koparıp etrafı süpürdü, ağaçlardan dökülen yaprakları topladı sonra onları attı bahçeden çıkmadan ona gülümseyen çiçeklerin yapraklarını sevdi.

Evine gelince hemen radyosunu açtı mutfağa girdi ve buzdolabını temizlemeye başladı arada dans hareketleri de yapıyordu. Buzdolabının temizliği bitince raflarını koydu ve çıkardıklarını tekrar içine yerleştirdi. Mutfağındaki noksanları yazdığı listeyi eline aldı iki tekerlekli pazar arabasıyla alışverişe çıktı ve en sonda fırına uğradı ekmek aldı evine gelirken komşusu Mesude'yi gördü.

-Nasılsın Oya?

-İyiyim Mesude sen nasılsın?

-Yarın sana geleceğim evde misin? 

-Evdeyim tabi buyur gel Mesudeciğim.

Yarın Oya misafiri için güzel şeyler hazırlamıştı ve şimdi camda onları bekliyordu. Bir dakikalığına mutfağa gidince kapının zili çaldı.

-Hoş geldin Mesude.

-Hoş bulduk Oya sana kızımı da getirdim

-Billur ne kadar büyümüşsün. Hoş geldin.

-Oya teyzesi kızım büyüdü de evlendi bile gerçi daha çiçeği burnunda dört aylık gelin fakat harika bir ev hanımı oldu.

-Harika annenin harika kızı tabi olacak Mesudeciğim onu kim eğitiyor.

İçeriye girip oturan üç hanım sohbete devam ederken Oya mutfağa gidip çay koymuştu ve bu arada Billur da Oya'nın evini gözleriyle sanki beynine kopyalıyordu.

Evin içinde olmasa da Oya'nın elinin değdiği her şey onun ruhunu yansıtıyordu ve onun kişiliğini anlatıyordu. Billur onun mutfağına girince oradaki düzene, eşya seçimine ve zevkine hayran olmuştu.

-Oya abla evin çok şirin ve düzenli burada en çok şunu sevdim dedi Billur eliyle evin içinde sehpa ve dolapların üzerindeki küçük büyük vazolardaki hatta küçük kavanozlardaki çiçekleri göstererek ''Bir şey soracağım Oya abla''

-Sor bakalım yeni gelin dedi tatlı bir gülümsemeyle ona bakarak. 

-Evin çok düzenli benim evim çabuk dağılıyor sen bu düzeni nasıl sağlıyorsun?

-Bir kadının evinin ipleri daima elinde olmalı o ipleri bir elinden kaçırırsan tekrar toparlamak uzun zaman alır ve seni çok yorar, iyi bir ev hanımı olmak istiyorsan zamanını iyi kullanmayı öğrenmen gerek.

-Annem de hep zamanını boşa harcama diyor.

-Bak Oyacığım ben kızıma kaç kere söyledim kafasına girmedi sen söyleyince girdi.

-Biz gençleri eğitemiyoruz diye üzülüyoruz fakat onlar her şeyi öğreniyor ve zaman da bunu bize gösteriyor Mesüdeciğim.

Billur Oya'nın ikramlıklarının tarifini yazmış akşam evine gelince hemen pişirmeye başlamıştı ve küçük iki tane kavanozunu boşaltıp içine su doldurup birisini sehpasının üstüne diğerini de küçük masasının üstüne koymuştu kocası ise eve gelince değişen evin ve eşinin farkına varmış bundan çok memnun olmuştu. Billur  salonunun akşam ışıklarını kapatırken Oya ablasının sözleri kulaklarında yankılanıyordu. ''Billur kızım gece uyumaya gitmeden önce her şeyi düzenle tertiple sonra uyu çünkü annem bana gece işi hırsızlıktır sabah bir kalkarsın hiçbir iş ortada yok derdi, sende böyle yap '' 

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Onde histórias criam vida. Descubra agora