ACIYOR

87 10 0
                                    

Oya yatak odasındaki çekmecelerini düzenliyordu ve Marzo'nun içten gelen bol kahkahalı telefon konuşmasını duydu biraz dinledi fakat tek kelimesini bile anlamamış içinde bir kıskançlık ateşi yanmıştı. ''Ne oluyor bana neden kızıyorum şimdi ona, neden merak ediyorum. Belki de ülkesinde onun yolunu bekleyen bir kadın vardır. Hayır hayır yoktur  o zaman bana kendimi neden böyle hissettirdi. Allah'ım kalbim çok acıyor. Ya onu çağırırsa Marzo giderse o zaman ben ne yaparım ''

-Oya sen ne yapıyor ben çay içecek gel birlikte oturcak senle ben tamam dedi Marzo kapıya tıklatarak. Oya gözyaşlarını sildi saçlarını düzeltti sonra gardırobun kapağındaki aynada kendine baktı, odadan çıkarak salona geldi.

-Siz bu gün çok neşelisiniz galiba, çok güldünüz dedi kıskandığını belli etmek istemez gibi saçlarını parmaklarıyla kulağının arkasına geri iterken.

-Oo benim arkadaş var İtalya'da çok komik anlattı siz nasıl diyor kardeş gibi ismi Guido  dedi ve odasından bir küçük çerçeve getirip yan yana onunla birlikte çekilmiş resimlerini gösterdi. Oya onun bir erkek olduğunu görünce kendine kızdı ve gülmeye başladı fakat ona şaşkın bakan Marzo'ya hiç bir açıklama yapmadı.

Bu olayın üzerinden iki gün geçmişti. Marzo elinde paketlerle eve geldi odasına giderken Oya ona seslendi.

-Marzo fırından yeni kurabiye ve börek çıkardım çayda var dedi gözleriyle davet eder gibiydi. Marzo elindeki paketleri göstererek

-Oya ben gitmek dil kurs giymek bunlar yeni aldı bak beğenecek siz? 

Bir kahverengi kazak ve kalın kumaştan pantolonu poşetinden çıkardı, ilk önce kazağı uzattı. Oya elinde evirip çeviriyordu ki bir ilmeğinin aşağıya kadar sökülmüş olduğunu gördü.

-Marzo bakın bunda bir ilmek kaçıklığı var bunu geri götürün ve değiştirin.

-Oo sizin gözler mükemmel ben görmedi yarın götürmek.

-Olmaz bu gün götürmek gerek her şey sıcağı sıcağına olmalı.

-Sıcak sıcak ben anlamadı.

-Hadi birlikte gidelim şu işi halledelim.

-Bu iş halletmek olur, ben çok sevindi siz birlikte hiç anlamıyor ben bu iş. Oya mantosunu giyip başına şalını sardığında evden çıkmak için hazırdı. İkisi evden çıktıklarında yolda Nergis'le ve yanındaki komşularıyla karşılaşmışlardı.

-Nereye böyle Oya?

-Az işimiz çıktı Nergis, şimdi acelemiz var sonra konuşuruz dedi Oya ve ne onların yüzüne baktı ne de arkalarından konuşulanlara dikkat etti.

Mağazaya bir kazak değiştirmeye giren bu ikili bir kaç kıyafet daha alıp çıkmışlardı sonra da bir kafede birer kahve içmiş kalkmadan da biraz sohbet etmişlerdi. Eve gelirken Marzo arabaların üzerine biriken kararı eldivenli elleriyle kartopu yaparak Oya'ya atmış oda buna karşılık vermiş bir kaç kartopu da Marzo'ya o fırlatmıştı. Oya ve Marzo yan yana yürürken Oya bir ara dengesini kaybederek düşme tehlikesi geçirmiş fakat onu sıkı tutan Marzo buna izin vermemişti. 

-Oya sen düşcek ben nasıl hesap vercek Nergis Hanıma dese de dili fakat kalbi başka söylüyordu ve bunu Oya duymuyordu. ''Sen düşecek ve bir yerin kırılacak diye benim kalbim duracaktı '' Oya'nın elinden tuttu ve koluna girmesini istedi. Oya yıllardır bir erkeğin koluna hiç girmemişti ilk önce biraz garip gelse de sonradan hoşuna bile gitmişti.

Bu gün Marzo saatlerdir çizim yapmış çok yorulmuştu, yatağının üzerine uzanmıştı sonra kalktı bir kaç tane belini bacaklarını çalıştıracak spor hareketleri yapmaya başladı. Odanın havasız olduğunu anladı ve havanında biraz güneşli olmasından cesaret alarak pencereyi açtı. Yere yüzükoyun yatarak şınav çekmeye başladı yorulunca kalktı ve kollarıyla çember çizerken Oya'nın bahçe kapısında bir adamla konuştuğunu gördü. Odanın duvarına saklandı ve konuşmaları dinlemeye başladı. Marzo çok merak ediyor fakat kelimelerin çoğunu anlamıyordu çünkü çok hızlı konuşuyorlardı daha bir kelimeyi çözene kadar öbür kelimeler kaçıyordu. Kendi kendine kızarak. 

Bir İtalyan'la Aşk ( KİTAP OLDU )Donde viven las historias. Descúbrelo ahora