60•

1.3K 129 65
                                    

Gökyüzü

Beynim zonk zonk, ağrılar, sancılarla uyandım. Saçlarımı okşayan naif parmaklarla başımı sola çevirdim. Kenan beni seyrediyordu. "Dün fazla kaçırmışsın."

Gözlerimi ovaladım. "Özür dilerim."

"Önemli değil, yatırdım seni."

Önüme baktım, gözlerim bir daha kapanmak için yalvarıyordu.

"Geldiğinde ağlıyordun."

Ona gizlendim, sessiz kaldım. Neden ağlıyordum ki? Hiçbir şey hatırlamıyordum.

Alnımı okşadı. "Birisi canını mı yaktı? Anlatmak ister misin?"

Kaşlarımı çattım, en son Yağmur vardı ve shot atıyorduk. Hayır, en son başka bir bardayım. Hayır hayır... Kenan'a sarılıyordum. "Parça parça... Hatırlayamıyorum."

Masum bir öpücük verdi. "Boşver. Kahvaltı hazırladım."

"Kendimi bok parçası gibi hissediyorum."

"Berbat içmiştin. Yağmur'u aradım, cin içmişsin."

"Tam bir mankafayım."

"Olur öyle,"dedi sırıtıp. "Kalk bakalım, yemek vakti."

Mutfakta aç kurt gibi yemeğe gömülmem bir dakikaydı. Kenan Netflix'te dolaşırken benim yiyişime yandan gülerek baktı. Ekmekle yumurtanın dibini sıyırdım. Hala ağrıdan ölüyordum ama aç karna uyuyamazdım.

Çiğ börekten ısırdım.

Telefonum titredi, böreği yemeyi kesmeden cevapladım. "Efondom?"

"Gökyüzü, uyandın mı? Ben David."

"Yemek yiyorum,"dedim tuhaf ses tonuna aldırmadan.

"Peki... Dün çok içince meraklandım."

"Kenan bana bakıyor, düşünmen yeter,"dedim gülüp.

"Tamam, anladım. Afiyet olsun."

"Sağ ol, sana selamı var."

Kenan televizyona umursamaz bakışlar atarak "Hayır, yok,"dedi.

"Görüşürüz David'cik."

Telefonu koltuğa attım, erkek arkadaşıma döndüm. "Neyin var senin?"

"David'den haz etmiyorum."

"Neden?"dedim şaşkınlıkla.

Ela gözlerini bana dikti, bakışlarıyla yere çivilenmiş gibiydim. Neden öyle bakıyordu?

"Çünkü herkesi sevmek zorunda değilim Gök."

"Kıskanıyorsun yani."

"Onu mu?"dedi küçümsercesine.

"Evet! Çok saçma."

"Sürekli seni arıyor, beraber dans çalışıp duruyorsunuz ve yine beraber kahve içiyorsunuz."

"İnanamıyorum ya. Ondan hoşlanabilir miyim sence?"diye haykırdım.

Gözlerini devirdi. "O boş değil."

Çatalımı bıraktım. Bunu nereden çıkarıyordu ki?

"Eşcinsel olup olmadığını-"

Çenesini sıktı. "Siktir git Gökyüzü, çocuk mu kandırıyorsun? Besbelli eşcinsel. Seninle konuşurken ses tonundan bile anlıyorum."

"Ama ben seninleyim."

"Rahatsız oluyorum şu götten."

Ağrıyan başımı tuttum. Kavga etmek için çok yorgundum.

Gofret {Texting} bxbWhere stories live. Discover now