7•

5.1K 389 232
                                    

Naberr şimdi kafanız karışmasın diye zaman dilimi hakkında açıklama yapacağım!

Yarıyıl tatilindeler işte ocak şubat arası falan bb

Multi de Kenan 🌈

**
Bitmiştim.

Adım atacak ufacık bir gücüm bile kalmamıştı. Otobüsler en büyük kabuslarımdandı. Aile evinden beterdi. Neyse ki üç gün kalmıştım ve bir bahane bulup erkenden geri dönmüştüm. Eskişehir'den Zonguldak'a gitmek ölüm belgenizi ısmarlamak demekti. En azından benim adıma öyleydi, beni çok fazla otobüs tutardı.

Kapıya başımı yaslayıp "Kenan,"dedim. Bir elim zili çaldı. Kapıda bir dakikaya yakın bekleyince sinirlenip telefonumu çıkardım. Şimdi görürdü.

Tam o anda kapı açıldı ve tökezledim.

Gördüğüm yüzle ağzım açık kaldı.

"Burcu?"

Kenan'ın eski şıllık sevgilisi?

"Merhabalar, Gök."

Mirhibilir Gik.

Hey, bana sadece Kenan, Gök diyebilir! diye çıldırırken dışımdan sadece gülümsedim.

Merhabalar deyiş şekli de tüylerimi ürpertiyordu.

Kenan ağzındaki sigarayı parmakları arasına alıp başıyla işaret verdi. "Gelsene, biz bizeyiz."

"Baya biz bizesiniz, orası belli,"dedim alayla.

Burcu'yla asla anlaşamıyorduk ama anlaşıyormuş gibi yapıyorduk çünkü Kenan gerçekten sinirlendirmek istemeyeceğiniz insanlardandı. Ciddi bir öfke içindeyse hepimize geçmiş olsun.

Burcu üstünü bile düzeltmedi. "Film izliyorduk, Gök. Sen de izlemek ister misin?"

"Yok, ben yorgunum. Size iyi sevişmeler."

Odama gidip kapıyı kilitledim.

Bir bu eksikti. Eve kız atmasından nefret ediyordum. İçimde anlamsız bir öfke oluşuyordu. Bir de yorgun olduğum için iyice deliriyordum.

Elime vurdum. Tırnağımı yemeyi bırakacağım!

Yorganı nefes alamayacağım kadar çekip kendimi boğmaya karar verdim. Ben bir kere bile Gülin'i getirmemiştim!

Yorganı tekmeledim.

"İnleyin bak ne yapıyorum sizi,"diye tısladım.

Neden Çağılla aynı evde değildim ki? Evrimle en fazla ne yapabilirlerdi? Hem çok şirinlerdi, onlara kızmam.

"Kahve mi çay mı?"diye seslendi Burcu.

"Anneni tercih ederim,"diye fısıldadım.

"Kahve,"dedi Kenan da.

Yorganı ısırdım. Bağırmadan konuşamıyor muydular?

Birkaç dakika sonra kapım usulca açıldı. "Uyudun mu?"

"İnlemezseniz evet."

Kenan güldü. "Yorganı çek de konuş, anlamıyorum."

Omuz silktim.

Yatağın ucuna oturdu. "Burcu kek yapıyor. Yer misin?"

"Tokum ben, iyi geceleer!"

Sırtımı ona döndüm.

Yorganı birden aşağı çekti. "Kıskanç Gök neredeymiş? Aa burada!"

Yüzümü yastığa deve kuşu gibi gömdüm. Keşke deve kuşu olsaydım.

Omzuma dokundu. "Bak bir."

"Uyuyoruum."

Kolunu başımın yanına koyup üzerime eğildi. Yastığa gömülmekten nefessiz kaldığımdan yüzüne baktım. Gülüyordu. "Huysuzlaşma. Kız güzel kek yapıyor."

"İstemiyoruz dedik ya!"

"Yol yorgunuyken de ayrı huysuzsun,"dedi alayla. Çenemi tutup mavilerini yüzümde dolaştırdı. "Ne oldu? Muavin kek vermedi mi?"

"Dalga geçme."

Gülümsedi. "Çok yorgun musun?"

Başımı salladım.

"Battaniye de getireyim."

"Burcu'yla neden barıştınız?"

Ve neden haberim yoktu?

Çağıl biliyor muydu?

"Barışmadık."

"Aynen, evdeki de ilüzyonu."

"Seks yapıyoruz, illa bilmek istiyorsan. Şu sıralar ilişki adamı değilim."

Doğrulup battaniye çıkarmasını izledim. "Güzel sevişiyor demek o kadar."

Göz devirdi. "Takıldığın yer neresi?"

Bana göz devirmesine sinir oluyordum!

"Sevişmek için eski sevgilinle barışman da ne bileyim."

"Aramız kötü değildi. Arkadaşız. Sevişen arkadaşlardan. Çocuğa laf anlatır gibi anlattırma."

Başımı sallayıp gülümsedim. Ne kadar kolay söylüyordu.

"Çok huysuzsun,"dedi battaniyeyi üzerime bırakıp. "Alt tarafı Burcu."

"Evet, iyi geceler,"dedim tersçe. Gözlerim sinirden dolmaya başlamıştı.

Bana eğildi. "Sinirlisin."

"Değilim, siktir git."

Çenemden tekrar tutunca elinden kurtulmaya çalıştım ama gözlerime bakmayı başardı. "Sorun Gülin mi?"

Başımı omzuna yasladım.

Sorun neydi ki?

Lanet sorun neydi?

"Burcu kaşarın teki,"diye tısladım. O kızdan nefret ediyordum.

Kenan iç çekti. "Abartmıyor musun, Gök?"

Burnum burnuna temas ediyordu.
"En çok beni sevmeni istiyorum Kenan."

Ağzımdan dökülen sözcüklerle birlikte ağzım açık kaldı. Bunu içimden geçirmemiştim.

Ensemden saçlarıma tırmanan eliyle bakışlarımı kaçırdım.

Kızardığımı hissediyordum, onu bu kadar sahiplenmem sanırım doğru değildi. Eli saçlarım arasında gezinirken "Yüzüme bak,"diye fısıldadı.

"Öz...Özür dilerim. Haklısın. Çok büyütttüm. Her şeyi büyütüyorum."

Fevri bir hareketle ayağa fırladım.

"Gökyüzü?"

Arkama bakmadan dışarı çıktım.

Yine olmuştu işte.

Çizgiyi aşmıştım.

🥺

Gofret {Texting} bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin