3•

6.2K 428 272
                                    

Gökyüzü

"Be-Ben ge-geldim! Yee!"

"Bağırmadan gel amına koyayım."

Kenan bana bağırma deyip kendi bağırınca göz devirdim. Çizi'yi kucağımdan özgür bıraktım ve yatağına koştu.

Çizi neydi ben falan mı?

Mutfağa salına salına yürüdüm. Üstümdeki ceketi yarım çıkarıp kendime ceketle düşük bütçeli yel yaptım. Hava bugün çok sıcaktı.

"Ne yapıyorsun?"diye sordum Kenan'a.

Mavilerini kısa süreliğine bana dikti. "Meyve tabağı."

"Film mi izleyeceğiz?"dedim hevesle.

"İzleyeceğim."

"Bensiz?"dedim dehşetle.

Omuz silkti.

Kollarımı beline sarıp koala gibi yapıştım. Bu hareketime sinir olurdu ve bırakmam için ne dersem yapardı.

"Siz Gülinle izlemişsinizdir yavrum."

Duraksadım.

"Fark etmeyeceğimi mi zannettin Gökyüzü? Ben seni senden iyi tanıyorum."

Yutkundum sadece. Kimse çıktığımızı bilmiyordu. Yeni olduğundan da haber verememiştik ama açıkçası ilgi odağı olmak istemiyorum. Bu yüzden de söylememiş olabilirim.

Sonuçta ortak arkadaşlarımız çok fazla.

"Özür dilerim..."

"İlgi odağı olmak istemedin, anladım."

"Evet..."

"Çok hoşlanıyorsun herhalde, sevgililerin sayılıdır."

"Evet ama sorunlu bir ilişkimiz var, sayemde."

"Gülin seni böyle kabul ediyor, Gök."

İç çektim. "Ben kendimi böyle kendimi kabul edemiyorum. Ona istediği her şeyi vermek istiyorum."

"Bak,"dedi elindeki her şeyi bırakıp. Çenemi tutup yüzüme baktı. "Seks sandığın gibi bir şey değil. Yapmayınca ölünmüyor. İnsanına göre bir şeydir. Bazı insanlarla kabus olur, tamam mı?"

Öylece bakınca "Anlamadın,"dedi. "Birisine delicesine aşıksındır mesela ama karşı taraf berbat sevişiyordur. Ruhlarınız da uyuşmalı. Ancak aşkta bir kere doğruyu buldun mu gerisi önemli değil. Aşk ve tutku ayrı şeylerdir, aşksız solarsın ama tutkusuz yine sen sensindir."

"Çok... tecrübeli gibi konuştun."

Güldü.
"Evet, ilk seksim berbattı. İlkler berbat oluyor."

Gözlerimi kısıp güldüğümde eli yüzümde gezinmeye devam etti. Mayışır gibi hissetmiştim. Yüzüm ve saçlarım en hassas noktalarımdandı.

"Kendini çok yoruyorsun Gök. Bunlara gerek olmadığını biliyorsun."

Gözlerimi kaçırdım.

"Malefiz izleyecektim. İzleyelim mi?"dedi durgunlaşınca.

Boğazıma kadar tırmanan aptal hissi atmaya çalıştım.

Atamadım.

Sulu gözdüm işte.

Elimi ağzıma götürüp hıçkırdım. "Böyle olmaktan nefret ediyorum! Onun istediği erkek olamıyorum, kimsenin is-istediği erkek olamıyorum!"

Kenan derin bir nefes verdi.

"Nefret ediyorum kendimden! Konserde yapabilirim sandım, keşke ölsem de kurtulsam! Kendimi hiç bu kadar rezil etmemiştim!"

Kenan ani bir hareketle elindeki tepsiyi masaya  öyle bir koydu ki ağlamayı kestim.

"Sana ne dedim?"dedi ciddice.

"Ağ-Ağlama dedin."

"Başka?"

"Bi-Bilmem."

Yakamdan tutup çekti. "Aseksüelim, ölmek istiyorum gibi bir cümleyi bir daha asla duymayacaktım, değil mi?"

Sessizce yüzüne baktım. Çok nadiren bu kadar ciddi olurdu.

"Bir şey sordum,"dedi eli yakamdayken. Gözleri gözlerimden ayrılmıyordu.

Burnumu çekip hızlı hızlı başımı salladım. "Özür dilerim."

"Dileme, lanet olsun dileme! Sadece kendine bu kadar yüklenme."

"Çok özür dilerim."

"Geri zekalı."

"Öyleyim."

"Bana bak."

Yumuşamış bakışlarına karşılık verdim.

Sakin bir sesle sordu.
"Bu aralar sana bağırdığımda neden böyle yapıyorsun? Kaç senedir tanıyorsun beni. Canını yakacağımı mı zannediyorsun?"

Dudaklarım titrerken başımı iki yana salladım. Haklıydı, o kadar haklıydı ki her seferinde yerin dibine giriyordum.

"Çok utanıyorum,"dedim alçak sesle.

Başımı omzuna yasladım.

Kollarını bana sarıp "Kendini bu kadar yorduğundan,"dedi.

Başımı salladım.

"Tamam, unutalım bunu. Film izlemek istiyor musun?"

"Sen de izlersen ama..."

"Mal zaten izleyeceğim, kaç dakika boşuna hazırlanmıyorum,"deyince ikimiz de gülmüştük.

Salona yürüyüp ezbere bildiğim hareketleri tekrarladım, önce laptopu masaya koydum, sonra filmi açtım.

Kenan tepsiyi uzattı. "İçecek ister misin?"

"Ice tea alabilirim."

"İyi alıştın sen de. Ananın evi değil burası. Bugünlük keyfini çıkar,"deyip mutfağa gitti tekrar.

Gülümsedim. Kenan olmasa ne yapardım?

Yarın akşam yemeğini ben yapmalıydım.

Ice tealerle gelip koltuktaki yerini aldı, her zamanki gibi filmin başlarında bacaklarını laptopun yanına -masaya- uzattı. Cipslerden ağzıma bir tane attım.

"Sessizsin,"dedi birkaç dakika sonra. "Genelde film izlerken yüz tane soru sorarsın."

"Anlıyorum da ondan,"diye kıvırdım. Yorgun hissediyorum demek istemedim.

Kolunu omzuma atıp beni kendisine çekti. Başımı ona yaslayarak filmi izlemeye devam ettim.

Eli saçlarımda dolaştı. Dirseği omzumda baskı yapmayacak şekilde duruyordu.

Uyuşmuş bir tavırla gözlerimi siyah saçlarına diktim. Başparmağını kaşıma bastırdı, hafifçe ovdu.

Gözlerimi kapattım.

O kadar rahatlıyordu ki...

"Kenan..."

"Uyuyacaksan çabuk uyu. Filmimi bölme."

Dudaklarım kıvrılırken başımı salladım.

Dying for youu dying for youu

Gofret {Texting} bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin